Dünya son birkaç aydır nefesini tutmuş 3 Kasım 2020 Salı günü Amerika’da yapılacak Başkanlık seçiminin sonucunu bekliyordu. Seçimlere birkaç gün kala Başkan Donald Trump amiyane tabirle çamura yatmaya başlamıştı. “Seçimlere büyük ölçüde hile karıştırıldığını” ileri sürüyordu. Üstelik bununla ilgili bir kanıt ortaya koyamıyor ama gözünü yumuyor ağzını açıyordu. 4 Kasım sabaha karşı eyaletlerin bir kısmı
Bir yol bulup Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı FETÖ’ye ya da PKK’ya destekçidir diye ya da Soros’çudur, ne bileyim ulusalcıdır diye hapse atmak mümkün olsaydı belki işler daha kolay olurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim rüşveti olduğu apaçık desteklerle 11 Ekim cumhurbaşkanlığı seçiminde arkasında durduğu Başbakan Ersin Tatar belki daha iyi sonuç alırdı. Belki
ABD’nin eski Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın “muhalefete yardım ederiz” sözlerine karşı siyasilerin tamamı “Asla, etki edemezsiniz!” diyerek tepki verdiyse de gerçek hiç de öyle değil. Elbette yabancılardan para kabul etmeyeceklerdir fakat siyasi partiler ve siyaset, kayıt dışı finansmana bağımlı, para ile etkilemeye ve müdahale tehlikesine açıktır.Anayasanın 68(8) maddesi, siyasi partilerin mali gücünü “devletin, yeterli düzeyde
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ne erken seçim ne koalisyon olacağının söylendiğini hatırlıyorum. Bugün bu beklentilerin yanlış çıktığını görüyoruz. Muhafazakar hassasiyetlerin öncellendiği güncel ortamda bir sonraki seçimlerin de vaktinden önce olacağını beklemek artık doğaldır. Ancak bu seçimlerin mevcut partiler ve seçim kanunları çerçevesinde yürütülmesini beklememek gerekir. Dar ya da daraltılmış bölge sistemine geçiş tartışmaları şimdiden başladı.Yeni düzenlemelerde
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 12 Şubat’ta AK Parti’nin Meclis grubunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na verip veriştiriyor, “FETÖ’nün siyasi ayağının” asıl o olduğunu öne sürüyordu. Erdoğan 15 Temmuz askeri darbe girişiminden söz ederken dinleyici sıralarından bir el kalktı, bir ses duyuldu. 15 Temmuz yüzünden işini kaybetmişti, iş bulamıyordu, çocukları zor durumdaydı, Cumhurbaşkanından iş istiyordu. Korumalar adamın sessini
Erken seçim ihtimali birkaç gün öncesine dek, siyasetin seyrini anlamaya çalışan yabancı yatırımcıların sorduğu bir soruydu sadece. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomi bu haldeyken seçime gitmesinin “büyük risk” olacağını görüp, en azından Kasım’daki ABD seçimlerine, yani 2020 sonuna dek bu ihtimalin üzerini çizip diğer ihtimallere yoğunlaşıyorlardı. Oysa hafta başından itibaren bir anda siyaset gündeminin ilk sıralarına





