On his way to London for NATO’s 70th-anniversary summit, when asked about whether “Turkey would veto the defense plan for the Baltic region if other NATO member-states do not designate the YPG as a terrorist organization”, Erdoğan had a clear response. He said that “If our friends in NATO don’t recognize as threats those that
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NATO’nun 70’inci yıl zirvesi için Londra’ya yola çıkarken, “Bazı NATO üyesi ülkelerin YPG’yi tehdit olarak görmedikleri ve Türkiye’nin de buna karşılık Baltık Savunma Planı’na onay vermeyeceği” sorulduğunda şunları söylemişti: “Bizim terör örgütü olarak telakki ettiğimiz ve kendileriyle terör mücadelesi verdiklerimizi bizim NATO’daki dostlarımız eğer terör örgütü olarak kabul etmezse, kusura bakmasınlar;
İnsan sormadan edemiyor: Yoksa artık AK Parti yöneticileri, aynı zamanda genel başkanları olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sormadan yasa tasarısı hazırlamaya mı başladı? Yoksa Erdoğan’ın dünya politikasıyla uğraşmasını fırsat bilip yurt içinde belli çıkar odaklarıyla işbirliği içinde bir oldubittiyle Meclis’ten yasa geçirmeye kalkmaya mı başladılar? Yoksa artık Erdoğan’ın gayrı resmî koalisyon ortağı gibi davranan MHP lideri
2 Aralık öğleden sonra HDP’nin önceki eş-başkanı Selahattin Demirtaş’ın sağlık durumu üzerine yayılan haber, siyasi gündemi bir anda etkisi altına aldı. Demirtaş’ın kardeşi ve avukatı Aygül Demirtaş, müvekkilinin bir hafta önce, 26 Kasım sabaha karşı bilincinin bir süre kapalı kalmasına neden olan bir fenalık geçirdiğini, ancak Edirne cezaevi doktorunun üç ayrı hastane tetkiki istemesine karşın
NATO, The Western Defense Alliance, will celebrate its 70th anniversary during the London Summit of December 3-4; it will be a true endurance test for Turkey’s relations with the West. At the heart of the tension, there is a verbal duel between Turkish President Tayyip Erdoğan and French President Emmanuel Macron. Erdoğan accuses Macron of
Batı Savunma ittifakı NATO’nun 70 yılını geride bırakacağı 3-4 Aralık Londra Zirvesi, Batı ile ilişkilerde ciddi bir dayanıklılık testine daha sahne olacak. Gerilimin odağında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasındaki söz düellosu var. Erdoğan, Macron’u Suriye’deki YPG/PKK varlığını meşru göstererek “terörizme destek olmakla”, Macron da Erdoğan’ı terörle mücadele gerekçesiyle Suriye’deki askeri varlığını
I must say I was jealous of my journalist colleague Tim Sebastian when I watched Turkish President Tayyip Erdoğan’s spokesman İbrahim Kalın answer his questions for Deutsche Welle. It wasn’t about Sebastian’s interview style; I even thought it was rather brave of a figure like Kalın to accept speaking to Sebastian, whose aggressive style is
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Deutsche Welle’de gazeteci Tim Sebastian’ın sorularını yanıtlarken izlediğimde doğrusu meslektaşımı kıskandım. Soruş şeklini değil gerçi; bu anlamda Kalın’ın kendisini, agresif üslubu belli olan Sebastian’ın karşısına çıkmasını cesurca dahi buldum. Ama İbrahim Kalın, ya da herhangi bir devlet yetkilisi Türkiye’de bu soruları soracak bir gazetecinin karşısına çıkar mıydı? Çıkacak olsa,
On November 27, the Istanbul Police announced the arrest of Iranian Masoud Molavi Vardanjani’s murder suspect “Abdülvahap K.” and 4 others helping him following an operation in Arnavutköy district. It was a joint operation by the Police and the National Security Organization (MIT). A day earlier, on November 26, U.S. Secretary of State Mike Pompeo
İstanbul Emniyeti, iki hafta kadar önce İstanbul’da öldürülen İranlı Masoud Molavi Vardanjani’nin katil zanlısı “Abdülvahap K.” ve ona yardımcı olan 4 kişinin Arnavutköy’de düzenlenen bir operasyonla yakalandığını 27 Kasım’da duyurdu. Zanlılar, Emniyet ve MİT’in ortak operasyonuyla yakalanmıştı. Bir gün önce, 26 Kasım’da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Türkiye’ye iltica eden İranlı rejim muhalifi” Masoud Molavi’nin