Marshall Fonu’nun Türkiye, Avrupa ve Küresel Konular Programı kapsamında gerçekleştirdiği “Avrupa Birliği Algıları” araştırmasının sonuçlarına göre Ukrayna Krizinin ardından Türkiye yüzünü AB’ye döndü, Rusya’ya destek düşerken, kamuoyu dış politikada denge politikasını ve müzakereyi “değerli yalnızlığa” tercih etti. German Marshall Fonu’nun (GMF – The German Marshall Fund of the United States) 27 ilde 2.180 kişiyle Mart
AK Parti ve MHP’nin değiştirdiği seçim yasası siyasette taşları yerinden oynattı, hesapları değiştirdi ama muhalefet partileri kendilerini yeni koşullara karşı kendi hamlelerini yapmaya başladı.Özellikle seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesi muhalefet cephesinde yeni oluşumları gündeme getiriyor.Bu durum sadece 6’lı muhalefet koalisyonunun son toplantısında seçim yasasındaki değişiklikler karşısında çalışma grubu kurma kararıyla sınırlı değil.Saadet Partisi lideri Temel
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 14 Nisan günü toplandı ve politika faizini değiştirmeyerek yüzde 14 düzeyinde tuttu. Politika faizi, Naci Ağbal döneminde, 18 Mart 2021 tarihli toplantıda iki puan artırılarak yüzde 19’a yükseltilmişti. İki gün sonra, 20 Mart 2021’de yeni bir Merkez Bankası Başkanı, Şahap Kavcıoğlu atandı. Politika faizi 23 Eylül 2021’deki toplantıya
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın 13 Nisan’da Twitter üzerinden birbiri ardına iki yayın yaptı. Bu yayınların en önemli kısmı Türkiye’nin de “Yeni bir soğuk savaş dönemine girdik” saptaması yapmasıdır. Bu saptamaya bağlı olarak “bölgesel ittifaklar” dahil, “yeni dengeler kurulacak” saptaması da önemlidir, birazdan yakından bakacağız. Ancak bu açıklamayla Türkiye’nin -güvenlik ve savunma boyutu dahil-
Kısaca olayı hatırlatalım, 12 Nisan’da sosyal medyada gereksiz bir “e-Devlet hacklendi” ve “en büyük hackleme” kargaşası yaratıldı. Olan şey e-Devlet’in hacklenmesi değil, hacklenmiş kişilerin e-devlet sitelerine girişi ile ilgili bilgiler idi. Siber dünyaya yabancı olanlar için teşbih (benzetme) yoluyla ifade edersek, “bir ev kirlendi” değil, “eve kirlenmiş ayakkabıları olan insanlar girdi” şeklinde bir olay oldu[1].
ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nün değerli öğretim görevlilerinden Helga Tılıç Hocamdan aldığım tek bir ders üzerinden uzman olmadığım alanda teknik bir yazı yazmak niyetinde değilim. Ama şunun altını çizmek isterim ki “Toplumsal hareketler”, Sosyolojinin önemli uzmanlık alanlarından birisi. Genel anlamıyla toplumsal hareketler, “elitlere, otoritelere, başka gruplara ya da kültürel kodlara karşı, ortak hedeflere sahip ve dayanışma içinde
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 12 Nisan’da TBMM parti grubuna hitabında yine esti gürledi. Ama sonunu pek alışık olmadığımız bir şekilde getirdi. Kürsüden inerken “Mahallenin uşaklarını” MHP’ye çağırdı, adeta neşe içinde.Gazeteciler birbirine baktı, “mahallenin uşakları” da ne demekti? Bahçeli kimleri kastediyor, demek, nereye varmak istiyordu?Buradaki “uşak” kelimesinin birilerine uşaklık edenler anlamında kullanılmadığı belliydi ki onları
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 07 Mart’ta Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Yıl Sonu Değerlendirme toplantısında yaptığı, yargıda yapılacak yeni düzenlemelere ilişkin konuşmasında; hâkim ve savcı adaylığı sürecinin kaldırılacağını, yerine Hâkim ve Savcı Yardımcılığı müessesesinin getirileceğini, eğitici hâkim ve savcıların, usta-çırak ilişkisi içerisinde, üç yıl süre boyunca, “yardımcı” hâkim ve savcıları yetiştireceklerini ifade etmiştir. Henüz detayları
Hükümet yanlısı medya 12 Nisan kabine toplantısından ekonomik krize dair müjdeler bekliyordu. En çok emekli maaş ve bayram ikramiyelerinin artışı beklentisi yükseltiliyordu. Ayrıca temel ihtiyaç maddesi fiyatlarındaki artış durdurularak dar gelirli vatandaş hayat pahalılığı ve fırsatçılara ezdirilmeyecek, kamuya iş yapan müteahhitler enflasyon zararları desteklenerek projelerin devamı sağlanacak gibi müjdeler de bekleniyordu.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabine toplantısı