Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fethullah Gülen, 20 Ekim 2024 tarihinde ABD’de vefat etti. Aynı günlerde FETÖ terör örgütü tarafından 15 Temmuz’da bombalanan Gazi Meclis’te, diğer terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, DEM Parti milletvekillerine hitap etmesi, PKK’nın silah bırakması
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan kendisiyle görüşüyor, hatta Beyaz Saray’a davet ediliyordu. Trump ilk döneminde Türkiye’ye olmadık kötülükler yapsa da Erdoğan, Trump’ın ikinci döneminde ABD ile yeni sayfa açılacağını ümit ediyor. Ama bu yeni sayfada Türkiye için işler daha da zorlaşabilir ve Erdoğan, Biden dönemini
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine aynı gerekçeyle soruşturma başlattı. Bunun öncesinde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan SGK borcunu ödemeyen belediyelere haciz getireceklerini açıklamıştı, Ankara’yı özellikle öne çıkarmıştı. Yavaş “Toplu bir hücum başlatıldı” diyor. Haksız sayılmaz. Aynı
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli; terör bitirilir, enflasyona kesif darbe indirilir ve Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin doğru olacağını ve kendilerine göre Erdoğan’ın tek seçenek olduğunu ifade ederek yeni ve sivil anayasa ile Erdoğan’ın adaylığı hakkında MHP’nin
Nobel ödülüne layık görülmesi hepimizi gururlandıran (ve bir GS Lisesi mezunu olarak benim de özellikle göğsümü kabartan) değerli bilim insanımız Daron Acemoğlu geçenlerde yine değerli gazetecilerimizden Fatih Altaylı ile yaptığı bir söyleşide, Atatürk’ün gerçekleştirdiği siyasi, sosyal ve kültürel devrimler arasına, elinde siyasi gücü olduğu (örneğin laiklik ilkesini getirdiği) halde, örneğin laiklik ilkesini, demokrasi devrimini neden
İsrail’in önceki Dışişleri Bakanı İsrael Katz kafayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a küfretmeye takmıştı, cevabını vermek de Dışişleri Sözcüsü Öncü Keçeli’ye düşüyordu. Binyamin Netanyahu, Gazze’yi yerle bir eden Savunma bakanı Yoav Gallant’ı artık yeterince şahin bulmayınca yerine Katz’ı getirdi. Yeni İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın ilk açıklamalarından biriyse “Siyasi bağımsızlığı olmayan büyük milletlerden biri” ve “Yahudilerin doğal
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son günlerde popüler isimlerin tutuklanmasıyla Türkiye’nin gündemine giren yasa dışı sanal kumar soruşturması hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Babacan, hükümete sert eleştirilerde bulunarak, “menfaatiniz yoksa bunların fişini çekin” dedi. “Menfaatiniz yoksa bitirin” Flash Haber TV’de yayımlanan “Türkiye Nereye” programında konuşan Babacan, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Eğer ortaklığınız, bu
MİT Hukuk Müşaviri Fuat Midas, Etki Casusluğu kavramını örneklerle, ülke adı vermeden anlatmaya başlıyor: “Adam üçüncü bir ülkede bir şahsa, yabancı bir ülkenin şahsına suikast düzenleyecek. Bunun malzemelerini patlayıcı maddelerini benim ülkem üzerinden, Doğu’dan bir başka ülkeden getiriyor. Benim ülkem üzerinden geçirip üçüncü ülkede bu faaliyeti yerine getirecek. Biz, bunu tespit ediyoruz, adamı yakalatıyoruz. Adamın
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 10 Kasım’da yaptığı iki konuşmayla Türkiye’nin “önümüzdeki dönemde” başlatacağı önemli bir siyasi-askeri operasyonun haberini verdi. Bu konuşmalardan biri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86’ıncı yılı dolayısıyla yaptığı konuşmaydı. Diğeri de diğeri de kendi döneminde Beştepe’ye taşıyana dek bütün cumhurbaşkanlarının makamı olan Çankaya Köşkünde başkanlık ettiği Kabine Toplantısı ardından yaptığı konuşma.