Gazeteci-Yazar
Oligarşik yönetimindeki sadık yardımcıları halka seslenecek diye beklerken Beşar Esad’ın ailesiyle birlikte Moskova’ya kaçmış. Doha’daki basın toplantısında sorulduğunda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Bilgimiz yok” yerine “Yorum yapamam, muhtemelen Suriye dışında” demesi de akla Esad’ın özel izinle Türkiye üzerinden Rusya’ya gitmiş olabileceğini getiriyor. O Moskova yolundayken sadık yardımcılarının bir kısmı da zaten HTŞ liderliğiyle geçiş dönemi
Şam’ın çöktüğünü Tahran da anladı, Ankara anlayamıyor. İktidarıyla, muhalefetiyle, okumuş yazmışıyla anlayamıyor. Yıllardır Beşar Esad ve Baas rejiminin Suriye topraklarının pek az bir kısmında, o da Rusya ve İran desteğiyle sözünün geçtiğini göremeden “Esad’la anlaşırsak sorun çözülür” yanılsamasıyla siyaset yapanlar, şimdi geçmişe yakınmakla meşgul. 2016’ya kadar Esad rejimini devirmek için uğraşıp sonra dikkatini Suriye’de ABD
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesini savunurken Türkiye’nin silahlanma programına dair önemli açıklamalarda bulunmuştu. Buna göre, Türkiye’yi Rusya’dan S-400 füzeleri aldığı için F35 uçakları programından çıkaran ABD son gelişmelere göre fikir değiştirmiş, S-400’lere rağmen F35’e dönüş için kapıyı aralamış, Türkiye de 40 F35 alımı için
Önceden söyleyeyim: “Batı kendini batırırken Çin Batının ekonomi-politik putlarını kırıyor” demek, ne Komünist Parti yönetimindeki Çin’e övgü, ne kendi değerlerini batırmakta olan Batının halinden memnuniyet duymak anlamına geliyor. Bu yazı daha çok 21’inci yüzyılın ilk çeyreğini bitirirken geldiğimiz ve aşmak üzere olduğumuz eşiğin fotoğrafını çekme gayretidir. Batı kendi kurallarını çiğnerken Son örnekten başlayalım. Fransa’da Michel
Güney Kore’nin durumu Türkiye gibi değil, gerçekten her gün onu işgal etmekle, yok etmekle tehdit eden, tepeden tırnağa silahlı, Kuzey Kore gibi bir düşman kardeşi var. Halk desteği günden güne eriyen Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol buna güvenerek, iktidarını bir daha kazanamayacağı seçimle riske atmaktansa, bir post-modern darbeyle parlamentoyu feshetmeye kalktı. 3 Aralık günü
Rusya, Ukrayna-NATO kriziyle, ABD İsrail-Lübnan ateşkes anlaşması ve Şükran Günü ile meşgulken fırsatı değerlendiren Heyet Tahir el Şam örgütü liderliğindeki radikal İslamcı silahlı gruplar kısa süre içinde Halep ve İdlip’i tamamen ele geçirdi, başkent Şam yolunda Hama’ya girdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, HTŞ saldırısının 28 Kasım’da başlaması ardından -iç ve dış kamuoyundaki algının aksine- Ankara’nın
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un 27 Kasım’da CNN Türk’de Dicle Canova’ya söyledikleri MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan Açılımının “Terörsüz Türkiye’nin” yanı sıra Erdoğan’ın yeniden aday olma yolunu açma amacını da ortaya koyuyordu: “7 Mayıs 2028’den önce Meclis’te alınacak kararla Cumhurbaşkanımıza adaylık yolu açılabilir. Erdoğan, Türkiye’nin milli bir değeridir. Böyle bir değerimiz varken, güçlü
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD’nin Türkiye’nin elindeki Rus yapımı S-400 füzelerine rağmen F-35 satış programına yeniden dahil edebileceğini, F-35’ler için yeni başvuru yapıldığını açıkladı. Güler bu açıklamayı 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesini savunurken yaptı. Sadece F-35’ler de değil, ABD ve NATO ile savunma dengelerinin değiştiğine işaret eden, örneğin
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 25 Kasım’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile birlikte NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’yi Kabul etti. Görüşmeden çıkan somut sonuç, NATO Zirvesinin 2026’da Türkiye’de yapılacağıydı. Görüşmenin asıl önemiyse hem artık nükleer tehlikenin konuşulduğu Ukrayna-Rusya hem de Orta Doğu’da İsrail saldırılarının dizginlenemez boyut kazanmasıyla sertleşen savaş rüzgârlarıydı. Ankara’daki
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23 Kasım’daki basın toplantısında Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’te başlayacak ikinci ABD Başkanlığı dönemine dair, önümüzdeki dönem Türk dış politikasındaki muhtemel konumlanışları da belli eden bir analiz yaptı. Bu Trump analizini Ankara’nın çantasındaki üç hassas dış politika ve güvenlik kırılmasını saptayarak mercek altına almakta yarar var. Fidan, Trump’ın “Bu kadar İsrail