Gazeteci-Yazar
CHP’de “Kemal Kılıçdaroğlu gitmeli” diyen muhalifler son günlerde tartışmalı bir “değişim modelini” de konuşuyorlar, diğer model ve senaryoların yanı sıra: Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül modeli. Henüz üzerinde uzlaşılmış bir model değil ama konuştuğum kaynaklar bu tartışmanın devam ettiğini doğruladı. Muhtemelen önümüzdeki yarın, 14 Temmuz’da Pera Palas’ta düzenlenmesi planlanan, nispeten dar katılımlı “iletişim toplantısında” da söz konusu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’den ayrılırken işin içine AB üyelik sürecini de katıp çıtayı hayli yükseltmesinden birkaç saat sonra Litvanya’da NATO Zirvesi öncesinde bir vaatler listesi karşılığında İsveç’in üyeliğine onay vermesine 10 Temmuz’da tanık olduk. Bunun hükümet çizgisindeki medya tarafından “Diplomatik zafer olarak” olarak duyurulmasına da. Bu konudaki gerekçeli kararı da en anlaşılır şekilde Hürriyet’te Hande
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 10 Temmuz’da Türkiye’den “Önce Türkiye’nin Avrupa Birliğinde önünü açın, bizde İsveç’in önünü açalım” diyerek ayrıldı. İki saat kadar süren uçak yolculuğundan sonra 11-12 Temmuz’da NATO Zirvesinin yapılacağı Litvanya’nın başkenti Vilnius’a indi. Ayağının tozuyla NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile toplandı. Kısa süre sonra Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğine
Yıllar önce bir uluslararası toplantının serbest akşam saatlerinde herkes kendi ülkesinden ünlü bir şarkı söylesin dedik; siyasetten bunaldığımız saatlerdi. Biz de eşimle “Üsküdar’a Gider İken” türküsünü söyledik. Bir baktık ki topluluktan bazı kişiler de ya melodiyi mırıldanıyor ya da kendi lisanında aynı türküyü söylüyor. Bitirince İrlanda’dan, Ürdün’e değişik coğrafyalardan arkadaşlar bazı arkadaşlar türkünün kendilerine ait
Mehmet Şimşek’in 6 Temmuz’da -henüz açıklanmamış- ekonomi programının 3 temel ilkesini açıklamasından saatler sonra, 7 Temmuz sabaha karşı 03.00’te, deyim yerindeyse şimşekler çaktı, vergi zamları sağanağı başladı. Aslında deprem vergisi gerekçesiyle memur maaşlarını artırırken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabinesi Motorlu Taşıtlar Vergisini de iki katına çıkarmıştı. Gazeteci Deniz Zeyrek, Sözcü TV’de isyan etti, “Ben vergimi ödemiştim.
“Allah’ın cezaları kırmızı bültenle arayıp istediniz, operasyon da yaptınız. Artık ne yaptınızsa? Bize duruşmalar boyu ne izlettiniz siz, biz anlamadık. Edebimizle katıldık, size bizim gücümüz yetmez. Bizim kaybımız geri gelmez. Ancak bu ülkeye de adalet gelmez. İnanan varsa buyursun inansın, benim ne güvenim ne de inancım var…” Bu sözler Şengül Hablemitoğlu’nun. Adaletsizlik artık Türkiye’nin yeni
Ekonomik krizin giderek derinleşmesinden daha büyük bir sorunumuz yok. Ama hükümet kanadından gelen açıklamalara ve hükümet güdümündeki medyaya baktığımızda böyle bir sorumuz yokmuş gibi görünüyor. Gerçekler öyle değil. Dün yanıma yaklaşan bir vatandaş önce Murat Yetkin olup olmadığımı sordu; Fox TV’de Orta Sayfa programından tanıyordu. Sonra kendisini tanıttı; sivil giysiler içinde bir polis memuruydu. Hükümetin
Bir yandan Bolu Büyükşehir Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu istifaya zorlamak için Ankara’ya yürüyor. Diğer yandan onun destek verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu daha fazla beklemeden www.iktidaricindegisim.org diye bir site kurarak CHP’deki değişim için herkesin görüşünü yazmasını istedi. Trol ordularına yaz mesaisi çıktı. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu çekilmeye zorluyor ama CHP’deki hava
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 22 Haziran’da politika faizini yüzde 8,5’tan yüzde 15’e çıkardı. Bu kararın gerekçelerinin yazıldığı rapor özeti 3 Temmuz’da basına yansıdı. Raporda çarpıcı saptamalar vardı. Örneğin yeni Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan PPK’nın raporundaki şu cümle: • “Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü









