Merkez Bankası 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı 475 baz puan artırarak politika faizi yüzde 10.25’ten yüzde 15’e yükseltildi. Selva Demiralp faiz kararını yorumluyor: Geçtiğimiz hafta hükümet kanadından gelen net sinyaller ışığında Merkez Bankası’ndan bugün gelen faiz artışı beklentilere paraleldi. Bu karar, uzunca bir süredir yürütülmeye çalışılan düşük faiz- güçlü TL politikasından ayrılışımızın
“Turkish Central Bank has hiked 1-week repo rate, known as the policy rate, by 475 basis points from 10.25{4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd} to 15{4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}. The Turkish Lira slightly gained against the U.S. dollar after the announcement of the decision at the monetary policy meeting of the bank. The bank said in a statement following the Nov. 19 meeting
Merkez Bankası beklenen faiz kararını açıkladı. 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı 475 baz puan artırıldı. Politika faizi yüzde 10.25’ten yüzde 15’e yükseltildi. Banka tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltilmesine, Tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli
Demokrasi çağdaş eşitlikçi bir topluma inanmış herkesin teorik olarak tartışmasız kabul ettiği bir yönetim biçimi. Son iki yüz küsur yıldır dünyanın her yerinde daha iyi bir toplum isteyenler, özleyenleri hareket geçiren bir ideal. Ama son zamanlarda demokraside ciddi sorunlar yaşanmaya başlandı Türkiye’de ve birçok ülkede.Meselenin ne olduğu anlamak ve kaynağına inmek için 2500 yıl kadar
Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü tartışmaları ne yazık ki sadece Türkiye’de yapılmıyor. Geçtiğimiz günlerde hiç beklenmedik bir gelişme, Avrupa Birliği (AB) karar alma mekanizmalarında ciddi sarsıntı yarattı. 27 üye ülke büyükelçilerinin bir araya geldiği son bütçe toplantısında, Macaristan ve Polonya temsilcileri, ülkelerinin “hukukun üstünlüğü” şartı nedeniyle haliyle bütçeyi onaylamayacaklarını bildirerek önemli bir bunalım yarattılar.Bütçe prosedürü,
Tek parti iktidarı döneminde, 1944’te Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’a atfedilen sözdür: “Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz.” Benzetmek gibi olmasın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 17 Kasım konuşmasını dinlerken Tandoğan aklıma geldi. Hayır kovid önlemleri nedeniyle değil, reform konusunda söyledikleri nedeniyle. Erdoğan adeta “Muhalefet lazımsa, onu da biz yaparız, muhalefet partilerine ne?”
Suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu mektupla tehdit etmesi tepki topladı. Çakıcı, Twitter hesabı üzerinden yayınladığı tehdit mektubunda, Kılıçdaroğlu’na “Akıllı ol”, “Vatan hainleri ile Bahçeli’yi bir kefeye koyarsan hayatının hatasını yaparsın” dedi. Çakıcı, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin girişimleri sonucu hükümetin gündeme getirdiği infaz düzenlemesiyle 16 Nisan’da tahliye olmuştu. CHP: Takipçisi olacağız
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 17 Kasım’daki Kabine toplantısı ardından duyurduğu ek tedbirlerin Covid-19 virüs salgınının artan bulaşma hızını kesmekte yeterli olup olmadığından önce dünyadaki tablonun Türkiye’yi nasıl etkilediğine kısaca değinelim. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü 16 Kasım tarihli basın toplantısında kuzey yarımkürede salgın sarmalındaki -Türkiye dahil- bütün ülkelere çok net bir mesaj verdi: “Rehavet zamanı değil.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün (17 Kasım) toplanacak Bakanlar Kurulundan koronavirüs Covid-19 salgınına karşı daha sert önlemlerin görüşülmesi bekleniyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 16 Kasım’daki Bilim Danışma Kurulu toplantısı ardından, sağlıkçıların uzun süredir ısrarlı olduğu “somut tedbirlerin hayata geçirilmesinin” hükümete önerilmesi kararı alındığını söyledi. Bu gelişme üzerine konuşan Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr.








