Gezegenin krizlerle çalkalandığı bir dönemde korumayla bilimsel anlamda ilgilenmek ne anlama gelir? Belki de bu sorunun cevabını bir isimde aramalıyız: Jane Goodall. Çünkü o, bilimin soğuk verilerini hayatın sıcak nabzıyla buluşturdu; insan ve doğa arasında köprüler kurdu. Çocukluğunda bir tavuk kümesinde başlayan merakını, ormanların kalbine taşıdı. Ve orada sadece şempanzeleri değil, insanlığın kendi aynasını da
Ayvalık kıyılarında yapılan yeni bir arkeolojik keşif, insanlığın Avrupa’ya uzanan yolunu yeniden düşünmemizi sağlıyor. Bölgede farklı noktalardan toplanan 138 taş alet, Anadolu’nun yalnızca bir köprü değil, bizzat geçişin yaşandığı bir sahne olduğunu hatırlatıyor. The Journal of Island and Coastal Archaeology, yayımlanan bir araştırma, Ayvalık ve çevresinin de bu büyük yürüyüşün bir parçası olabileceğini ortaya koyuyor. Ankara
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Bağımsızlık Savaşımızın son perdesi olan Büyük Taarruzun 1922’de tamamlandığı gün olarak kutluyoruz. Bugün Zaferin kime ve neye karşı kazanıldığını hatırlamak ve bununla yüzleşmek zorundayız. Türkiye’de kitleleri vatan kavramıyla tanıştıran Namık Kemal oldu. “Vatan Yahut Silistre” eserinin sahnelenmesi ve halktan büyük ilgi görmesi üzerine Payitaht tarafından gönderildiği sürgünlerde 47 yaşında vefat etti.
Altan Öymen’in 19 Temmuz’da vefat haberi ardından çok meslektaşı, arkadaşı yazdı. Ben özellikle biraz bekledim. Altan Abi’nin bana anlattığı, belki aktardığı demeliyim bazı bilgilerin vefatına duyulan hüzün dolu anma yazıları arasında kalmasını istemedim belki. Bir yandan da o bilgilerin başka nerelerden su yüzüne çıkacağını merak ediyordum. Altan Abi için bugün yazmayı planlıyordum ki dün 26
Altan Öymen’in vefat haberi gazeteci milletini derinden üzdü. Altan Abi’yi 93 yaşında hâlâ mitinglerinde, toplantılarında görmeyi yadırgamayan, görmeyi bekleyen CHP’lileri de. Altan Abi ile bu meslekte çok kişinin hayatından geçti, iz bıraktı. 12 Mart rejiminin son günleriydi bunun hatırı sayılır bir kısmını Ankara, Mamak askeri cezaevinde çekmiştim. Bülent Ecevit’in 1974’te af çıkarttı, biz de dışarı
Cumhurbaşkanlığına bağlı bir Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin (DMM) kuruluşunu 5 Ağustos 2022’de ilan eden dönemin İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un 11 Temmuz 2025’te görevden alınmasından iki gün sonra Sabah gazetesinde dikkat çekici bir yazı yayınlandı. Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun makalesi “Güç zehirlenmesi yaşayan vezirler tarihten silindi” başlığını taşıyordu. Afyoncu’nun Altun gider gitmez oturup,
9 Mayıs Avrupa’nın Doğusu ve batısında iki ayrı adla anılıyor. Avrupa’nın Batısında 9 Mayıs Avrupa’nın Birliği günü, Avrupa Birliği’nin AB temellerinin atıldığı tarih olarak anılıyor. Bugün Avrupa marşı ilan edilen Beethoven’in 9’uncu Senfonisi eşliğinde AB ülkelerinde kutlanıyor. Avrupa’nın Doğusunda ise Müttefik orduların Berlin’e girip İkinci Dünya Savaşının Avrupa’da sona erdirişinin, Faşizme ve Nazizme karşı kazanılan
Bugün 1 Mayıs, işçinin, emekçinin bayramı; Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun! İstanbul’un 1 Mayıs gösterilerine çıkan bölgeleri adeta kuşatma altında. “Bu neyin korkusu?” diye naif bir sordu bir arkadaşım. Bir başka arkadaşım, ortak yazışma gruplarından birine “Emeğin ve emekçinin değerini yitirdiği, dayanışmanın izlerinin dahi yok olmaya başladığı, hatta kutlama yapmanın dahi yasaklandığı günlerde, neyin
Alexandre Kojève belgeseli, 4 Haziran 1968’de Brüksel’de katıldığı Ortak Pazar toplantısının ses kaydı ile başlıyor. Kojève konuşuyor: Ortak ticaret politikasında üye ülkelerin etkili adımlar atmaları gerektiğini, kararların ayrı ayrı değil, tek bir merciden alınması lazım geldiğini anlatmaya çalışıyor. Sonra sessizlik. Toplantıdakilerden “doktor çağıralım” sesleri ve kısa bir süre sonra onsuz devam eden aynı toplantının ses









