Almanya’daki 23 Şubat seçimlerinin sonuçları matematik ve teknik yanıyla pek şaşırtıcı olmadı. Alman kamuoyu araştırmalarında yaklaşık olarak öngördüğü gibi, Hristiyan Demokrat CDU/CSU Birlik Partileri 208 milletvekiliyle birinci, Almanya İçin Alternatif AfD 151 milletvekiliyle ikinci, Sosyal Demokrat SPD 120 milletvekiliyle üçüncü ve Yeşiller 87 milletvekiliyle dördüncü sıraya yerleşti. Radikal sol Die Linke ise 63 milletvekiliyle beşinci
Almanya’da 23 Şubat seçimleri sağın yükselişine sahne oldu. Çıkış anketlerine göre Hristiyan Demokrat ve Hristiyan Sosyal Birlik (CDU/CSU) partileri 2021 seçimlerine göre oylarını yaklaşık yüzde 5 arttırarak yüzde 29’a yükseldi. Alman milliyetçi sağının temsilcisi olan Almanya İçin Alternatif (AfD) ise oylarını rekor düzeyde, yaklaşık 9 puan arttırarak yüzde 19,5 ile Alman meclisinde ikinci büyük grup
Almanya seçimlerinin Alman halkının seçimleri olmaktan çıkıp uluslararası ve jeopolitik bir boyut kazandığı artık dünya medyasına düşen haberler nedeniyle de yakından biliniyor. Bunun en kesin belirtisi Amerika Birleşik Devletleri’nden geldi. Önce Elon Musk bir “x” iletisiyle Almanya’daki yerleşik politik partileri ve Başbakan Olaf Sholz gibi politikacıları eleştirdi. Seçimleri radikal sağ olarak nitelenen “Almanya İçin Alternatif”
23 Şubat’ta Almanya’da yapılacak olan seçimlerin ülkenin daha önce yaşadığı seçimlere pek benzemediği ve benzemeyeceği giderek açıklık kazanıyor. Çünkü İkinci Dünya Savaşının bittiği 1945 yılından bu yana Almanya’nın yerleşik düzeni ilk kez radikal sağ “Almanya İçin Alternatif” (AfD) partisince tartışma konusu yapılıyor. Sadece ekonomik düzeni değil, Almanya’nın içinde yer olduğu Batı ittifak düzeni ve itici
Suriye’deki geçici yönetimin Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret edeceği 4 Şubat günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni dönemde Beyaz Saray’da ağırlayacağı ilk lider olarak Vaşington’da. Netanyahu eşsiz bir pervasızlık örneği vererek Trump’la Ortadoğu’ya yeni bir şekil vereceklerini söyledi: haritalar yeniden çizilecekmiş. Neye niyet neye kısmet. Trump’da Netanyahu’yu
Önceden söyleyeyim: “Batı kendini batırırken Çin Batının ekonomi-politik putlarını kırıyor” demek, ne Komünist Parti yönetimindeki Çin’e övgü, ne kendi değerlerini batırmakta olan Batının halinden memnuniyet duymak anlamına geliyor. Bu yazı daha çok 21’inci yüzyılın ilk çeyreğini bitirirken geldiğimiz ve aşmak üzere olduğumuz eşiğin fotoğrafını çekme gayretidir. Batı kendi kurallarını çiğnerken Son örnekten başlayalım. Fransa’da Michel
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD’nin Türkiye’nin elindeki Rus yapımı S-400 füzelerine rağmen F-35 satış programına yeniden dahil edebileceğini, F-35’ler için yeni başvuru yapıldığını açıkladı. Güler bu açıklamayı 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesini savunurken yaptı. Sadece F-35’ler de değil, ABD ve NATO ile savunma dengelerinin değiştiğine işaret eden, örneğin
Angela Merkel, Almanya başbakanlık görevini 2021’de bıraktıktan üç yıl sonra “Der Spiegel” dergisine çarpıcı bir demeç verdi. Spiegel dergisinin Olaf Scholz başkanlığındaki koalisyonun bozulması konusunda ne düşündüğünü sorması üzerine, “Doğaçlama düşüncem: işte erkekler oldu” diye bir karşılık verdi. Merkel’e göre, erkekler işleri kişiselleştiriyordu ve politikada engel olunması gereken bir şeydi. Görünürde Angela Merkel’in “Spiegel” dergisiyle