Avrupa Parlamentosunun 9 Ekim oturumunda söz alan liberal Slovak Milletvekili Lucia Yar sözlerini Türkçe bitirdi. Daha önce Türkiye’de bulunduğu için telaffuzu da gayet anlaşılırdı: “Haksız yere mahkûm edilen gazeteciler; sizleri unutmadık ve yanınızdayız.” AP’nin Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor dahil sekiz parlamenterin söz aldığı oturumun konusu gazeteci Bülent Mumay’a bir ihale usulsüzlüğü iddiası haberinin devamında,
“Avrupa’nın Son Günleri” İstanbul’daki bir sahaftan aldığım kitabın başlığı. 1946 Egloff Paris basımı. Yazarı, Romanya’nın eski Dışişleri Bakanlarından Grigore Gafencu. 1939 yılında gördüklerini kaleme almış, bir diplomatik yolculuğunda, savaş öncesinin bakışıyla zihnine kazılanları. Gafencu, önsözünde, “olayların baş döndürücü niteliğinin dünyayı sarstığı bir anı diplomatik bir takdimle dile getirmenin nasıl gerçek dışı imgeler yaratabileceğini biliyorum. Savaş
Avrupa bütünleşme sürecine ivme sağlayan önemli liderler oldu. Avrupa Komisyonu’nun eski başkanlarından Jacques Delors bunlardan biriydi. Delors’lu yıllara Avrupa bütünleşme sürecinin “altın çağı” olarak atıfta bulunanlar haksız sayılmaz. Avrupa’nın inşası sürecinde Delors’un oynadığı rol büyük. Bir barış ve refah projesi olarak AB’nin yükselmesinde ikinci nesil Avrupalı liderlerin önde gelen bir temsilcisiydi Delors. Jean Monnet gibi
Geçtiğimiz yıl Şubat ayında Türkiye’nin pek çok kentinde başlattıkları eylemlerle sosyal güvenlik koşullarına dikkat çeken kuryeler ile gündeme gelen “gig eknomisi” çalışanları için Avrupa Parlamentosu’ndan düzenleme geliyor. Turk-internetten Mehmet Taşnikli’nin haberine göre Avrupa Parlamentosu, uzun zamandır görüşülen ve dijital çalışma platformlarında çalışan kurye, sürücü gibi geçici işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni tedbirler alınması için
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanches Amor, 19-20 Aralık tarihlerinde yıllık Türkiye raporunun hazırlıkları kapsamında gerçekleştirdiği ziyaretleri tamamladı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonunda 20 Aralık’ta basin açıklaması gerçekleştiren Amor, Türkiyenin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk rolünü takdir ettiklerini “ancak bunun Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecini ve insan hakları durumunu” etkilemediğini belirtti. İmamoğlu hakkında verilen hapis cezasına ve HDP
Ukrayna Krizi ile Avrupa Parlamentosu da yıllardır konuşmadığı Türkiye ile konuşmaya karar verdi. AB–Türkiye Karma Parlamento Komisyonu 2018’den bu yana ilk toplantısını 17 Mart’ta Brüksel’de yaptı. Avrupa Birliği Türkiye’yi kendi rahatı bozulduğu zaman hatırlıyor, sonra arkasını dönüyor; bu durumda hak ve özgürlükler alanındaki haklı eleştirileri de zayıflatıyor. Dört yıl aradan sonra yapılan bu toplantıda da
Denge ve Denetleme Ağı, 4. yargı paketiyle getirilen değişikliklere dair bir politika belgesi yayımladı. Paketin tümüne dair değerlendirmeler şu linkten en okunabilir. Benim özellikle ilgimi çeken konu, kadınlar açısından önem taşıyan ve kamuoyunda tartışılan iki değişikliğin denge ve denetleme perspektifi açısından değerlendirilmiş olması. DDA’ya göre, kamuoyunda 4. yargı paketi olarak bilinen ve Türk Ceza Kanunu’nun,
Başkan Ursula von der Leyen’in 26 Nisan’da Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı izlerken endişeliydim. Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleşen toplantının sonucu hakkında konuşacaktı. İçeriğinden çok, uğradığı protokol haksızlığı nedeniyle manşet olan bir görüşmenin ana aktörü olan kadının o güne yönelik eleştirilerini dinleyeceğimizden hiç kuşkum yoktu. Öyle de oldu. Ursula von der
Beş saygın Avrupa düşünce kuruluşu, geçen ocak ayında yaptıkları açıklamayla (1) bu yılın ilkbaharında Avrupa Birliği’nin (AB) geleceği konusunda büyük bir konferans toplanacağını ilan etti. Açıklamada, geniş katılımlı bu konferansın bir önceki Komisyon Başkanı Jean-Claude Junker ve Fransa CB Emmanuel Macron’un 2015 ve 2018 yıllarında yaptığı kamuoyu danışmalarının ışığında düzenleneceği bildiriliyor ve sonuçlarının 2024 Avrupa