Sağlık Bakanı Fahrettin Koca önümüzdeki hafta maske zorunluluğunun ne zaman kaldırılacağı dahil önemli açıklamalar yapacağını söyledi. Çünkü geçen hafta zirveye ulaşan Covid-19 salgının 2-3 haftaya dek azalacağını tahmin ediyordu. Bakan Covid salgının seyrinde olumlu gelişmeler olduğunu söylediği 17 Şubat günü 258 kişinin öldüğünü de açıkladı. Salgının başından bu yana resmî kayıtlara göre Covid kaynaklı ölümler
Isparta ücra bir Anadolu kasabası değil. Fakir sayılamayacak bir Batı Anadolu şehri. Isparta’ya kar yağdı ve üç gün elektrik verilemedi.Özgeçmişinde inşaat malzemeleri ve hayvancılık dışında enerji sektöründe de ticari faaliyetini sürdürdüğü yazan AK Partili Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’den ses çıkmıyordu. Sahiplikleri hükümet marifetiyle değiştirilmiş televizyon ve gazetelerden de Isparta’ya ilgi yoktu. Gerçi onlardan Samsun’da Atatürk
Türkiye’nin gündemi çok yoğun, belki pek çoğunuzun takip etmeye fırsatı olmadı ama yurtdışında fikir ve fikri yayma özgürlüğü konusunda muazzam tartışmalar yaşanıyor. Internet’te Neil Young ve Spotify kelimelerini aratırsanız konunun ne kadar dallanıp budaklandığını rahatlıkla görebilirsiniz. Normalde en önemli konular bile birkaç gün içinde unutulurken internet alemi yaklaşık bir haftadır konuyu hararetle tartışıyor. Bence de
Olması kaçınılmaz olan oluyor. Sağlık Bakanlığının eksiklikler ve hatalarla dolu veri sistemi bile vaka sayılarının ve ölümlerin arttığını gösteriyor. Hani şu Bakan Farherttin Koca’nın yüreğini “Covid-19 bitiyor” umuduyla dolduran omikron varyantıyla ilgili olanlar…İnsan göstere göstere gelen bu Omikron dalgasının ve korkarım daha da artacak olan ölümler karşısında salgını yönetmekle sorumlu olanların geç de olsa bir
YetkinReport okurları hatırlayacaktır. 7 Kasım 2020’de ekonomi-politik çağrışımları olan “Ara sıra kuzuyu değiştirtiyoruz” fıkrasını anlatmıştım; hatırlamak isteyenler bu bağlantıya tıklayabilir. Bu defa “Bu pisliği niye yedik” fıkrası geliyor; tabii fıkra bu, kimse üstüne alınmak zorunda değil.Ama önce kuzu fıkrasını neden altattığımı hatırlatayım. O fıkradan bir gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha 16 ay önce atadığı
Covid-19 Omikron dalgası dünyayı ve özellikle de Avrupa’yı sarsıyor. Avrupa’da birçok ülke kitlesel tedbirler almış durumda. Avrupa’da Noel ve yeni yıl kutlamaları hem bireyler hem ticaret için yılın en önemli olayları olmasına rağmen politikacılar sıkı tedbirler ilan ettiler. Cuma günü, üye ülkelerin egemenlik haklarına saygı göstermek ve doğrudan önlem önermekten kaçınmak konusunda çok özenli olan
Covid-19 salgınına karşı BioNTech aşısı geliştirerek milyonlarca insanın hayatını kurtaran Özlem Türeci ve Uğur Şahin virüsün dördüncü yükseliş dalgasında bulunduğunu, daha en az 4-5 ay “aramızda” olduğu uyarısında bulunarak önlemlerin gevşetilmemesini istedi. Türeci ve Şahin, Türkiye ve Avrupa Birliğinin Afrika’dan gelen yolculara sınırlarını kapatmasına yol açan Omikron varyantı için sağlıklı sonuçlara iki hafta içinde ulaşmayı
Dolar, döviz, hayat pahalılığı derken salgınımızı unuttuk ama o bizi unutmuyor. Önce “Nu” adı takılan yeni Covid-19 varyantı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “Omicron – Omikron” olarak tanımlandı. Türkiye Botsvana, Güney Afrika Cumhuriyeti, Mozambik, Namibya ve Zimbabve’den seyahatleri durdurdu.Avrupa aşıların olmadığı 2020 sonbaharından bile daha kötü bir salgın yaşıyor. DSÖ’ne geçen hafta bildirilen yeni vakaların
Günlük eksik saptanan vaka sayıları geçen haftaya göre %14 artarak 30 binler sınırına dayandı. Vakaların çoğunun saptanamadığını da biliyoruz. Nasıl mı? Test pozitiflik oranları, yani yapılan testlerin sonucunun pozitif çıkma oranı da artarak %8’i geçti. Test pozitiflik oranı %5’in üzerindeyse, toplumda var olan enfeksiyonların çoğunu saptayamıyorsunuz, yetersiz sayıda test yapıyorsunuz demektir. Birçok defa bu konuyu