Ankara Atatürk Spor Salonunu dolduran Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) üyelerinin, genel başkanları Ali Babacan’ın konuşmasında en heyecanlandığı yerler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan bahsettiği bölümlerdi. Babacan bir ara “Yuh” seslerini susturmak zorunda kaldı. Yakın zamana dek çoğu AK Partili, Erdoğancı olan DEVA Ankara İl Örgütü delegelerinin, Erdoğan’a bu kadar sert tepki göstermeleri dikkat çekiciydi. Biriken sorunlar
Kürt seçmen tabii ki sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil. Hep söylenir; İstanbul dünyada en çok Kürtün yaşadığı şehirdir. 23 Haziran 2019 seçim tekrarında ibrenin AK Parti adayı Binali Yıldırım’dan CHP adayı Ekrem İmamoğlu’dan yana daha güçlü bir şekilde dönmesinde (yanılsamaya gerek yok, sadece HDP de değil) Kürt seçmenlerin payı büyüktü.Özellikle ikinci turda İmamoğlu’na oy veren
DEVA Partisi kurucular kurulu üyesi emekli asker Metin Gürcan, sosyal medya hesabından “siyasi casusluk” suçlamasıyla gözaltına alındığını duyurdu. Gürcan sabah saaterinde Twitter hesabından şu mesajı paylaştı: “Siyasi casusuluk suçlaması ile göz altına alınıyorum. Polisler evde… Arama yapıyorlar. Şok oldum. Desteğiniz istiyorum.” DEVA Partisinden yapılan açıklamaya göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020 yılında başlattığı bir soruşturmaya dayanarak
Milletçe anket bağımlısı olduk. Hangi anket şirketinin hangi partiyi ne kadar tahmin ettiği, kararsızların kaç çıktığı, hangi kararsızların kime oy vereceğini tartışırken zaman akıp geçiyor. Tüm bu tartışmalara bir katkı da benden olsun.DW Türkçe online kanalında yaptığım Nevşin Mengü Soruyor isimli programda ORC Araştırma’nın Başkanı Mehmet Pösteki ile konuştum. Röportajın iki özelliği var. Birincisi ORC
Ankara’da siyaset kulisinde konuşulan yeni senaryo AK Parti ve MHP’nin önümüzdeki TBMM seçimlerine ayrı ayrı girmesi üzerine kurulu. Buna göre, Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP kendi adayını çıkarmayarak yine AK Parti adayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı destekleyecek. YetkinReport’a bilgi veren siyasi kaynaklar Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürmek konusunda anlaştıkları beyanlarının
AK Partililer Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 9 Temmuz’da Diyarbakır’da “Bıji Serok Erdoğan” diye karşılamışlar. Kürtçe “Yaşasın Başkan Erdoğan” demek. Sloganın aslı, yasadışı PKK taraftarlarının, İmralı cezaevindeki liderleri Abdullah Öcalan için kullandığı “Bıji Serok Öcalan” şeklinde AK Partililer demek ki Kürt oylarına o kadar muhtaç hale gelmiş durumdalar ki “Bıji Serok Erdoğan” sloganından medet umuyorlar, seçmen çekeceklerini,
HDP Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gerelerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine ve partisi hakkındaki kapatma girişimine hem yurtiçinden hem de yurtdışından tepkiler gelirken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP’nin “açılmamak üzere kapatılmasını” istedi. Gergerlioğlu’nun karara karşı meclisteki direnişi de sürüyor. İşte günün siyasi demeç ve gelişmeleri: Bahçeli: Açılmamak üzere kapansın Gergerlioğlu oylaması ve HDP idianamesi, MHP kurultayından hemen
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve seçim ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli erken seçim olmayacağını, seçimlerin 2023 Haziran’ında yapılacağını tekrarlıyor. DEVA Partisi lideri Ali Babacan ise Erdoğan’ın erken seçime gideceği iddiasında ısrar ediyor. O kadar ki, şimdiye dek “2021 ya da 2022” olarak yaptığı tahmini “2021’in ikinci yarısı ila 2022’nin ilk yarısı” olarak daha da daralttı. Ama
Hâlâ seçime gitmediğimizi düşünüyorsanız konuyu yeniden değerlendirmenin vakti gelmedi mi? Ortada fol ve yumurta yokken Ayasofya’nın ibadete açılması, İstanbul Sözleşmesi’nin ve hilafet tartışmalarının gündemde yükselmesine rastlantı diyebilirsiniz. Muhalefet liderinin “dostlarımızla iktidara geleceğiz” iddiasını takiben, daha birkaç yıl önce muhalif ittifakın adayının “parti kurmadan bir hareket başlatması” ve iktidar ittifakından muhalif ittifak üyesine “evine dön” çağrısı
Bugüne kadar sağda siyaset yapan hiçbir parti genel başkanına “Tarikata üye misiniz?” diye sorulmadı. Hiçbir siyasi parti genel başkanı da herhangi bir tarikata, ya da cemaate mensup olduğunu, ya da olmadığını açıkça söylemedi. Süleyman Demirel Nurcularla, Turgut Özal ise Nakşibendilerle ahbaplıklarını inkâr etmediler ama organik ilişkileri olmadığını da açıklamadılar. Muhtemelen bunun oy tabanlarını etkileyeceğini düşündüler.