TÜİK, 3 Ağustos’da Temmuz ayı tüketici enflasyonunu açıkladı. Bir aylık fiyat artışı yüzde 9,5 oldu. Evet, bu on iki aylık (yıllık) değil, bir aylık fiyat artışı. Yıllık enflasyon, malum yüzde 47,8 olarak açıklandı. “Bunda ne var; neden ‘bir aylık’ diye vurguluyorsun” gibi bir soru gelebilir elbette. Haklısınız; 2021’in son ayında yüzde 13,6’lık Ocak 2022’de de
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın açıkladığı son enflasyon raporuyla TCMB’nin “uzun zaman sonra nihayet asli görevini hatırlamış göründüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, Erkan’ın açıkladığı yüzde 58’lik yıl sonu enflasyon beklentisini ise yüzde 70 öngören analizlerin altında olmasına rağmen daha gerçekçi bulduğunu buna karşı özellikle “kademelendirme” ve Kur korumalı Mevduat (KKM) gibi
Merkez Bankası (TCMB) 27 Temmuz’da yılın üçüncü enflasyon raporunu yayınladı. ‘Raporun tanıtıma ilişkin bilgilendirme toplantısında’ TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın yapacağı konuşma büyük bir merakla bekleniyordu. Acaba TCMB enflasyon tahminlerini gerçekçi bir düzeye yükseltecek miydi? Konuşmadan sonra sorulacak sorulara nasıl yanıtlar verecekti? Hem enflasyon raporuna hem de soru-cevap kısmına ilişkin izlenimlerimi aşağıda belirteceğim. Ama öncelik
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 20 Temmuz toplantısında politika faizini yüzde 15’ten yüzde 17,5’e çıkardı. PPK’nın açıklamasında kararın bir yandan artan vergilerin fiyatlama davranışlarındaki bozulmaya bağlı olarak enflasyon oranına olumsuz etkisi diğer yandan turizm gelirleri, dış yatırımcılar, dış finansman ve döviz rezervlerindeki olumlu gelişmelere göre alındığı yazıldı. Açıklamada yüzde 17,5 politika faizi kararında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dış kaynak arayışıyla başlattığı Körfez turunun ilk ayağı olan Suudi Arabistan’da Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman ile görüştü. Heyetler arası görüşmelerin ardından İHA ve SİHA satışı, enerji, yatırım ve iletişim gibi alanları da içeren beş ayrı anlaşma imzalandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 17 Temmuz’da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman ile görüştü.
Hafta sonunda bir dizi vergi zammına imza atan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu hafta yatırım ve borç arayışıyla Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidiyor. 17-18 Temmuz’da Hindistan’ın Gandhinagar şehrinde yapılacak G20 toplantılarına katılacak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan da kendisine oradan katılacak. Erdoğan ekonomik krizden çıkabilmek amacıyla dış kaynak arayışıyla
Mehmet Şimşek’in 6 Temmuz’da -henüz açıklanmamış- ekonomi programının 3 temel ilkesini açıklamasından saatler sonra, 7 Temmuz sabaha karşı 03.00’te, deyim yerindeyse şimşekler çaktı, vergi zamları sağanağı başladı. Aslında deprem vergisi gerekçesiyle memur maaşlarını artırırken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabinesi Motorlu Taşıtlar Vergisini de iki katına çıkarmıştı. Gazeteci Deniz Zeyrek, Sözcü TV’de isyan etti, “Ben vergimi ödemiştim.
Ekonomik krizin giderek derinleşmesinden daha büyük bir sorunumuz yok. Ama hükümet kanadından gelen açıklamalara ve hükümet güdümündeki medyaya baktığımızda böyle bir sorumuz yokmuş gibi görünüyor. Gerçekler öyle değil. Dün yanıma yaklaşan bir vatandaş önce Murat Yetkin olup olmadığımı sordu; Fox TV’de Orta Sayfa programından tanıyordu. Sonra kendisini tanıttı; sivil giysiler içinde bir polis memuruydu. Hükümetin
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 22 Haziran’da politika faizini yüzde 8,5’tan yüzde 15’e çıkardı. Bu kararın gerekçelerinin yazıldığı rapor özeti 3 Temmuz’da basına yansıdı. Raporda çarpıcı saptamalar vardı. Örneğin yeni Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan PPK’nın raporundaki şu cümle: • “Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü
Meraklı bekleyiş sona erdi, Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu 22 Haziran toplantısında politika faizini yüzde 15 olarak ilan etti; 27 aydan sonra ilk faiz artışıydı. “Nas” dönemi sona mı ermişti, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dediği gibi “rasyonel zemine” dönmüş müydük? Bakalım… Son yazımın (8 Haziran) başlığı “Döviz kuru neden aldı başını gidiyor?”