Yüzünü yıllardır Batıya dönmüş olan Türkler neredeyse elli yıldır vize engeliyle karşı karşıya kalıyor. Herkesin genelde olumlu- olumsuz bir vize hikayesi vardır. Sıkıntılar artık had safhaya gelince Avrupa Birliği bir adım attı. AB’nin vatandaşlarımıza yönelik geçtiğimiz hafta aldığı kısa süreli (Schengen) vize başvurularında daha olumlu bir yaklaşımda bulunma kararı (1) birçok kesim tarafından memnuniyetle karşılanırken
Avrupa Birliği’nin (AB) Ankara Temsilcisi Thomas Ossowski 18 Temmuz’da düzenlediği basın toplantısında AB Komisyonunun 15 Temmuz’da aldığı karar uyarınca Türk vatandaşlarına belli vize kolaylıkları getirildiğini ilan etti. Ossowski bunu “iyi niyetli başvuru sahipleri için daha elverişli vize kuralları” uygulanarak “kademeli sistem” yoluyla “çoklu giriş hakkı” tanınması olarak tarif etti. Buna göre vize süreleri, başvuru sahibinin
Türkiye’nin göçmen, mülteci ve yabancı politikalarını, özellikle de vatandaşlık sürecini herkes gibi ben de uzun bir zamandır kaygıyla izliyorum. Şeffaflık eksikliği, belirsiz istatistikler ve izlenen politikanın hangi amaca hizmet ettiğinin net bir şekilde açıklanmamış olması, bu sürecin dünyanın en kötü örneklerinden birine dönüşmesine neden oluyor. Kolayca verilen vatandaşlık Geçtiğimiz yaz Como’daki bir uluslararası toplantıda, Maronit
ABD’de İkinci Donald Trump dönemi başlıyor. Zafer konuşmasında “Amerika’ın altın çağının” başladığını söyledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Daha adil dünya” dileyerek kutladı. (*) İlk değerlendirmelere göre Cumhuriyetçilerin Trump’la seçimi kazanmasındaki en önemli etkenlerden birisi, Demokratların Trump’ın karşısına onun kadar güçlü bir aday çıkaramamış olmaları görünüyor. Demokratlar, Joe Biden’ın zihni melekelerindeki sorun nedeniyle Kamala Harris’in belki Trump’ın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile 19 Ekim’de İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından yapılan basın açıklamasında konuşan Erdoğan, Almanya’da suç işleyen Suriyeli sığınmacıların Türkiye’ye iade edileceği iddiaları ile ilgili soruya “Suriyeden ve Lübnan’dan gelen mültecilere her zaman kapılarımız açık olmuştur, şu anda da açıktır,” sözleriyle cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan
İngiltere, son yılların en şiddetli göçmen karşıtı ve aşırı sağcı gösterilerine sahne oluyor. 31 Temmuz’da İngiltere’nin kuzeyinde bulunan Southport şehrinde başlayan göçmen karşıtı ve ırkçı gösteriler, hızla ülke genelinde 10’dan fazla şehir ve kasabaya, hatta Kuzey İrlanda’nın bazı bölgelerine yayıldı. Polis, çatışmaların 6. gününde 400’ü aşkın kişinin tutuklandığını duyurdu. Nijerya, Malezya, Endonezya, Kenya ve Suudi
Almanya’da geçtiğimiz hafta dört kişilik Bulgar göçmeni Türk aile sessiz sedasız katledildi. Sessiz sedasız diyorum çünkü nedenleri ve sonuçları bakımından alarm zillerini çaldıracak bir olay olması gereken bu “münferit kundaklama” hadisesi ne Almanya kamuoyunda ne de Türkiye kamuoyunda ufak haberler ve kınamalar dışında yer bulmadı. 25 Mart’ta Almanya’nın Solingen kentinde dört katlı bir evde çıkan
Çanakkale açıklarında düzensiz göçmenleri taşıyan lastik bot battı. Çanakkale Valiliğinden yapılan son açıklamaya göre 7’si çocuk 22 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Eceabat-Gökçeada açıklarında göçmenleri taşıyan bot alabora oldu. Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından başlatılan arama ve kurtarma çalışmalarında ilk belirlemelere göre 2 kişinin kendi imkanları ile kurtulduğu, 2 kişinin de Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldığı açıklandı.
✍🏻 Evren Balta, Deniz Sert İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın ayağının tozuyla hazırlamaya başladığı Yasadışı Göç Yasası, İçişleri Bakanı’na, ülkeye düzensiz giriş yapan göçmenlerin, koruma ihtiyaçları ve bireysel durumlarına bakılmaksızın, gözaltına alınmaları ve sınır dışı edilmeleri için düzenlemeler yapma konusunda benzeri görülmemiş yetkiler veriyor. Sınır dışı edilen kişilerin gelecekte İngiltere’ye yeniden giriş yapması yasaklanıyor; güvenli üçüncü
- 1
- 2








