Çok tercih etmediğim bir şey ama, bu yazının merkezine insanı koyarak iklim krizinin etkilerine bakalım. Neden böyle söylüyorum? Yazılarımı okuyanlar gezegendeki biyoçeşitliliğe yönelik tehditler söz konusu olunca bizim dışımızdaki canlıların gözünden çevremize bakmayı tercih ettiğimi bilirler, çünkü bu konuda empati kurmaya ve kurdurmaya çalışıyorum. Avrupa’da sıcaklık kaynaklı ölümler, içinde olduğumuz yüzyılın sonuna kadar üç katına
Dünya, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir hızla ısınıyor ve bu yıl, bilim insanlarının kaydettiği tarihin en sıcak gününü yaşadık. 21 Temmuz 2024’te ortalama yüzey sıcaklığı 17.09°C ile rekor kırdı. Bu kayıt, Copernicus İklim Değişikliği Servisi tarafından sağlanan verilere dayanıyor ve geçen yıl kırılan rekorun biraz daha üzerinde. Son bir yıldır süregelen bu endişe verici
Geçtiğimiz hafta Dünya Sulak Alanlar Günü’nü kutladık. Küresel ısınma nedeniyle önümüzü göremiyoruz ve kurak alanlara dönen sulak alanlarımızla yok oluşları, dünya tarihinde hiç görmediğimiz bir hızla izlemeye edecek gibiyiz; üzgünüm. Yok oluşlar her baktığımız yerde karşımıza çıkıyor. Örneğin kuş türlerinin insan kaynaklı yok oluşu sanıldığından çok daha fazla. “Bilim insanları, son 120.000 yılda insan faaliyetleri
Merkezi Londra’da bulunan Shoal adlı doğa koruma örgütü geçtiğimiz yıllarda dünya genelinde 300 balık türünün koruma altına alınması amacıyla bir çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmada, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan 10 balık türü belirlenmişti. Bu 10 türden ikisi Dicle Fırat Havzası’nda yer alıyordu. Bu iki balık, Batman Bantlı Çöpçü Balığı ile Leopar Sazanı, binlerce yıldır
2023’ü nasıl anımsarsınız diye bir soru sorulsa herhalde iyi ki geride kaldı deriz. Ne yazık ki 2024 de bize pek iyi görünmüyor. Ancak bu tür ifadeleri geçmiş yıllar için de kullanmadık mı? Dünyanın savaş ve çatışmadan uzak olduğu yıllar azdır. Ama yine de büyük savaş dediğimiz durumlar İkinci Dünya Savaşından bu yana pek olmamıştır. Avrupa
Bildim bileli iklim değişikliği ve gezegenimizi 2050’ye kadar karbondan arındırma çabalarında Napolyon’un “para, para, para” sözleri kulakları çınlatıyor. Onca bilimsel rapor, konferans, zirve bildirisi, yüzlerce yazılı ve sözlü taahhüt var ortada ama yeterli para olmadığı, zengin ülkelerden yoksullara iklim yatırımı kanalize edilemediği için hepimizin etkisini şimdiden hissettiği, yaşadığı iklim değişikliğinde hedeflere ulaşmakta ciddi güçlük çekiyoruz.
İklim protestocuları, Dünya genelinde pek çok ülkede hükümetlerden, gezegenimizi ısıtan fosil yakıtların kullanımını aşamalı olarak durdurmasını talep etmek amacıyla, 15 Eylül’den 17 Eylül’e kadar süren protesto eylemleri düzenlediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı BM Genel Kurulu öncesi başlatılan eylemler, 20 Eylül Çarşamba günü yapılacak “iklim hırsı zirvesi” öncesi liderlere güçlü bir mesaj verme amacı da taşıyor.
İklim ısındıkça ölümcül düzeyde nemli sıcak hava dalgaların hızla yayılacağını gösteren bir çalışma yakın zaman önce yayınlandı. Çalışma net bir şekilde şunu gösteriyor: küresel sıcaklıklarda küçük bir artış yüz milyonlarca insanı etkileyebilir ve ölümlerde keskin bir artışa neden olabilir. Hayatı tehdit eden yüksek sıcaklık ve nem dönemleri, küresel sıcaklıklarda sadece küçük bir artışla dünya genelinde
Şehirleşmenin yoğun yaşandığı bu çağda biyoçeşitlilik algımız yeniden şekilleniyor ve belki de biyoçeşitliliğin yeniden yazıldığı hikayeler ortaya çıkıyor. Nasıl mı? Bu yazının odak noktasında geçmeden önce biyoçeşitliliğin dönüşen yüzünü bize gösteren ilginç bir hikayeyle başlayayım: Fransa ile Portekiz arasında oynanacak Euro 2016 finalinin heyecanı artarken, Paris’teki devasa Stade de France’ın yer görevlileri sıradışı bir kararla
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 9 Ağustos 2023’te toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) ilk defa “iklim değişikliği” bir milli güvenlik sorunu sayıldı, tartışıldı. Toplantı sonrası yayımlanan bildiride şu ifadelerle “iklim değişikliğine” yer verildi: Madde- 7. Küresel bir kriz halini almaya başlayan iklim değişikliğin, düzensiz göçlerden sosyal buhranlara, iç karışıklıklardan devletler arası çatışmalara kadar pek çok