Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi’ne gitti, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve heyetine özel sunum yaptı. CHP kaynaklarından edinilen bilgiye göre 20 Kasım sabah saatlerinde MİT Başkanı İbrahim Kalın ve beraberindeki heyet CHP Genel Merkezi’ne giderek Özel ve beraberindeki heyet ile biraraya geldi. Kaynaklara göre MİT
MİT Hukuk Müşaviri Fuat Midas, Etki Casusluğu kavramını örneklerle, ülke adı vermeden anlatmaya başlıyor: “Adam üçüncü bir ülkede bir şahsa, yabancı bir ülkenin şahsına suikast düzenleyecek. Bunun malzemelerini patlayıcı maddelerini benim ülkem üzerinden, Doğu’dan bir başka ülkeden getiriyor. Benim ülkem üzerinden geçirip üçüncü ülkede bu faaliyeti yerine getirecek. Biz, bunu tespit ediyoruz, adamı yakalatıyoruz. Adamın
Dış politikada sıkıntılı günler saptamasına iki soruya yanıt arayarak başlıyoruz: ABD 9 Eylül’de Kıbrıs Rum Hükümetiyle “Savunma İşbirliği Yol Haritası” imzalandı. 11 Eylül’de de ilk toplantılarını yaptılar. Türk Dışişlerinin tepkisi, “ABD’nin Kıbrıs Adasına yönelik tarafsız tutumunu” zedeleyecek bu adımın “gözden geçirilmesini”, ya da biz fanilerin lisanıyla geri almasını talep etmek oldu. Bu âdet yerini bulsun
Yoksa siz “Dijital çağda her şey uyduda, yapay zekâda abi” deyip dünyanın en eski ikinci mesleği sayılan casusluğun, casuslar devrinin bittiğini zanneden teknoloji fetişistlerinden miydiniz? O zaman bu hikâyeyi okumanızı tavsiye ederim. Hem bilmeyenler dünyanın en eski mesleğinin ve olduğunu da yazının sonunda okuyabilirler. MİT’in Ankara’da ev sahipliği ve koordinasyonunu üstlendiği ABD-Rusya-Almanya insan takasından öyle
Yazıya başladığımda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu iktidarı borç haczi tehdidiyle mali baskı uygulayarak “kötü yönetiminin” acısını belediyelerden çıkarmakla eleştiriyordu. Ben de o sırada Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) 1 Ağustos’ta başarıyla ev sahipliği yaptığı ABD-Rusya-Almanya uzlaşmasıyla takas edilen kişilerin özelliklerini okuyordum. Okudukça da dezenformasyon suçlamasının muhalefeti baskı yöntemleriyle bastırmak isteyen yönetimlerin elinde silaha dönüştüğünü
Son birkaç gündür Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aldığı tek iyi haber MİT’in ABD-Rusya-Almanya arasında bağladığı, son zamanların en kapsamlı insan takası oldu. 31 Temmuz’da Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinden başlayarak hem aldığı haberler hem de aldığı kararların tamamı Ankara’da işlerin iyi gitmediğinin kanıtı gibi. Erdoğan idaresinin canını sıkan kararların ikisi Anayasa Mahkemesi’nden geldi. İlki Can Atalay’ın
Aslında yeni bir Suriye faslını açma zamanı geldi de geçiyor demek lazım. Türkiye’nin 2011’de iç savaşın patlamasından beri izlediği Suriye siyaseti artık sürdürülemiyor; bütün alametler belirdi. Başka türlü Kayseri’deki bir cinsel taciz olayının birkaç saat içinde Suriye’de Türkiye kontrolü altındaki bölgede, yıllardır Türkiye’den siyasi, mali ve askeri yardım alan muhalif gruplarca Türkiye karşıtı eylemlere dönüşmesi
AK Parti’yi kuruluşundan bir yıl sonra, 2002’de iktidara taşıyan unsurlardan birisi de Türkiye’yi elitlerin yönettiği ve bu elitlerin halktan ve halkın ihtiyaçlarından koptukları şikâyetiydi. Haklı oldukları noktalar da vardı. Onlara göre, dış dünyayla ilişkiler, fonlar, eğitim imkânları filan da hep bu kendilerini “Beyaz Türk” sayan bu elitlerin ve çocuklarının tekelindeydi. Keza, atanmışların seçilmişlere üstünlük taslaması,
Hamas siyasi lideri İsmail Haniye’nin 12 Mayıs’ta Katar’ın Başkenti Doha’da MİT Başkanı İbrahim Kalın ile yaptığı görüşmede “Ateşkesin sağlanması için topun İsrail’in sahasında” olduğunu söylediği öğrenildi. Türk güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Kalın’ın Haniye ile yaptığı görüşmede ateşkes girişimleri ve müzakerelerdeki son durum ile Gazze’de İsrail kuşatması altındaki Filistinlilere daha fazla insani yardım ulaştırılması için