Geçen hafta Astana’daki Şanghay İşbirliği Teşkilatı zirvesinde diyalog ortağı olarak bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın buluşabileceği haberi vardı gazetelerde. Erdoğan, başta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin olmak üzere Azerbaycan’dan Pakistan’a, Moğolistan’a dek pek çok liderleri ile görüştü ama Esad ile herhangi bir fotoğraf karesine girmedi. Ancak uçakta dönüşte, Ankara-Şam ilişkilerinin normalleşmesi
Moskova’daki kanlı konser salonu saldırısından bu yana istihbarat, güvenlik, diplomasi dünyasından kaynaklarımla konuşuyorum. Hepsinin birleştiği nokta, IŞİD’in (DEAŞ) Horasan Vilayeti kolunun (IŞİD-H) 22 Mart’ta Moskova’da 139 kişiyi öldürdüğü eylemin şimdiye dek IŞİD’in bilinen eylemlerine hedef ve taktikler bakımından benzemediği. Aynı analizi IŞİD-H’nin 28 Ocak’ta İstanbul’daki Santa Maria Katolik Kilisesi baskını için de yapıyorlar. Hedefleri mi
Rusya’nın başkenti Moskova’da 22 Mart gece saatlerinde Crocus Belediye Binasında düzenlenen rock konserine giren kişiler izleyicilere silah ve el bombalarıyla saldırdı. Rus yetkililerin açıklamalarına göre 140’tan fazla kişinin de yaralandığı saldırı sonucunda 25 Mart akşamı itibarıyla öldürülenlerin sayısı 139’a yükseldi. (*) 22 Mart gecesinde kamuflajlı olduğu belirtilen en az beş kişi rock grubu Picnic konserinin
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile 31 Ağustos’ta Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada Karadeniz Tahıl Anlaşması için Birleşmiş Milletler’in yeni bir öneri üzerinde çalıştığını, yeni sürecin “Rusya’nın talep ve önerilerini anlamaya” odaklanacağını söyledi. 31 Ağustos ve 1 Eylül tarihlerinde ikili çalışmalar yürütmek üzere Moskova’da bulunan Hakan Fidan, ziyaretinin ilk
14 Mayıs seçimleri odaklı ve Rusya güdümlü Suriye’yle normalleşme süreci çerçevesinde Türkiye, Rusya, Suriye ve İran Savunma Bakanları ile istihbarat başkanlarının geride bıraktığımız hafta içinde Moskova’da yaptıkları toplantı tabii önemliydi. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye ve bağlantılı konular üzerinden iktidara yükleniyor, AK Parti’nin yanlış politikalarla Türkiye’nin başına bela sardığını, seçimi kazanırsa bu sorunu
Önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir müjde verelim. On yıl kadar gecikse de Şam’da Emevi Camiinde yakında namaz kılabilecek; ama Beşar Esad’ı devireceğini umduğu orduların konuğu olarak değil, bizzat Esad’ın konuğu olarak. (*) Çünkü Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in bastırmasıyla Türkiye-Suriye barışı da yakın görünüyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan 28 Aralık’ta
Bu fotoğraf 2 Şubat 1983’de ABD Başkanlık Sarayında, Beyaz Saray’da çekilmiş. Başkan Ronald Reagan, o zamanki deyimleriyle “Afgan özgürlük savaşçılarını” ağırlıyor. Gündem, Sovyet işgaline karşı birlikte mücadele. Kötülüğün sıfır noktası olarak belki Sovyetler Birliğinin 1979’da Afganistan’ı işgali de alınabilir. Ama Sovyet işgali, birincisi Afganistan küresel bir sorun haline getirmeyebilirdi ama ikincisi, Sovyetlerin kendi sonunu getirdi.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 3 hafta önce başlayan savaş, Karabağ’da 25 yıldır süren statükoyu sona erdirdi. Ermenistan 1994’te imzalanan ateşkes ile birlikte 11 bin kilometrekareden fazla Azerbaycan toprağını işgal etmişti. Bunun yaklaşık 4 bin kilometrekaresi nüfusun {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}75’ini Ermenilerin oluşturduğu Dağlık Karabağ bölgesi. Kalan 7 bin kilometrekaresi ise yüzbinlerce Azerbaycanlının sürüldüğü Karabağ çevresindeki topraklar. Ermenistan barış
11 Ağustos günü dünyadaki bütün haber ajansları Putin’in bir basın toplantısını verdiler. Yok, konu Ortadoğu’daki çatışmalar, ya da dünya ticareti üzerine restleşmeler değildi. Karşımızda o alışkın olduğumuz kendine güvenen ve zengin, akıcı bir dille konuşan Putin de yoktu. Yerine oldukça gergin, kelimeleri ve alışkın olmadığı terimleri birbirine bağlamaya çalışan ve sık sık elindeki notlara bakan
Suriye’de neler olup bittiğini merak eden herkesin dikkatle izlediği Moskova zirvesinde küçük tokalaşma kazaları yaşandı ki normaldir; mevzu hassas, mevzu derin. Yine de dünyaya kök söktüren koronavirüs günlerinde 2500 yıllık geleneği göz ardı edip el sıkışmaya alternatif selamlaşmalar bulunabilir miydi? Yaratıcılığı Amerikalılara yaptırmak şart mıdır? Ali Kayalar Solaklık zor zanaat… Sayısız çilesinin yanı sıra iş