Fatih Altaylı yeni bir habercilik türü başlattı: hapishane haberciliği. Artık maalesef jenerik ismi hak eden Ekrem İmamoğlu soruşturmaları nedeniyle, Fatih’in de tutulduğu Silivri Cezaevinde o kadar çok siyasetçi, bürokrat var. Yaratıcı bir yöntemle onlardan, kendisiyle görüşmeye gelen milletvekillerinden, yazışanlardan, avukatlarından, sadece içeride olanları değil dışarıya dair bilgileri de aktararak haberciliğini aksatmıyor. Örneğin son olarak kendisini
Aslında hem iktidar hem muhalefet girdikleri sarmaldan çıkamıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da CHP lideri Özgür Özel de siyasi tutumlarına adeta mahkûm durumdalar. İkisini de bağlayan etken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mahkumiyeti. Aradaki fark şu. Erdoğan’ın sarmala girmesi de sarmaldan çıkma yolu da yargıya bağlı, siyasi rakibini yargı kararları üzerinden saf dışı bırakmaya kurgulanmış
PKK 47 yıllık sürdürdüğü, Türkiye’ye on binlerce insanın canına, trilyon düzeyinde ekonomik zarara ve hesap edilemeyecek siyasi güç kaybına yol açan silahlı mücadelesini bitirmesinin simgesi olarak 11 Temmuz’da Irak’ın Süleymaniye şehri yakınlarında düzenlenecek törenle silah bırakmaya başlıyor. Bu gelişme, yakın dönem Türkiye tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Silah bırakma törenine beş kala, 9 Temmuz’da
Mansur Yavaş “daha seçime 2-3 yıl var” diye düşük vitesle ilerlemeyi sürdürüyor ama Ekrem İmamoğlu Diyarbakır’da sanki yarın seçim olacakmış gibi konuştu, Kürt sorunuyla vites yükseltti. İmamoğlu 16 Mart’ta Diyarbakır’da yaptığı salon konuşmasında “Kürtler var dediği müddetçe Kürt sorunu vardır” diyen İmamoğlu; “Terörle hiçbir sorun çözülmez (…) Şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere, tüm
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan süreç demekten özellikle kaçınıyor, tıpkı Öcalan Açılımının başlatıcısı MHP lideri Devlet Bahçeli. Daha önce “Terörsüz Türkiye” adını vermişti ama 11 Ocak’taki Diyarbakır İl Kongresinde daha da belirsiz bir ifade kullandı: Son dönemde gerçekleşen çalışmalar. Gerçi bunu söylerken ilk kez -sadece PKK’nın silahları gömmezse silahlarıyla birlikte gömüleceği- tehdidinin ve Bahçeli’ye destek
İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştükten sonra mecliste grubu bulunan siyasi partilerle bir araya gelen DEM Parti heyeti, Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP eş-başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti. DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, Van Milletvekili Pervin Buldan ve Ahmet Türk’ten oluşan heyet, 11 Ocak’ta Edirne’ye giderek Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu Edirne F
“Bölücü caniler ya bir an önce silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla birlikte toprağa gömülecekler. Bunun dışında üçüncü bir yol yok. Silahın, şiddetin, terörün devri artık sona ermiştir.” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 4 Ocak’ta Samsun’da AK Parti İl Kongresindeki bu sözleri ilk defa söylemedi; özellikle tekrarlamak istiyor. Ama müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli’nin girişimiyle İmralı’ya gidip PKK’nın
MHP lideri Devlet Bahçeli 5 Kasım günü TBMM Grup konuşmasında baklayı ağzından çıkardı. Her şey yeni bir Anayasa yapmak için, yeni Anayasa da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup Cumhurbaşkanı seçilebilmesi içindi. Bahçeli “Erdoğan tek seçenek” derken aslında kendi siyasi konumu ve MHP açısından doğru söylüyordu. Doğru, Bahçeli ve MHP olmasa Erdoğan ne bütün yürütme
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de TBMM Grubuna hitabında Abdullah Öcalan’ın tahliye edilip Meclis’e gelerek DEM Parti Grubunda PKK’nın bittiğini açıklamasını istemesi siyaseti sarstı. Nasıl sarsmasın? Bahçeli, 1999’da Öcalan’a verilen idam cezasının durdurulmasında Başbakan Yardımcısı olarak sorumluluğuna rağmen, daha sonra AK Parti’ye muhalefet ettiği dönemlerde -o zaman Başbakan- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a mitinglerde “Asacaksan ipi benden”
Zaman da görecedir, algı da. Örneğin çocuğunun önüne kahvaltı koyabilip gözü arkada kalmadan okula göndermeye, ayın sonunda iki yakasını bir araya getirmeye çalışan milyonlarca yurttaş için normalleşme Anayasa değişikliği değildir. Kobani Davasından hiçbir silahlı eylemle suçlanmadan 42 yıl hapis cezasına çarptırılan Selahattin Demirtaş için, 30 küsur yıla çarptırılan Figen Yüksekdağ için normalleşme Anayasa’nın değiştirilmesi değil,