Başlıktaki sözü başka türlü de söyleyebilirsiniz. Örneğin siyasette “Seçimle gitsem, yargıyla gelirim” gibi de söylenebilir; aynı kapıya çıkıyor. Bunun somut örneğine 24 Eylül’de CHP İstanbul İl Kurultayında tanık olduk. Daha önce, 2 Eylül’de CHP’li Özlem Erkan’ın şikayetiyle CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden alarak yerine Gürsel Tekin’i atayan İstanbul 45’inci Asliye Hukuk
31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı Ekrem İmamoğlu kazanmış, ancak itirazlar üzerine Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) iptal ettiği seçim 23 Haziran 2019’da yenilendiğinde, İmamoğlu bu kez 806.000 oy farkla tekrar kazanmıştı. İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla yurtdışında yaptığı bir konuşmada, o dönem İçişleri Bakanı olan AK Parti milletvekili Süleyman Soylu’nun
Yüksek Seçim Kurulu CHP’nin 21 Eylül 2025 pazar günü yapılması öngörülen 22. Olağanüstü Kurultayı’na dair CHP Ankara delegesi Şahin Kurt’un 900 civarında delegenin imzasıyla beraber yaptığı iptal başvurusunu “tam kanunsuzluk” gerekçesiyle reddetti. Prosedür gereği, önce Çankaya İlçe Kurulu’na yapılan iptal başvurusunun reddedilmesinden sonra, itiraz Ankara İl Seçim Kurulu’na yapılmış, İl Seçim Kurulu’nun da İlçe Seçim
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Hatay’daki seçimlerin iptal edilmesi için yaptığı başvuruyu reddetti. CHP Hatay’da ölü seçmenlerin oy kullanılmış gibi gösterildiği iddiasıyla İl Seçim Kurulu’nun mazbatayı Cumhur İttifakı’nın adayı AKP’li Mehmet Öntürk’e verme kararını YSK’ye taşımış, seçimlerin yenilenmesini istemişti. CHP’nin adayı Lütfü Savaş, YSK önünde yaptığı açıklamada 3 bin 389 ölü seçmene
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) DEM Parti’nin itirazını kabul ederek, Van Büyükşehir Belediyesi mazbatasının seçimi açık farkla kazanan DEM Partili Abdullah Zeydan’a verilmesini kararlaştırdı. Karar, Van Seçim Kurulu’nun mazbatayı seçimi, yüzde 55,5 oyla kazanan Zeydan’a değil, onun yarısından az, yüzde 27,1 oy alan AK Partili Abdulahat Arvas’a verme kararının siyasi gerilimi tırmandırdığı şehirde sevinçle karşılandı. Van
Hepimize, her yerden mesajlar yağıyor. Hemen hepsinde AKP iktidarının yarattığı dünyanın karanlık bir parçası anlatılıyor. Öyle çoklar ki, örneğin ekonomist Dr.Murat Kubilay ekonominin ne durumda olduğunu anlatmış (üzerine tıklayarak lütfen bu bilgi selinin tamamını okuyun): 1- Finansal bağımsızlığımızı yitirmemize neden olan AKP'nin ülkemizi düşürdüğü durum bugün tarihi bir noktaya ulaştı. Merkez Bankası net rezervleri EKSİ
2007-2023 arasında rakam olarak söylersek, nüfusumuzun 14,6 milyon artmasına karşılık, seçmen sayımız 21,4 milyon artmış. Yani 16 yılda 6,7 milyon fark var. Başka deyişle, toplam seçmen sayısının yüzde 10,5’u. Bu yüksek farkın nedenini acaba bize YSK, partiler ya da nüfus işlerinden birileri açıklayabilir mi? Çok merak ettik ve çözemedik. Ben konuyla ekim ayından bu yana
İddialar vahim: bazı sandıklarda muhalefet partilerine verilen oylar tutanaklarda iktidar bloku partilerine yazılarak Yüksek Seçim Kurulu verilerine öyle mi işlendi? Bu durumda kaç sandık vardı? Bu nedenle mi -özellikle milletvekili seçimlerinde iktidar ve muhalefet partileri arasındaki fark bu kadar açıldı? Tartışma Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki 1234 sayılı sandık tutanağının sosyal medyaya yansımasıyla başladı. Buna göre 267
Bütün gün sosyal medyada, hemen hemen herkesin “seçimde hile” teorileri yazdığını gördük. Aslında “hile teorileri” yazan insanların çoğu, kötü niyetle yapmıyor. Ama eminim, oralarda birileri de, bu ateşi harlıyor. Çünkü bu hile teorileri herkesi kızdırmak, küstürmek ve/veya umutsuzlandırmak için iyi bir yol. Birileri muhtemelen şöyle diyor; “En üstün savaş sanatı, düşmanı savaşmadan boyun eğdirmektir.” (Sun
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın YSK açıklamasına göre yüzde 49,51 oyla, barajın yarım puan altında kalmasına bakarak “İlk turda seçilemedi, güvenoyu alamadı” diye teselli aramak elbette mümkün muhalefet sözcüleri bakımından. Bu teselli arayışlarının 28 Mayıs’taki ikinci turda ne Millet ittifakı ne de diğer muhalif kesimlere en küçük faydasının olmayacağı açık. Neticede CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da tıpkı









