Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından yaptığı açıklamada mevcut ekonomik durumun ciddiyetinin altını çizerek “Türk Lirasına dönüş” uyarısı yaptı. “Hepimiz aynı Türkiye gemisinin içindeyiz” diyen Erdoğan, yüksek enflasyonun sonuçlarının yüksek istihdam ve ekonomik büyüme ile hafifletilebileceğini savundu. Erdoğan, 22 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı konutunda gerçekleştirilen Kabine Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Yüksek enflasyon sebebiyle artan hayat
21 Ağustos Pazar günü tam Türkiye’de Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı muhalefeti yükseltme kararı aldıkları sırada, ABD de Rusya karşı sıra dışı bir diplomatik hamle başlattı. ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile bir video konferans düzenledi. Sonuçları itibarıyla Türkiye’nin bölgesindeki rolü ve
Bugün Altılı Masa ilk tur toplantılarını Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde tamamlıyor. Altılı Masanın, çekirdeğinde CHP-İYİ bulunan Millet İttifakına dönüşüp dönüşmeyeceği adayının CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu mu ya da başkası mı olacağı belirsizliğini korurken ittifakların sayısı artıyor. İttifakların arasına son katılan Sosyalist Güç Birliği (SGB) oldu. Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi, Türkiye Komünist
Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo Fox Tv’de “Okullarda çocukların içmesi için temiz su yok” dediğinde, okullarda temiz hava ihtiyacını savunan biri olarak “çok şey mi istiyorum?” diye sordum kendime. Öylesine yoksullaştık ki, su gibi temiz hava gibi sağlığımızı etkileyen doğal taleplerimiz ulaşılamaz oldu. Kısa bir süre sonra okullar açılacak, Covid-19 salgını etkisini artırarak sürdürüyor
Türkiye’de yönetimin gündemiyle halkın gündemi arasındaki makas açılıyor. Bunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna seferinden dönerken söylediklerinden çıkarmak zor değil. Ayrıntıya girmeden önce iki noktaya açıklık getirelim. Birincisi, Merkez Bankası dün faizi yüzde 14’ten 13’e indirme kararı ile Cumhurbaşkanından rol çaldı. Ukrayna başarıları sadece hükümet çizgisindeki gazetelerin manşetlerinde kaldı. İkincisi, bu söylediklerim ve söyleyeceklerimden Ukrayna seferinin
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 18 Ağustos günü toplandı ve politika faizini yüzde 14’ten yüzde 13’e indirdi. Bu faiz indirimi, güzel ülkemizde olan biten inanılmaz çoğu şeye şerbetli olan bizler açısından bile büyük bir sürpriz oldu. Hala Türkiye ekonomisi ile ilgilenen yabancılar varsa onlar için sanırım bir şok olmuştur. Üretim ivmesini
BirGün gazetesinin 19 Şubat 2022 tarihli manşeti şöyleydi: “Yayınsız kitapsız üniversite” ve haber içeriğinde YÖK raporuna göre üniversitede öğrenci başına düşen kitap ortalaması 8, öğretim üyesi başına düşen yayın ortalaması ise 0.20 olarak belirtilmişti. Haber, söz konusu durumu YÖK’ün bile gizleyemediğini söylüyordu. Raporda THE, QS ve ARWU verilerine göre dünyada ilk 500 içinde sadece 6
Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu Ağustos ayı toplantısında politika faizini yüzde 14’ten yüzde 13’e indirme kararı aldı. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, “Kurul, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir” ifadelerine yer verildi. Kararın ardından ABD Doları 18.12 seviyelerini gördü. Merkez Bankası politika faiz 2021 yılında dört ay içerisinde yüzde 19’dan yüzde 14’e
Anayasa Mahkemesi (AYM) Fiyat İstikrarı Komitesi’nin kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini Anayasaya aykırılık gerekçesiyle iptal etti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Fiyat İstikrarı Komitesinin kurulması için yayınlanan 29 Haziran 2021 tarihli kararnamenin iptali için yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, kararnamenin tümünü oy çokluğuyla anayasaya aykırı buldu. 18 Ağustos’ta Resmi Gazetede yayımlanan AYM kararında yetki gaspı gerekçe gösterilerek
Türk dış politikasının içinde bulunduğu savrulmanın ciddi boyutlara ulaşmakta olduğu görülüyor. Son örnek, Suriye cephesinde yaşanan çaresizlik görüntüsü. Gerçeklikle ilişkisi çoktandır kopmuş olan siyasi iktidar politika üretemiyor. Kendi sebep olduğu devasa iç ve dış sorunlara çözüm bulabileceğine inanmak istiyor. Ancak, bunu yapmak için ne akılcı bir plânı, ne inandırıcı bir programı var. Ülke, bir yandan