Sorumuz Türkiye’nin yakın geleceğini de etkileme potansiyeline sahip, stratejik önemde bir soru. İki NATO üyesinin, Kanada ve Danimarka’nın toprağında gözü olduğunu, on gün sonra devralacağı ABD Başkanlığından önce ilan eden Donald Trump sadece Suriye ve PKK konusunda değil, tırmanan Türkiye-İsrail zıtlaşması konusunda nasıl tutum alacak. Kara ve deniz komşuları Kanada ve Danimarka’ya bunu yapan Trump
Başlıktaki tanım bana ait değil. Dünyanın en zengin adamlarından, ABD’nin 20 Ocak’ta görevi devralacak seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın da gözdesi olan Elon Musk kendisini böyle tarif ediyor. 2022 yılında 44 milyar dolara Twitter platformunu satın almasıyla birlikte, milyarder iş adamı kendisine yeni bir oyuncak, yeni bir meşgale bulmuş oldu adeta. O günden bu yana, adını
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti yönetim üyelerine “ticarethaneye çevirmeme” uyarısı, 5 Ocak’ta memleketi Rize’deki İl Kongresinde geldi. Medyanın pek ilgi göstermediği bu sert sözler aslında Erdoğan’ın 23 Şubat’ta yapılması beklenen Genel Kurulunda köklü değişiklikler yapabileceğine dair önemli bir işaretti. “Tatlı su siyasetçileri” sorunu Erdoğan AK Parti’de kamuoyuna pek yansımayan işlere belli ki çok sinirlenmişti ki,
CHP lideri Özgür Özel’in 7 Ocak’ta DEM Parti heyetinden İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerinden aktardıklarını dinledikten sonra TBMM Grubuna hitabında altını “kalın harflerle” çizdiği tutumu bu: CHP “Bir kişinin özgürlüğü, bir kişinin siyasi kariyeri için işletilecek göstermelik süreçlerin içinde yer almayacak”. Özel iki kişiden bahsediyor. “Kimin özgürlüğü? sorusunun yanıtı PKK’nın 25 yıldır hapisteki
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8-9 Ocak 2025 tarihlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) bir çalışma ziyareti gerçekleştirecek. Dışişleri kaynaklarından edinilen bilgiye göre Bakan Fidan söz konusu ziyaret kapsamında KKTC’yle ilgili konular ve Kıbrıs meselesinde son dönemde yaşanan gelişmeler değerlendirilecek. Fidan’ın ziyareti, adada yeni bir sürece de işaret edebilir. Kaynaklara göre, İsviçre’de BM Genel Sekreteri’nin ev
Her ne olursa olsun, ezici çoğunluğumuz gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan her zaman gurur duydum, duyuyorum. Ülke içinde daha iyiye ulaşmayı amaçlayan yapıcı eleştirilere rağmen, yurtdışında ülkemizi daima yüceltmeye çalıştım. Diplomatik sahalarda, iş dünyasında, medyada ve toplumsal hayatta Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmenin onurunu taşıdım. Ancak, bu gurur duygusu, uluslararası arenada, özellikle Batı’da, ülkemizin
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabinesinin 2025 yılının 6 Ocak’taki ilk toplantısında gündeminde yeni emekli maaşları da var. TUİK’in 3 Ocak’ta 2024 enflasyonunu yüzde 44,38 olarak açıklamasından kısa süre sonra emekli maaş artış oranları işçi ve Bağkur emeklilerine yüzde 15,75, memur emeklilerine 11,54 olarak ilan edildi. Emekliler halen 12,500 lira olan en düşük emekli maaşının bu orana
“Bölücü caniler ya bir an önce silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla birlikte toprağa gömülecekler. Bunun dışında üçüncü bir yol yok. Silahın, şiddetin, terörün devri artık sona ermiştir.” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 4 Ocak’ta Samsun’da AK Parti İl Kongresindeki bu sözleri ilk defa söylemedi; özellikle tekrarlamak istiyor. Ama müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli’nin girişimiyle İmralı’ya gidip PKK’nın
Hükümetin yeşil ve gri pasaportu aşırı kullanımla, bu pasaport sahiplerinin yurtdışı seyahatlerinde Türk vatandaşlarına uygulanan vizeye tabi olmamasını sağlama uygulamasına Avrupa Birliği karşı önlem geliştiriyor. Bu uygulamayla AB üyesi ülkeler ile İsviçre, İzlanda, Norveç ve Lichtenstein’a halen vizesiz seyahat edebilen yeşil ve gri pasaportlu Türk vatandaşları 2025’in ilk yarısından itibaren bu ayrıcalıklarını yitirmesi amaçlanıyor. Sözcü