ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda Beyaz Saray’da imzalanan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ABD arabuluculuğundaki barış anlaşması, çatışma çözümünde bir dönüm noktası olarak kutlanıyor. Ancak bu anlaşma, on yıllardır süren düşmanlığı sona erdirmekle kalmayıp, Türkiye’nin bölgesel stratejisini ilerletmesi ve Güney Kafkasya’nın güvenlik ve bağlantı mimarisini yeniden şekillendirmesi için nadir bir jeopolitik fırsat yaratmıştır. Bu anlaşmanın merkezinde,
Son yapılan bir araştırma, kamuoyunun “Terörsüz Türkiye” sürecine yönelik bakışının hâlâ temkinli, dengeli ve çok boyutlu olduğunu gösteriyor. Research İstanbul araştırma şirketinin 28-31 Temmuz 2025 tarihleri arasında 2.000 kişiyle yaptığı ankette saptadığı bulgular, toplumsal beklentilerin ihtiyatlı bir iyimserlik ile belirgin bir kuşku arasında gidip geldiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 39’u sürecin başarıyla sonuçlanacağına inanırken, yüzde
Yükselen küresel dalganın ulaştığı aşamanın en açık göstergesi, sadece 9 Ağustos’ta dünyanın pek çok şehrinde milyonlarca insanın meydanları doldurup hükümetlerinden İsrail’e karşı daha sert yaptırımlar talep etmesi değildi. Aynı zamanda Almanya hükümetinin halktan gelen tepkiler üzerine almak zorunda kaldığı bir karardı. 8 Ağustos’ta Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’yi işgal planını ilanı
ABD, küresel hükümranlık stratejisinde yeni bir evreye geçiyor. Rusya, İran ve Çin’i çevrelemek, baskılamak ve ekonomik–teknolojik üstünlüğünü yeniden tahkim etmek Washington’un ana hedefleri arasında. • Rusya, Ukrayna savaşında yıprandı; yaptırımlar altında Orta Asya, Kafkasya, Güneydoğu Avrupa ve Baltık’ta itibar ve zemin kaybediyor. • İran’ın nükleer programı en az 3–5 yıl geriletildi; kuzeyden transit hatları kırılma
Türkiye’de siyaset, çoğu zaman meydanlarda atılan sloganlar, televizyon tartışmaları ve sandık sonuçları üzerinden okunur. Ancak gerçek güç, her zaman kameraların önünde değil; sahnenin arkasındaki sessiz, kapalı kapılar ardında şekillenir. Bu perde arkasında en etkili araçlardan biri, halk arasında “dosya siyaseti” olarak bilinen yöntemdir. “Dosya” kavramı burada metaforiktir; bazen gerçekten klasörler dolusu belge, bazen de bir
Azerbaycan ve Ermenistan liderleri İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan’ın 8 Ağustos’ta Vaşington’da ABD Başkanı Donald Trump aracılığıyla vardıkları anlaşma, sadece Kafkaslar değil, Orta Asya ve Orta Doğu’daki siyasi ve ekonomik dengeleri de değiştirmeye aday. Özellikle iki tarafın çatışmasızlık sözü vermesi, yıllardır bir anlaşmayı sürüncemede bırakan Minsk Grubundan aynı anda çekilmeleri siyasi açıdan çok önemli adımlar.
Tipik bir “Dağ fare doğurdu” olayına daha Ulaştırma Bakanlığına bağlı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) 7 Ağustos’taki yazılı açıklamasında tanık olduk. Açıklamanın bağlantısını şuraya koyuyorum, isteyen okuyabilir, size özetini söyleyeyim: her şeyin 2024 yazından beri farkındaymışlar, her şeyi doğru ve zamanında yapmışlar. Neyse ki (duyduğuma göre Beştepe’nin teşvikiyle) İçişleri Bakanlığının daha önce yaptığı açıklama
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 20024’te Meclis Grup toplantısında “umut hakkından”, yani tahliye ihtimalinden de söz ederek PKK’nın 26 yıldır hapisteki lideri Abdullah Öcalan’dan örgütüne silah bırakma ve fesih çağrısı yapması üzerinden 9 küsur ay geçti. Alınan mesafe Türkiye standartlarına göre etkileyicidir. • DEM Parti’nin Öcalan ile İmralı’da görüşmesine izin verildi, • Öcalan silah
Son dönemde gündemi meşgul eden sahte diploma skandalı, üniversitelerin yalnızca bilgi değil, aynı zamanda değer ve güven üreten kurumlar olarak yaşadığı nitelik kaybını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bir kurumun verdiği diplomanın, topluma ve bireye sunduğu güven unsurunu kaybedip içi boş bir belgeye dönüşmesi, temsiliyet ve sorumluluk kavramlarını da tartışmaya açıyor. Bugün, mezuniyet törenlerinde törensel
UG Solutions, LLC, 2023 yılında Davidson, North Carolina’da, eski bir ABD Özel Kuvvetler askeri olan Jameson Govoni tarafından kuruldu. Şirketin kamuya açık kaynaklarda pek fazla bilgiye yer vermemesi ve internet sitesinde faaliyetlerine dair net bir içerik bulmanın zor olması dikkat çekici. Resmi kayıtlarda Govoni’nin yanı sıra, yönetim ekibinde Jennifer Koll ve Jeffrey Boyd da yer









