Gazeteci-Yazar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1 Ekim 2021’de TBMM’nin yeni yasama yılının açılışında yaptığı konuşmanın nispeten başlarında “Kürt sorunu denilen meseleden” söz edince zihnimde bir soru canlandı. Acaba ileride bir Meclis açılışında Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş (yeniden) yıllardır tutuldukları hapisten çıkıp, seçilip, TBMM üyesi olarak yemin ederler miydi?Hapis cezası almış olmaları sorun değildir; burası Türkiye. Erdoğan
Oğuzhan Asiltürk’ün vefatı 1 Ekim siyaset gündemine Meclis’in yeni yasama yılı açılışı öncesi düşen kötü haber oldu. Koronavirüse yakalanmıştı, Covid-19’a bağlı zatürre nedeniyle vefat ettiğini açıklandı. 1970’lerden bu yana siyasetin içinde olan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da içinde yetiştiği Milli Görüş hareketinin kurmaylarından olan deneyimli siyasetçinin koronavirüse de maskeye de aşıya da inanmadığı biliniyordu. Erdoğan için
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in davetlisi olarak 29 Eylül’de Soçi’de yaptığı görüşmeyi stratejik önemde, yani iki ülkenin bundan böyle birbirleriyle ve bölgelerindeki ilişkileri etkileyecek önemde saymak gerekiyor. İki lider 2 saat 40 dakika sürdüğü açıklanan görüşmeden sonra basın toplantısı yapmamış olsa da görüşme öncesi söylediklerinin satır aralarını görüşmenin yapıldığı koşullarla birleştirince Erdoğan-Putin
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de görüşmeye başlamasından hemen önce Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov’un gazetecilere yaptığı bir açıklama, Türkiye açısından sorunlu bir maddenin daha gündemde olabileceğini gösterdi. Bu madde Türkiye’nin Ukrayna’ya Bayraktar TB-2 SİHA satışı.Lenta.ru haber sitesinin TASS ajansına dayandırarak verdiği habere göre, Peskov, Türkiye’nin Ukrayna’ya Bayraktar TB-2 SİHA satışının sorulması
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a randevu verdiği 29 Eylül günü herhangi bir gün değil. İkinci Dünya Savaşının en büyük katliamlarından Babi Yar Katliamının 80’inci yıldönümü. Babi Yar katliamında Alman Nazi orduları, onlarla iş birliği yapan Ukraynalı faşistlerin yardımıyla, Ukrayna’nın Başkenti Kiev ve civarında, 29-30 Eylül 1941’de, yalnızca iki gün
TBMM yeni yasama dönemine başlarken siyasi görünümü iki adım geriye çekilip şöyle özetlemek mümkün: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener son birkaç haftadır yaptıkları çıkışlarla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oyun planını sarsıyor. Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin özellikle Kürt meselesindeki katı tutumu Erdoğan’ın işini hiç de kolaylaştırmazken, HDP’nin “tutum belgesiyle”
Almanya’da 26 Eylül’de yapılan seçimleri Sosyal Demokrat Parti (SPD) adayı Olaf Scholz kazandı. Bundan bir yıl öncesine dek Alman sosyal demokratlarına artık siyaset sahnesinden siliniyor gözüyle bakılıyor, seçimin Hristiyan Demokratların adayı Armin Laschet ile Yeşillerin adayı Annalena Baerbock arasında geçeceği tahmin ediliyordu. Scholz, sadece Alman sosyal demokratların makûs talihini kırmakla kalmamış olabilir. Aynı zamanda Covid-19
Fatura derken mali faturası değil kast ettiğim. “İtibardan tasarruf olmaz” demagojisiyle şatafata saçılan milyonların faturası elbette bize çıkacak. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmeye ABD’den askeri nakliye uçaklarıyla getirttiği Alman malı özel limuzinlerle gitmedi, metroyla gitti. Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Türkiye’ye dönüşünde, daha önce hiçbir ABD Başkanından Biden’den gördüğü muameleyi
Bu yazının yazılıp yazının yayınlanması ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cuma namazı çıkışında ABD liderlerinin hiç biriyle Joe Biden ile yaşadığı türden bir “konum” yaşamadığını itiraf ederek, “maalesef bu durumdayız” dedi. Bizler de daha önce hiç bir Türk Cumhurbaşkanının ya da Başbakanının ABD Başkanından istediği yakınlığı bulamadığı için halka böyle şikayetçi olduğunu yaşamamıştık. Üzücü bir durum.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunu konusunda sergilediği yeni tutum siyasette yeni ve hararetli bir tartışma başlattı. CHP’nin bu HDP’yi Kürt sorunun çözümünde meşru muhatap, çözüm zeminini de TBMM olarak net biçimde ifade eden bu tutumu 2023 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine gidişte siyasetin tonunu belirlemeye, sonucu etkilemeye aday. Öyle ki, tartışmanın ilk adımı neredeyse Cumhurbaşkanı