Gazeteci-Yazar
Fotoğrafları Rusya Dışişleri Bakanlığının Telegram sayfasından aldım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in 1 Eylül’de Çin’in Tianjin şehrinde 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde yapılan Şangay İşbirliği Örgütü zirvesi çerçevesinde yaptıkları görüşmeden. Rus resmi fotoğrafçısı sadece toplantı masası dizilimini değil iki liderin toplantı sırasında birbirlerine bakışlarını da çekmiş yakalamış ve daha önemlisi, Rus Dışişleri de
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum, Habertürk’te Fevzi Çakır’ın sorularını yanıtlarken kuşkusuz Beştepe’nin oluşum aşamasındaki yol haritasını tartışmaya açıyor, kamuoyunu da önümüzdeki yoğun gündeme hazırlıyordu. Aslında Uçum perdeyi bir önceki hafta, sürecin tamamlanması için özel geçiş dönemi yasasının gerektiği söyleyerek açmıştı. Söyleşinin medyadaki yankıları birkaç başlık altında toplanabilir: 1- İçinde bulunduğumuz sürece Kürt sorununa
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Bağımsızlık Savaşımızın son perdesi olan Büyük Taarruzun 1922’de tamamlandığı gün olarak kutluyoruz. Bugün Zaferin kime ve neye karşı kazanıldığını hatırlamak ve bununla yüzleşmek zorundayız. Türkiye’de kitleleri vatan kavramıyla tanıştıran Namık Kemal oldu. “Vatan Yahut Silistre” eserinin sahnelenmesi ve halktan büyük ilgi görmesi üzerine Payitaht tarafından gönderildiği sürgünlerde 47 yaşında vefat etti.
İktidarın “Terörsüz Türkiye” süreci için kurulan Meclis Komisyonu 28 Ağustos’ta önceki TBMM başkanlarını dinledi. Tam Cemil Çiçek konuşuyorken Meclis’in üzerinden savaş uçakları alçaktan uçmaya başladı. Önce herkes “Ne oluyor?” diye birbirine baktı. Burası Türkiye. Sonra 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri için Türk Yıldızlarının prova uçuşları olduğu anlaşıldı. Aynı sıralarda DEM Parti TBMM Başkan Vekili Pervin
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 27 Ağustos’ta ASELSAN’da yapılan törenle ilk birimini teslim aldığı Çelik Kubbe hava savunma sistemi Türkiye’nin askeri sanayide dış bağımlılığı kırmasında yarım asırda ulaştığı en üst nokta. Sistem, “katmanlı hava savunma sistemleri ile tüm algılayıcı ve silahların bir ağ yapısı altında birbirleriyle entegre çalışması, ortak hava resminin oluşturulması, gerçek zamanlı olarak harekât merkezlerine
Öncelikle şunu söylemek lazım: AK Parti ile MHP arasında son haftalarda su yüzüne çıkan gerilim “Cumhur İttifakında çatlak” denecek boyutta değil. İki parti çıkar birliği bağıyla bağlı; bugüne dek daha ağır badireleri atlattılar. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 2002 yılında Bülent Ecevit’e çektiği rest gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Haydi seçime” resti çekmesi çok zor. Öte yandan
CHP’nin zor Eylül’ü başlığı yanıltıcı olabilir; çünkü CHP zaten 2025 başından bu yana zor sınamalarla karşı karşıya. Bir yandan Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınması ve peşi sıra gelen CHP’li belediye başkanları soruşturmaları gibi CHP-dışı etkenler, diğer yandan Kurultay iptali davası gibi CHP-içi etkenler CHP’de Özgür Özel yönetimini çok cephede aynı anda mücadeleye zorlandı. Özel
Spor yorum programının uzun yıllardır demirbaşlarından, emekli futbol hakemi Ahmet Çakar’ın “kovuldum” diyerek “patrona hakkını helal etmemesi” yayınına sosyal medyada gözüm takılmasaydı böyle iz sürmeyecektim. Çakar’ın “btv YouTube” kanalından, kendi deyişiyle “kanal sahibinin isteği üzerine 22 Ağustos itibarıyla ayrılmasını okuyunca ilgimi çekti? Acaba Çakar hangi patronun gözden çıkardığı çalışanının “hakkını helal etmemesiyle” ilgilenebilirdi? Yani patronajı
Seçmeni kazanamıyorsan, seçileni kazan. Ya da Seçmenin oyunu alamamışsan, o seçmenin başka partiden oyunu almış olanı ister teşvik ister tehdit ya da iknayla transfer et. Ya da medya kampanyalarıyla soruşturmalara, tutuklamalara zemin hazırlanmasını sağla, yerine kayyım ata; yani saf dışı bırak. AK Parti’nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana izlediği siyaset tarzı bu. Bu









