Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün akşam AK Parti medyasının A-takımı karşısına çıkmadan önce, Etlik Şehir Hastanesi açılışında şunları söyledi: “Sırf daha iyi arabaya binmek, daha yeni telefon almak, daha çok konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle ellerin yani başka ülkelerin başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz.” Karşısında dizilen “cevaplara sorular” takımının sormadığı soruyu DEVA Partisi lideri Ali
Mersin’de 26 Eylül’de gerçekleştirilen ve 1 polis memurunun şehit olduğu saldırı sonrasında iç siyasette “terör” tartışması alevlendi. Saldırganlardan birinin isminin CHP’nin 2013 tarihli Tutuklu Gazeteciler raporunda geçtiğinin ortaya çıkmasının ardından AK Parti ve MHP yetkilileri HDP ve CHP’yi sert dille eleştirirken, CHP’nin avukatı Celal Çelik saldırıyla “ana muhalefet partisini ilişkilendirenler” hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
İş Bankası ve DenizBank’ın ardından kamu bankaları Halkbank, Ziraat Bankası ve Vakıflar Bankası da Rusya’nın kullandığı Mir ödeme sisteminden ayrılmaya karar verdi. Bloomberg’den Fırat Kozok’un Türkiyeli üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Türkiye’de Mir kartları ile yapılan işlemleri gerçekleştiren tek kredi kuruluşları olan üç banka Salı günü sistemden çekilme kararı aldı. Karar ABD Hazine
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in “Masa noter değil. Biz de adayımızı çıkarabiliriz” sözlerinin muhatabı, kendisi onu dışında tuttuğunu söylese de doğrudan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Henüz Altılı Masa’ya getirilmeden Kılıçdaroğlu’nun kendi adaylığını ilan olarak algılanan çıkışlarından rahatsızlığını dile getiriyordu. Akşener’in “Kemal Bey adaylığını söyleyebilir, orada sorun yok. Diğer arkadaşlarımız da söyleyebilir, başka insanların da adı
Geçtiğimiz günlerde TEMA Vakfı’nın paylaştığı bir bilgi dikkatimi çekti: “Yeşil Yol Projesi’nin İptal Kararı Kaldırıldı!” Karadeniz Bölgesi’nde, 9 ilin yaylalarını birbirine bağlayarak yaşam alanlarına zarar verecek olan yaklaşık 2.600 kilometre uzunluğundaki “Yeşil Yol” projesi ilk olarak 2011 yılında hazırlanan Çevre Düzeni Planı içerisinde yer almış, TEMA Vakfının açtığı dava neticesinde Danıştay “kesin hüküm” niteliğinde bir
Altılı Masa ortak adayının kim olacağını düşünedursun, sürükleyici gücü HDP olan Emek ve Özgürlük İttifakı 24 Eylül’de İstanbul’da ilan edildi. İttifakın kuruluşu alternatifinin olmadığını söyleyen, yeniden seçilmesini garanti gören Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için gerçekten kötü bir haber olabilir. Neden sadece başlıktaki gibi “kötü haber” değil de “olabilir” diyorum? Çünkü Emek ve Özgürlük İttifakının (EÖİ) kuruluşu
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Yanımda mısınız?” sorusu partililere hitaben “kızım sana söylüyorum” parti dışındakilere de “gelinim sen de anla” misaline benziyor. CHP liderinin bu sorusu, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda parti içinde ve dışında kendisini “destekleyenler”, “karşı çıkanlar” ve “tavrını belli etmeyip zarar verenler” olarak ayrılabilecek en az 3 kesim olduğuna işaret ediyor. Yaptıklarıyla
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisine üçüncü “benimle misiniz, değil misiniz?” çıkışı diğer ikisinden daha sert oldu. Daha önce CHP’de de gideni tutmayacağım demiş, “Beşli çete” ile irtibat içinde olanları istemediğini söylemişti. Ama bu defa istemeden zarar verenlerin yanı sıra bilerek zarar verenler ve olan bitene sessiz kalanları da topa tuttu. Kılıçdaroğlu’nun bu sert çıkışı bir
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de hemen hemen her alanda kadınlar aleyhine toplumsal cinsiyet eşitsizliği bulunmaktadır. Ülkemizdeki kadın/erkek eşitsizliği toplumsal bir sorundur ve politika geliştirmek gerekir. Eğitimde, siyasette, çalışma hayatında, sosyal yaşamda, sağlık hizmetlerine ulaşımda, yoksullukta, sosyal güvenlik gibi pek çok alanda bu eşitsizliği görüyoruz. Son dönemde artan şiddet konusu da bu problemlere
Önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Altılı Masa liderlerinin sık sık “aramızda sorun yok” diye iman tazelemelerine değinmek lazım. Özellikle de Kılıçdaroğlu’nun CHP içindeki sorunları dışarı vurup partisini ikinci defa uyardığı sırada. Unutmamak lazım ki siyaset yaşanan gerçeklerden çok algılanan gerçekler üzerine kuruluyor. Halkta -velev ki iktidarın propaganda aygıtlarının da katlısıyla- Altılı Masada









