Rusya’nın Ukrayna’ya gerçekleştirdiği saldırının savaş hali alması hem insanlar için hem de çevre için telafisi zor, ağır bir yıkıma dönüştü; artık bilançonun çok büyük olduğunu biliyoruz. Bilanço büyük deyince, aklıma gelen Kuzey Ukrayna’da konumlanmış Çernobil Nükleer Santrali ve bu santralin karşı karşı olduğu tehlike… Tehlike diyorum, çünkü çevre için önemli tehdit söz konusu. Santral otuz
Rusya, Ukrayna’yı istila ederek küresel düzlemde ciddi bir sarsıntıya yol açtı. Bundan sonra, siyasi ve ekonomik anlamda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Başka bir ifadeyle, Ukrayna krizi, uluslararası ilişkiler tarihinde bir milat teşkil edecek. Aslında, Doğu-Batı ekseninde bir süre önce başlamış olan yeni nesil soğuk savaşın, Rusya’nın Ukrayna saldırısı ile mahiyet değiştirerek ve şiddetlenerek devam
“Sen sığınmacılara vatandaşlık verip, onlara oy kullandırarak koltuğunu mu korumak istiyorsun?” Bu ağır suçlamanın sahibi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seslendiği kişiyse Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. Kılıçdaroğlu eğer Erdoğan’ın niyeti buysa sığınmacıları vatandaş yapıp oy kullandırma konusunu referanduma gidip halka sorma çağrısında da bulundu.Kılıçdaroğlu bu suçlamayı Erdoğan’ın 15 Mart’taki “Muhalefet, seçimi kazanırsak ülkedeki mültecileri göndereceğiz diyor. Biz
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu 17 Mart’ta toplanıp faiz kararını açıklayacak. Muhtemelen ‘kararını’ sözcüğünü gülümseyerek okudunuz. Hoşgörünüz lütfen; eski bir Merkez Bankacı olarak başka türlü yazmaya elim gitmiyor. Aklımda bugün için yazı yazmak yoktu. Bu sabah iki nedenle klavyenin başına oturdum. Birincisi, Murat Yetkin’in “Erdoğan 17 Mart’ta siyaseten faiz artırımına gider mi?” yazısı. İkincisi,
Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Performansa dayalı değerlendirme! İyi çalışanı kötü çalışandan ayıralım; iyi çalışanları ödüllendirelim! Nasıl? Veri bilimi çağında yaşıyoruz: Dünyayı anlamak için veri toplama, verileri yorumlamak için istatistiksel yöntemler kullanma. Veri toplarız; değerlendiririz. Performansı yüksek olana yoksulluk sınırının az üstünde bir maaş, performansı az olana boğaz tokluğu; yani açlık sınırında maaş. Veri
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aslında siyaseten de ekonomik olarak da ne yapması gerektiğinin gayet iyi farkında.Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ardından Türkiye’nin diplomasi sahnesinde öne çıkışını ekonomik olarak lehine çevirmesi, hatta bunu önümüzdeki seçimlerde oya tahvil etmesi umuduyla ilk aşamada atması gereken iki basit adım var.Öncelikle Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 17 Mart toplantısında faiz artırımına gitmesine izin
Çocukluğumdan ilk hatırladığım gazete başlıklarından biri “Dur tarih vur Türkiye”dir. Yanlış anlamayın, savaşa girmiştik de o yüzden bu başlık atılmış değildi. Türkiye Futbol Milli Takımı, ertesi gün Avusturya ile maç yapacaktı. Gülmeyin, çok okunan gazetelerden birinin maç anonsu sayfasında koca puntolarla atılmıştı bu başlık. Aslına bakarsanız, tamamen boş bir laf değildi, kimi bilgi kırıntıları içeriyordu.
Rusya’nın Ukrayna’yı istilası sonrası, enerji arz güvenliği ve Glasgow İklim Anlaşması’nın başarılarından birisi olarak tarihe not düşülen kömür kullanımını sınırlama taahhüdü tartışılır oldu. Kimi uzmanlar, savaş nedeniyle kömür kullanımının artmasının ve bu durumun sürme ihtimalinin, küresel ısınmaya yönelik 1,5°C hedefini ulaşılabilir olmaktan çıkaracağı endişesi taşıyorlar. Avrupa’daki ülkeler, Rus petrol ve gazından hızla vazgeçmenin yollarını ararken,
Hekimler 14-15-16 Mart tarihlerinde iş bırakacaklar. Onları destekleyin, çünkü itiraz ettikleri sistemin düzeltilmesi, onların haklarının ötesinde hepimizin nitelikli/gerçek sağlık hizmetine ulaşabilmemiz için şаrt. Tıp Bayramı olan 14 Mart ile başlayan üç gün içinde kamu hastanelerine yalnızca G(ö)revi desteklemek için gidin. Acil servisler, yoğun bakımlar çalışacak, ama inşallah ihtiyacınız olmaz. Sağlık çalışanlarının içinde bulundukları dayanılmaz koşulları









