Seçimler henüz gündemde değil ancak iktidar partisi seçim kanunu çalışmalarında sona geldi haberleri çıkıyorsa seçim davulları çoktan çalmaya başlamış demektir. O halde en temel soruyu cevaplamaya çalışmakta fayda var: Seçmenin oyunu neler belirler?Oy verme hareketinin tek bir belirleyeni yok. Pek çok etmen bir arada kişilerin oy kararlarında etkili oluyor. Ahmet Bey işbaşındaki hükümet veya adayın
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “TTB kapatılsın” çağrısına yazılı bir açıklamayla karşlık verdi.Gazete Duvar‘ın haberine göre TTB, yaptığı açıklamada “Kaybettiğimiz meslektaşlarımızı anmak ve başka kayıplar olmasın diye çabalamak vefa borcumuzdur. Sözlerimizin arkasında, görevimizin başındayız.”Ölen sağlık çalışanları için siyah kurdele takılması eylemine tepki gösteren Bahçeli, “TTB, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı
Pandemi başladığından bu yana kültür sektöründe çalışanlar dayanışma ve destek çağrısında bulunuyor. Salonlar kapatılıp etkinlikler yasaklandığında başlayan çağrılara hâlâ bir cevap alabilmiş, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bir destek görebilmiş değiller.Perde kapama zorunluluğu ve aylarca sıfır gelirle yaşamak dünyanın her yerinde sanatçıları, kültür kurumlarını ve çalışanları benzer şekilde etkilendi. Farklı olan ise hükümetlerin tavırları oldu.Avrupa Birliği,
Avrupa Birliği’nin Güvenlik ve Dış Politikalar Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles 15 Eylül’de Avrupa Parlamentosunda Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir konuşma yaptı. Konuşmasının en önemli kısmında Türkiye’yi de “eski imparatorluğu” canlandırmak isteyen ülkeler arasında saydı ve bunun AB’yi yeni bir durumla karşı karşıya getirdiğini söyledi. AB’nin 21 Eylül’deki Dış İlişkiler Konseyi, yani dışişleri bakanları toplantısında ve
Amerikalı gazeteci Bob Woodward’ın yayınladığı “Rage-Öfke” adlı kitabı ABD’yi karıştırdı. Ünlü Watergate skandalını da ortaya çıkaran iki gazeteciden biri olan Woodward, ABD Başkanı Donald Trump’ın Covid-19’un korkunç etkisini bildiğini ama “moral bozmamak” bahanesiyle halktan sakladığını yazıyordu. Trump ise Woodward ile uzun süredir mülakatlar yaptığını ve bunu kendisine daha salgının başladığı zamanlarda söylediği halde, haber yapmayıp,
An itibariyle Türk dış politikası oldukça üzücü bir manzara sergiliyor. Suriye, İsrail, Libya ve Mısır’da Büyükelçimiz yok. Lübnan, BAE ve Suudi Arabistan’da Büyükelçimiz var ama yok. AB ile ilişkilerimizde belirgin bir durgunluk yaşıyoruz. Yunanistan, Fransa ve Almanya ile ilişkilerimiz gergin. ABD ile ilişkilerimizde ciddi sorunlar var. Bu bir yalnızlık tablosudur.Çok değil, bundan birkaç yıl önce,
21. yüzyıl genel olarak dünyanın, özel olarak da Doğu Akdeniz ve Batı Asya jeopolitik dengelerinin hızlı bir değişimine tanıklık etmektedir. Türkiye ise Doğu Akdeniz ve Batı Asya coğrafyasının ayrılmaz bir parçası olarak bu değişimden en çok etkilenen ve etkilenecek ülkelerin arasında yer almaktadır.Türkiye ve Türkler Doğu Akdeniz’in üstünlük savaşlarında yeni bir unsur değildir ve çok
Düzelteyim, sadece Macron değil, Macron gibiler demem lazımdı ama şimdi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron var sahnede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısında.Erdoğan’ın en büyük siyasi gıdasının zıtlaşma olduğuna Almanlar geç uyandı, ama tam uyandı. Önce Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, sonra Şansölye Angela Merkel, Erdoğan’ın şahsını hedef almanın sadece Erdoğan’a güç kattığını, ama Türkiye’yi uzaklaştırdığını fark ettiler. Ama şimdi,
Umarım yakında yayınlanacak “Darbeler Kitabı” hazırlığım bitmek üzere. (*) Sadece Türkiye’deki darbe ve darbe girişimlerini değil, bizi ilgilendiren coğrafyadaki darbe girişimleri ve darbeleri çalışıyorum epeydir. Ve birbirleriyle ilişkilerini, ortak noktalarını, ayrılan noktalarını… Türkiye’deki darbe girişimi ve darbelerin -15 Temmuz 2016- hariç nasıl olduğu ayrıntılarıyla yazıldı; ben ne olduğu, neden olduğu ve ne tür sonuçlar doğurduğu
Doksanlı yılların sonuydu; Akdeniz’i bir “tatil gölü”ne çevirme niyetindeki Club Med, Türkiye’de de atılıma geçmişti. Türkiye’nin tatile para harcayabilen kesimlerinde bu Avrupa usulü “her şey dahil” konusu epey heyecan yarattı.Acaba bu çok da ince olmayan kalburdan kimler geçecekti?Bizi de alacaklar mıydı?(“Her şey dahil” turizmi daha sonra sektörün başına büyük bela açacak, Club Med’in kendisi de