Türk Ekonomisi Kulis Bilgileri Yapısal Sorunlar: Güncel ve yapısal sorunlarına rağmen hâlâ dünyanın 20 büyükleri arasında yer alan Türk ekonomisindeki belli başlı gelişmeler, kulis bilgileri, tahlil ve tahminler.
Her şey, ABD Çalışma Bakanlığı’na bağlı İstatistik Bürosu’nun (BLS) beklenenden çok daha zayıf bir istihdam raporu yayımlamasıyla başladı. Temmuz ayı raporuna göre, ülke ekonomisi sadece 73 bin yeni istihdam yaratabildi. Ayrıca, Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin önceki veriler de aşağı yönlü olarak güncellendi. Amerika yakında seçim dönemine giriyor. Bu yıl içinde başta New Jersey ve
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından hükümetle ücret zammı uyuşmazlığı gerekçesiyle alınan grev kararını “Milli güvenlik” gerekçesiyle 60 gün erteledi. Resmî Gazetede yayınlanan karara göre Türk-İş Konfederasyonuna bağlı Maden-İş sendikasının 1 Ağustos’ta Eti Maden’in Eskişehir, Balıkesir, Bursa, Kütahya başta olmak üzere Bor işletmelerinde başlatacağı grev durdurulmuş oldu. Eti Maden grevi, Türk-İş’in yaklaşık 600
Türkiye, sıkça dillendirdiği “Dünya beşten büyüktür” iddiasını enerji sahasında da hayata geçirebilecek potansiyele sahip bir ülke. Geniş yenilenebilir kaynakları, güçlü mühendislik geleneği, stratejik jeopolitik konumu ve dünya çapında deniz taşımacılığı kabiliyetiyle aslında küresel enerji oyununda ön saflarda yer alabilecek niteliklere sahip. Ancak ne yazık ki, Türk enerji şirketlerinin küresel enerji arenasındaki varlığı hâlâ silik. Ne
Yazının başlığı Merkez Bankasının 23 Temmuz toplantısında politika faizini yüzde 46’dan yüzde 43’e düşürme kararını “Fatih Karahan ne yapsın?” diye vermek de olabilirdi ama mesele şahsi olmaktan çok uzak. Düz mantıktan gidersek, görünüm şöyle: • Merkez Bankası (TCMB) 20 Mart’ta pek alışılmadık bir ara toplantıyla borç verme faizini yüzde 44’ten 46’ya yükseltti ama politika faizini
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türkiye’nin 50 yılı aşkın süredir yürürlükte olan Kerkük–Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı Anlaşmalarını 20 Temmuz 2025’te Resmî Gazetede yayımlanan kararıyla 27 Temmuz 2026 itibarıyla sonlandırdı. Bu karar Irak hükümetinin 17 Temmuz’da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminde üretilen (IKYB) bütün petrolün, devlet petrol şirketi SOMO’ya devri kararıyla birleşince, Ortadoğu’nun enerji diplomasisinde çok katmanlı bir
Avrupa Birliği’nin (AB) Ankara Temsilcisi Thomas Ossowski 18 Temmuz’da düzenlediği basın toplantısında AB Komisyonunun 15 Temmuz’da aldığı karar uyarınca Türk vatandaşlarına belli vize kolaylıkları getirildiğini ilan etti. Ossowski bunu “iyi niyetli başvuru sahipleri için daha elverişli vize kuralları” uygulanarak “kademeli sistem” yoluyla “çoklu giriş hakkı” tanınması olarak tarif etti. Buna göre vize süreleri, başvuru sahibinin
Enerji artık yalnızca bir kaynak değil—bölgesel sınırları yeniden çizen jeopolitik bir kaldıraç. Bunun en güncel örneği, Azerbaycan devlet enerji şirketi SOCAR ile Ahmed el-Şara liderliğindeki Suriye geçici yönetimi arasında 12 Tammuz’da Bakü’de imzalanan anlaşmadır. İlk adımda Azerbaycan’ın Türkiye üzerinden Suriye’ye doğalgaz satışını öngören bu mutabakat, konvansiyonel bir yatırım adımının çok ötesindedir: Ortadoğu’daki güç dengelerinin yeniden
2024 Nisan’ında İsrail’in İran’a saldırması ve İranın karşılık vermesiyle tabık olduğumuz karşılıklı hava saldırıları, yalnızca bölgesel bir kriz değil, aynı zamanda küresel güvenlik mimarisinin sorgulanmasına yol açan kritik bir dönüm noktası oldu. Artık çatışmaların başlangıç noktası karada değil, havada. Seyir füzeleri, hipersonik tehditler ve sürü dronlarla yapılan saldırılar, modern savaşta belirleyici gücün hava ve füze
Enerji, artık sadece evlerimizi ısıtan, sanayiyi döndüren ya da arabalarımızı çalıştıran bir girdi olmaktan çok daha fazlası. Bugün enerji; diplomasiyi şekillendiren, savaşlara yön veren, teknolojik dönüşümleri hızlandıran jeostratejik bir güç. Türkiye bu satranç tahtasında uzun süredir yalnızca hamle bekleyen bir piyon gibi durmakta. Oysa artık zamanı geldi: Megavat hesaplarının ötesine geçmeli, “megastratejiler” üretmeliyiz. Tabii ki
Son aylarda yaşadığımız baş döndürücü gelişmeler Türkiye ekonomisi açısından şu iki noktayı ön plana çıkarıyor. Birincisi, 19 Mart ve izleyen günlerde olan bitenler, önümüzdeki seçimin ne kadar yaşamsal addedildiğini gösteriyor. Hayat memat meselesi adeta. Dolayısıyla, mevcut (eksik) ekonomi programının ömrü büyük ihtimalle 2027’nin başlarında biter. O da o zamana kadar giderek artan şikâyetlere dayanabilirse. Yerine









