Türkiye son aylarda, çevresinde ve daha geniş alanlarda uzun süredir ilişkileri kopuk veya gergin olan ülkeler ve güç merkezleriyle arasını düzeltmek için ciddi girişimlere başladı. Bu çerçevede ilk aşamada Ermenistan, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, Libya gibi bölge ülkelerine yönelik diplomatik adımlar dikkati çekiyor. Ermenistan ile doğrudan ilk temas iki ülke özel temsilcileri arasında 14
10 Kasım 2021’de sosyal mecra Twitter’da en çok alıntı yapılan etiket #KemalizmdenCocuğunuKoru oldu. Bu slogan başta ürkütücü geliyor, ama katılıyorum! Ancak, Kemalizm değil bilinçsiz Kemalizmden koruyalım çocuğumuzu. Hatta yalnızca çocuğumuzu değil, kendimizi de koruyalım bilinçsiz Kemalizmden. Ben asker bir babanın evinde geçirdim çocukluğumu. Babam benim bir Atatürk hayranı olmam için uğraşmadı. Ben, kitap okuyarak, okuduğumu
29 Ekim haftası geldiğinde Siyasete Giriş dersi öğrencilerime “Cumhuriyet nedir?” diye sorarım. Cumhuriyeti tanımlamak sanıldığı kadar kolay değildir.Biraz düşünülür, normaldir. Soyut kavramları tanımlamamız istenince biraz zorlanırız. Sonra genelde şuna benzer bir cevap gelir: “Halkın kendi kendini yönetmesidir.” Bunun üzerine “Peki, demokrasi nedir o zaman?” diye ikinci bir soruyla devam edersek, iş daha zorlaşır. Çünkü ona
Gazete Duvar’da yayınlanan bir inceleme, kamu bankalarının ve devletin yönettiği şirketlerin hükümet yanlısı gazetelere ilan verme yoluyla nasıl para aktardığını gözler önüne serdi. Kemal Şener’in incelemesinde, sütun santim hesabıyla, yani ilanların basılı gazete sayfalarından kapladığı yüzey alanına bakılarak yapılan ölçüme göre kamu bankalarının 2020’de en çok reklam verdiği gazetenin Türkgün olduğu ortaya çıktı. Türkgün, MHP’nin
Her destan bir hikaye, her hikaye bir dönüşüm serüvenini anlatır. Bir kahramanın hikayesini, daha doğrusu “henüz kahraman olmayanın” adım adım “kahraman”a dönüşme hikayesini… Çünkü, kahraman olarak doğulmaz, kahraman olunur, destanların, efsanelerin özü budur. Hikaye boyunca yaşananlar, aşılan engeller, bertaraf edilen düşmanlar, birer birer kahramanı kahraman yapan yolun taşlarını döşerler. Epik destanlar ise tarihsel olayları konu
Yarışmasının üzerinden 28 yılı aşkın süre geçen, inşaatı 23 yıldır kesintilerle devam eden, kaç hükümet eskiten Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yeni binası, 3 Aralık 2020 günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. Açılış da aradan geçen süredeki kesintiler, bütçe darlıkları, önceliklerin değişmesi kadar sorun oluşturdu ve Türkiye’de mimarlığın, dolayısıyla mimarların yerinin ‘yok’ derecesinde olduğunu bir kez daha
Cumhuriyet Bayramı onu reklam arası gibi görmeyen herkese kutlu olsun ama en çok kadınlara kutlu olsun. Zaten o yüzden Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet devrimini hâlâ kabullenemeyip reklam arasının bitmesini bekleyenlerin ilk hedefi kadınların hak kazanımlarını olabildiğince geri almak, yıkıma oradan başlamaktır. Çünkü 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının en çok kadınların bayramı olması gerektiğinin en çok
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan koronavirüs salgını henüz geçmemişken Türkiye’nin her yerinden 350 bin kişiyi Ayasofya’da namaz için İstanbul’da toplayıp memleketlerine geri göndermişti. Aynı Erdoğan 26 Ekim’de koronavirüs salgını yeniden yayılırken 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının cumhur tarafından kutlanmasını “kamu düzeni” gerekçesiyle yasakladı. Cumhurbaşkanının Cumhuriyet Bayramı kutlamasını tekeline aldığı gün Türk lirası Amerikan doları karşısında tarihinin en kötü
Farklı siyasal çizgi ve geleneklerden gelen ve kendilerini “Aksaçlılar” olarak tanımlayan 101 aydın, sanatçı, gazeteci, yazar ve politikacı ülkenin gençlerine ve muhalefete “adil ve özgür” bir toplumda yaşamak için birlik olarak “temel ilkelerde buluşacakları demokrasi ittifakını gecikmeden kurmaları” çağrısında bulundu. Aksaçlılar, iktidar partisini de ülkeyi “rıza ile değil dayatmayla yönetmeye çalışmakla” eleştirerek sandık uyarısında bulundu.
Daha birkaç hafta öncesine kadar Ayasofya’nın müzeden cami olarak ibadete açılması üzerine kimseler konuşmazdı. Oysa bir iki gün içinde bu nesil için müze olan Ayasofya “zincirler kırılıp” yeniden cami olacak. Ülke gündeminin hiçbir zaman önemli bir konusu olmayan Ayasofya’da ibadet konusu, birkaç yıl önceki 28 Şubat sürecini anımsatır şekilde yeniden şeriat ve hatta hilafet tartışmalarını