Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın 4 Şubat Ankara ziyareti Türkiye’nin Suriye’yle ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı. Türkiye Suriye’nin hem alt yapı hem üstyapısının yeniden inşasında etkili olacağa benziyor. Şara’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ortak basın açıklamasında “Stratejik işbirliği” talep ederken idareden güvenliğe, ulaştırmadan sanayiye geniş işbirliği talep ettiği açık; sadece inşaat projeleri gözlüğüyle bakmak yanıltıcı olabilir. Bu
Siyasetteki 10 Şubat sıkışmasının tek nedeni İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyaset yasağıyla sonuçlanabilecek bir dava daha açılması değil elbette. Yine de CHP lideri Özgür Özel dün isyan ediyordu: tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e 100 gündür iddianame hazırlamayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’na 5 günde iddianame yazmıştı. “Bu ne korkuymuş arkadaş” diyordu. Korku dediği
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan süreç demekten özellikle kaçınıyor, tıpkı Öcalan Açılımının başlatıcısı MHP lideri Devlet Bahçeli. Daha önce “Terörsüz Türkiye” adını vermişti ama 11 Ocak’taki Diyarbakır İl Kongresinde daha da belirsiz bir ifade kullandı: Son dönemde gerçekleşen çalışmalar. Gerçi bunu söylerken ilk kez -sadece PKK’nın silahları gömmezse silahlarıyla birlikte gömüleceği- tehdidinin ve Bahçeli’ye destek
CHP lideri Özgür Özel’in 7 Ocak’ta DEM Parti heyetinden İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerinden aktardıklarını dinledikten sonra TBMM Grubuna hitabında altını “kalın harflerle” çizdiği tutumu bu: CHP “Bir kişinin özgürlüğü, bir kişinin siyasi kariyeri için işletilecek göstermelik süreçlerin içinde yer almayacak”. Özel iki kişiden bahsediyor. “Kimin özgürlüğü? sorusunun yanıtı PKK’nın 25 yıldır hapisteki
2024’te iç ve dış politikada yılın olayı ve yılın kişisini belirlerken zor olan ölçütü belirlemek, gerisi kendiliğinden geliyor. Benim ölçütüm politikadaki genel gidişe etkisi oldu. Yani o ismin 2024 içindeki siyasi gelişmelerin akışını nasıl değiştirdiği ve hangi olayın siyasetin genel akışını farklı sonuçlara yol açacak şekilde değiştirdiği. Böyle olunca 2024’te iç politikada yılın kişisinin MHP
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de DEM Partiyle tokalaşmasıyla başlayan, 28 Aralık’ta DEM ağır toplarından Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in İmralı’da PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaretiyle ikinci aşamayı geride bırakan yeni diyalog sürecinin sonuç verme ihtimali bu defa öncekilerden yüksek olabilir. İç, dış ve ekonomik nedenleri var; hemen sıralayalım. En önemlisi Meclis Bu
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim TBMM açılışında DEM Partililerin elini sıkarak başlattığı Öcalan Açılımının ilk somut sonucu 28 Aralık’ta alındı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayıyla verdiği izin sonucu DEM Parti’nin iki ağır topu, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, İmralı Adası Cezaevinde PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın ziyaretine gidip -bildirildiğine göre
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’un 27 Kasım’da CNN Türk’de Dicle Canova’ya söyledikleri MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan Açılımının “Terörsüz Türkiye’nin” yanı sıra Erdoğan’ın yeniden aday olma yolunu açma amacını da ortaya koyuyordu: “7 Mayıs 2028’den önce Meclis’te alınacak kararla Cumhurbaşkanımıza adaylık yolu açılabilir. Erdoğan, Türkiye’nin milli bir değeridir. Böyle bir değerimiz varken, güçlü
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen bir haber değildi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “X” hesabından “Parti içinde devam eden bir inceleme” gereği Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez, Bolu Milletvekili İsmail Akgül ve Kilis Milletvekili Mustafa Demir’in istifaları istendiğini ve alındığını duyurdu. MHP’nin Meclisteki temsiliyetini