Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a 15 Mayıs’ta Tiran’da yapılan Avrupa Siyasi Topluluğu dönüşünde uçakta Lozan Antlaşmasını sordular. PKK 12 Mayıs’ta açıkladığı 5-7 Mayıs fesih kongresi kararlarında Türkiye’deki Kürt sorununun kaynağı olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşmasını göstermişti. PKK’ya göre Lozan’dan birkaç ay sonra 29 Ekim 1923’te ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin “tapu senedi” sayılan Lozan, Kürtleri “imha”
Londra’da öğrenciydim. Diplomasiye ilk adımımı atmış, Dışişleri Bakanlığı’nın zorlu sınavlarını geçip, London School of Economics’de yüksek lisansa başlamıştım. Gündüzleri akademide, aralarda çalışarak geçim sağlıyor; akşamları ise şehrin karmaşık siyasi atmosferinde kaybolan genç bir zihin olarak hayatın birçok yüzünü bir arada yaşıyordum. Bir gün, Leicester Square yakınlarında küçük bir kitapçıda gözüme ilişen bir ilan zihnime kazındı:
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Bağımsızlık Savaşımızın son perdesi olan Büyük Taarruzun 1922’de tamamlandığı gün olarak kutluyoruz. O zafer sonrasında ilan edilen Cumhuriyetimizin bir asrını geride bırakmışken zaferin kime ve neye karşı kazanıldığını hatırlamak ve bununla yüzleşmek zorundayız. Zafer sadece işgalci düşmanlara karşı değil, aynı zamanda işgalcilerle işbirliği içindeki iç düşmanlara karşı da kazanılmıştır. Vatan yahut
9 Ağustos’taki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı kamuoyuna iki medyatik gelişmeyle yansıdı. Önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, Milli istihbarat Teşkilatını (MİT) yönettiği 13 yıl için verdiği Üstün Hizmet Madalyası. Sonra da emekli olan Kara Kuvvetleri Komutanı Musa Avsever’in katıldığı bu son MGK toplantısında Erdoğan’a şükranlarını onu kucaklayarak göstermesi. Her iki konuya da
Bağımsızlık savaşını kazanmış Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğunun devamı olarak tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması 24 Temmuz 2023’te 100 yaşına bastı. Üç ay sonra, 29 Ekim’de yönetim şekli Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet olarak ilan edilecekti; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını üç ay sonra kutlayacağız. Lozan Antlaşması, uluslararası planda Türkiye Cumhuriyeti’nin “tapu senedi” olarak kabul edilir ama daha imzalandığı günden
Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın belediyesi ve milletvekillerinin çoğu AK Partili olan Kayseri’de Bay Kemal’e cevap olacak kalabalık toplaması değil, toplamaması haber olurdu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise belediyesi ve milletvekillerinin çoğu AK Partili olan Balıkesir’de adeta deplasmandaydı; onun da kalabalık toplaması haber olurdu. Erdoğan’ın AK Parti değil de bütün devlet imkânlarının seferber
“Zürafa” deyince, hepimizin aklına ilk olarak hayvanat bahçelerinde gördüğümüz, karada yaşayanlar arasında en uzun, geviş getirenler arasında ise en büyük sevimli bir hayvan gelir. Zürafanın bir özelliği de hayvanlar arasında en yüksek kan basıncına ve en güçlü kalbe sahip olmasıymış. Yüksek tansiyonuna rağmen baygınlık geçirmeden 5 metreyi bulan başını sağa sola çevirip eğilebiliyormuş. Ege sorunlarının
Bugün, Lozan Barış Antlaşması’nın, imzalandığı tarihteki adıyla, ”Lozan Sulh Muahedenamesi”nin 98. yıldönümü. Lozan Antlaşması, İsviçre’nin Leman Gölü kıyısındaki Lozan’a bağlı Ouchy kasabasının Beau-Rivage sarayında müzakere edilmiş, 24 Temmuz 1923 tarihinde de Lozan Üniversitesi salonlarında törenle imzalanmış. Antlaşmanın orijinali, saklayıcı ülke sıfatıyla, Fransa tarafından muhafaza ediliyor. Üzerinde imzalandığı tarihi masa ise 2008 yılı Kasım ayında, İsviçre
- 1
- 2









