Yeni Orta Vadeli Programın 5 Eylül’de ilanı hem ekonomik krizden çıkış çabaları hem de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetinin ciddi bir karar aşamasına geldiğini gösterdi. Birkaç kilit önemde soru var yanıtını arayan, geleceğiz, ama temel soru şu: AK Parti’nin emekçi, emekli, işsiz milyonlara yeten gücü bugüne dek bu yolları beraber yürüdükleri yandaş sermaye
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 5 Eylül sabahı merakla belgelenen Orta Vadeli Programı (Orta Vadeli Program 2025-2027) kamuoyuna sundu. Bu satırların yazıldığı saatlerde Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin sunum metni ile ilgili tablolar ve grafikler dışında bir metin yayınlanmadı. Dolayısıyla, bu değerlendirmeyi mevcut belgelere dayanarak yapıyorum; umarım aşağıdaki eleştirilerimde haksızlık yapmamışımdır. Önce şu noktayı belirtmekte yarar
13 Mayıs Pazartesi günü ‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ açıklandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın sunuş konuşmasından sonra Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıkladığı paket dört bileşenden oluşuyor: Tasarruf artırıcı önlemler, harcama kısıcı önlemler, kamu yatırımlarını öncelik sırasına koyan, kısılan bazı harcamaları öncelikli yatırımlara yönlendiren önlemler ve alınan önlemlere uyulmasını sağlamayı amaçlayan bir izleme sistemi. Bu açıklamanın hemen ardından,
Hükümet seçim sonrası ekonomide Orta Vadeli Programa devam mesajları verirken Türkiye İstatistik Kurumu Mart ayı enflasyon oranını yüzde 68,5 olarak açıkladı. TÜİK Şubat aynı enflasyom oranını yüzde 67,07 olarak duyurmuştu. Bu enflasyon oranının beklendiği gibi Mayıs-Haziran dönemine dek artmakta olduğunu gösteriyor. Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir önceki ay yüzde 4,53 olan aylık
Hamas militanları 7 Ekim sabahı İsrail’e kanlı bir saldırı eylemi gerçekleştirdi. Ardından, İsrail Gazze’yi havadan vurmaya başladı. İsrail jetleri 12 Ekim günü Suriye havaalanlarını bombaladılar. Lübnan zaten olayın başlangıcından beri İsrail’in ateşi altında. Gazze’ye İsrail kara birliklerinin de girmesi bekleniyor. Her iki taraftan çok sayıda can kaybı var. Ne yazık ki kayıplar her geçen gün
Sayıştay raporları okunup medyaya yansıdıkça ortaya çıkan yolsuzluk, usulsüzlük ve kamu kaynaklarının israfı izleri akla üç ihtimal getiriyor. 1- Sayıştay yazar, TBMM ya da savcılar soruşturmaz ve bu dosyalar zamanı gelince kullanılmak üzere bir kenarda arşivlenir. 2- Sayıştay yetkileri “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla daha da kısıtlanır, toz-toprak halının altına süpürülmeye -istisnalar dışında- devam
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 21 Eylül toplantısında politika faizini beş puan artırarak yüzde 30 olarak duyurdu. Oysa politika faizi, bu düzeye seçimden hemen sonra yapılacak bir olağanüstü PPK toplantısında çıkarılsaydı hem enflasyon hem döviz kuru farklı yerlerde olacaktı bugün. Döviz kurunun düzeyi hakkında konuşmak kolay değil; iktisatta en zor işlerden biri döviz
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önce Almanya, ardından ABD’de iri kıyım bankerlere Orta Vadeli Ekonomik Programı (OVP) anlatıp yatırım çekmeye çalışacak. Şimdi bununla Sezgin Tanrıkulu arasında ne alaka bulunduğunu soranlarınız olabilir ama alaka olduğunu birkaç satır sonra siz de görebilirsiniz. Şimşek OVP ile söz verilen ekonomik reform adımlarının öncekiler gibi unutulmayıp kalıcı olacağını, Türkiye’ye
Seçimlerin ardından merakla beklenen ve ekonomi politikalarında 3 yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program (OVP) 6 Eylül’de Ankara Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan toplantı ile tanıtıldı. 2024-2026 dönemine ilişkin ekonomik hedeflerin yer aldığı OVP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz’ın sunumuyla kamuoyuna açıklandı. Yılmaz’ın kısa sunumunun ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine “belirsizliklerin kalktığı” vurgusuyla
- 1
- 2