HDP’nin önceki eş başkanı Selahattin Demirtaş 30 Eylül akşam saatlerinde Twitter hesabından bir dizi mesaj yayınladı. Demirtaş bu mesajlarla sadece alışıldık şekilde hükümete değil, hiç de alışılmadık şekilde yasadışı PKK’ya karşı da bir duruş sergiliyordu. Demirtaş adeta PKK’ya rest çekiyor ve bu restiyle hem HDP hem de yeni yasama yılına başlayan Meclis’i bir yol ayrımına,
PKK 26 Eylül’de Mersin, Mezitli’deki Polisevine saldırdı. Terör eylemi iki militanın binaya girip üzerlerindeki bombaları orada patlatmak istemesi, onlarla çatışırken şehit düşen polis memuru Sedat Gezer tarafından engellendi. En azından güvenlik kamerası görüntüleri ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun beyanı bu yöndeydi. Yine İçişleri kaynaklarına göre, binaya giremeyince üzerlerindeki bombaları patlatan intihar eylemcisi saldırganların bedenleri parçalanmıştı.
Mersin’de 26 Eylül’de gerçekleştirilen ve 1 polis memurunun şehit olduğu saldırı sonrasında iç siyasette “terör” tartışması alevlendi. Saldırganlardan birinin isminin CHP’nin 2013 tarihli Tutuklu Gazeteciler raporunda geçtiğinin ortaya çıkmasının ardından AK Parti ve MHP yetkilileri HDP ve CHP’yi sert dille eleştirirken, CHP’nin avukatı Celal Çelik saldırıyla “ana muhalefet partisini ilişkilendirenler” hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
Altılı Masa ortak adayının kim olacağını düşünedursun, sürükleyici gücü HDP olan Emek ve Özgürlük İttifakı 24 Eylül’de İstanbul’da ilan edildi. İttifakın kuruluşu alternatifinin olmadığını söyleyen, yeniden seçilmesini garanti gören Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için gerçekten kötü bir haber olabilir. Neden sadece başlıktaki gibi “kötü haber” değil de “olabilir” diyorum? Çünkü Emek ve Özgürlük İttifakının (EÖİ) kuruluşu
Ne iktidar ne muhalefet ittifaklarının 2023 seçimlerinin ilk turunda yüzde 50 oranına ulaşabileceği az çok anlaşıldıkça seçimler öncesi Kürt sorunu ve özel olarak da HDP etrafındaki tartışma bir dönemece doğru yol alıyor. Kürt seçmen oylarının hem iktidar muhalefet hem de iktidardaki Cumhur İttifakı ile muhalefetteki Millet İttifakı bünyelerinde gerilimlere yol açtığı görülüyor. Son birkaç güne
Bugünlerde Hükümet adına açıklama yapanlardan artık kanıksadığımız bir ifadeyi, bıktırırcasına sürekli duyuyoruz: “360 derecelik bakışla, dostluk üzerine kurulu bir dış politika izliyoruz”. Kastedilen herhalde dış politika kurgulanırken, enine boyuna düşünülerek, her yönüyle değerlendirme yapılıp karar alındığı olmalı. Oysa, uygulamaya bakılınca bunun algı yaratmaya yönelik bir manipülasyondan ibaret olduğu görülüyor. Geniş ölçekli bir değerlendirme, sahte algının
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’a verdiği en ağır siyasi hasar sizce hangisi? Dün vatandaşlara banka ve (eskiden tefeci denilen bazı varlık şirketlerine) borçları nedeniyle kapılarına dayanan avukatların “tehditlerine” aldırmayıp borçlarını ödememe çağrısı mı örneğin? Tam da Kur Korumalı Mevduata geçiş sonrasında AK Parti torpili olmayanların Merkez Bankası faizinin birkaç
Ekonomik kriz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı İstanbul’da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı öldürten kişi ilan ettiği Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile barışmaya zorladı mı? Ekonomik kriz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 15 Temmuz 2016 kalkışmasında Fethullahçılara maddi destek sağlamakla suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zeyid ile barışmaya zorladı mı? Ne ilgisi olduğunu sormayın lütfen.
Türkiye 2011’de Suriye’deki krizin ilk başında, Beşar Esad’ın reformlar yapması ve Suriye toplumunun mümkün olduğunca geniş kesimlerini de sisteme dahil etmek suretiyle yönetimini sürdürmesi yönünde tutum aldı ama bu gerçekleşmedi. Esad rejimi, böyle bir çözümün, mutlak otoritesinin ve sonrasında da iktidarının sonunu getireceği düşüncesiyle olsa gerek, bu yola gitmedi. Sonraki dönemde Türkiye, Esad’ın iktidarı bırakması ve
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 5 Ağustos’ta Soçi’de 4 saat görüştükten sonra yayınladıkları ortak açıklama metni iki liderin kendileri açısından kritik bir dönemeci ABD’nin çekim alanı dışında birlikte aşma çabası gibi görünüyor. O kritik aşama Putin açısından Ukrayna’yı istila harekâtını sürdürebilmek için ABD ve AB yaptırımlarını aşma yolunu bulmak, nakit akışı sorununu









