Türkiye ile Rusya yüzyıllardır aynı sahnede dans ediyor: Kimi zaman savaşarak, kimi zaman barışarak; kimi zaman ticaretle yakınlaşıp kimi zaman cephelerde karşı karşıya gelerek. Hiç tam güvenemediler ama birbirlerini de asla yok sayamadılar. 2025 itibarıyla bu kırılgan denge yeniden baldan çok limon tadı veriyor. Diplomatik nezaketin ardında, yavaş ama derin bir uzaklaşma yaşanıyor. Türkiye-Rusya:Pragmatik Bir
Fotoğrafları Rusya Dışişleri Bakanlığının Telegram sayfasından aldım. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in 1 Eylül’de Çin’in Tianjin şehrinde 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde yapılan Şangay İşbirliği Örgütü zirvesi çerçevesinde yaptıkları görüşmeden. Rus resmi fotoğrafçısı sadece toplantı masası dizilimini değil iki liderin toplantı sırasında birbirlerine bakışlarını da çekmiş yakalamış ve daha önemlisi, Rus Dışişleri de
Ateşkes için birçok çabaya rağmen Ukrayna’daki savaş hız kesmeden sürüyor. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaşı aslında 2014’te Kırım’ın ilhakıyla başladı ve aralıklı çatışmalarla devam etti. Ancak Şubat 2022’de Moskova geniş çaplı bir işgal harekâtı başlatarak savaşı yeni bir boyuta taşıdı. Buna rağmen, kendisini bir süper güç olarak gören Rusya, Ukrayna’yı kısa sürede kontrol altına almayı başaramadı;
Doğrusu 18 Ağustos 2025 Avrupa diplomasisinin kara günü olarak kayıtlara geçebilir. ABD Başkanı Donald Trump, Avrupalılara çalım atarak 15 Ağustos’ta Alaska’da Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le buluşmasından üç gün sonra Avrupa liderlerini “Gelin size anlatayım” diyerek ayağına çağırmıştı. Ukrayna’nın konuşulduğu Trump-Putin zirvesine istememişti Putin Zelenski’yi. Davet aslında önce sadece Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’ye yapılmıştı, ama Trump
ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile 15 Ağustos’ta Alaska’nın Anchorage şehrindeki Elmendorf–Richardson askeri üssünde yaptıkları üç saatlik konuşma bir bakıma İkinci Dünya Savaşının bitiminde 1945’teki Yalta Konferansıyla benzerlikler taşıyordu. Seksen yıl önceki konferansta ABD, Sovyetler Birliği ve İngiltere, Avrupa’dan taşmaya başlayan Alman Nazizmi ve Pasifikte Japon militarizmine karşı işbirliği yapmayı kararlaştırmışlar ve
Sahne Türkiye’de kurulsa muhtemelen “Asrın buluşması” diyecektik, Türk dış politikasının zaferi sayacaktık ama Trump-Putin Zirvesi Alaska’da yapılınca Türk medyasındaki ilgi sönüverdi. Türkiye Rusya’nın Ukrayna’ya savaşının başladığı 2022 yılından geçen aya kadar pek çok Rusya-Ukrayna buluşmasına ev sahipliği yaptı, fıkrada olduğu gibi “Zeytini yordu” ama çatalı zeytine batıran ABD Başkanı Donald Trump oldu. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir
Rusya-Ukrayna görüşmeleri Türkiye’nin ev sahipliğinde, ABD’nin de katkısıyla İstanbul’da yapılıyor. Böylece 2022’de savaşın başlaması ardından iki ülke arasında yapılan iki görüşme ardından üçüncüsüne de Türkiye’nin arabuluculuğu ile gerçekleşiyor. Bir başka açıdan baktığımızda modern tarihte eşine az rastlanır bir görünümle karşı karşıyayız. Gelişmeler Rusya-Ukrayna, Suriye ve Kürt sorunu konularında eş zamanlı diplomatik çözüm gayreti olarak yorumlanabilir.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, alışılmadık biçimde 11 Mayıs sabaha karşı düzenlediği basın toplantısında Ukrayna’yı “İstanbul’da doğrudan görüşmelere” çağırdı. Hakan Aksay’ın T24’te saptadığına göre Rusya-Ukrayna savaşı hakkında da ilk kez “özel askeri operasyon” yerine “savaş” sözcüğünü kullandı. Putin’in bu çağrısından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da haberi yoktu. Putin’in bu önerisini memnuniyetle karşıladı. Erdoğan, daha ilk iki görüşmenin
ABD Başkanı Donald Trump’ın 18 Mart’ta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le aylardır konuşulan telefon görüşmesini yapacağını açıklaması, Kremlin’in de bunu doğrulaması küresel gerilimi doruğa çıkardı. Bunun birkaç gün öncesinde Trump’ın eğer Putin Ukrayna ateşkesi için koşullarını kabul etmezse mali yaptırımları artıracağını söylemesi bunun kanıtı. İsviçre bankası USB’nin “uzun süreli küresel ticari savaş” olasılığının arttığı uyarısı yapması








