Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen Mayıs ayındaki açıklamaları Suriye’yle, Beşar Esad yönetimiyle açılım konusunu Türkiye’nin gündemine soktu. Sinyaller o kadar güçlüydü ki, New York’taki BM Genel Kurulu marjında Suriye’yle Bakan/Bakan Yardımcısı düzeylerinde bir görüşme yapılabileceğini dahi düşündürüyordu ama olmadı. İki ülke istihbarat teşkilatları arasında yapılan görüşmelerin Cumhurbaşkanının bu kadar hassas bir konuda kamuoyuna açıklama yapmasına imkan
Türkiye 2011’de Suriye’deki krizin ilk başında, Beşar Esad’ın reformlar yapması ve Suriye toplumunun mümkün olduğunca geniş kesimlerini de sisteme dahil etmek suretiyle yönetimini sürdürmesi yönünde tutum aldı ama bu gerçekleşmedi. Esad rejimi, böyle bir çözümün, mutlak otoritesinin ve sonrasında da iktidarının sonunu getireceği düşüncesiyle olsa gerek, bu yola gitmedi. Sonraki dönemde Türkiye, Esad’ın iktidarı bırakması ve
Türk Silahlı Kuvvetleri 17 Nisan’ı 18 Nisan’a bağlayan saatlerde PKK’nın Irak’taki kamplarına yönelik geniş çaplı bir askerî harekât başlattı. Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Pençe-Kilit” kod adlı harekatın ilk saatlerinde “Birinci safhada belirlenen hedeflerin ele geçirildiğini” sabah saatlerinde Bakanlığın Twitter hesabından duyurdu. Harekâtı Bakan Akar Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve kara, deniz, hava kuvvet komutanlarıyla
Suriye’nin kuzey doğusundaki Haseke kentinde Sina (Gerwan) Hapishanesi’ne IŞİD tarafından düzenlenen saldırıda şimdiye dek en az 160 kişinin öldürüldüğü, çok sayıda IŞİD militanının da firar ettiği bildiriliyor. PKK/YPG’nin kontrolündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) elindeki Sina Hapishanesi, dünyanın en büyük IŞİD hapishanesi olarak biliniyor. Hapisanede 20 Ocak günü başlayan isyan, 21 Ocak’ta IŞİD militanları tarafından hapishaneye
AK Parti iktidara gelirken “3Y” ile, Yasaklar, Yoksulluk ve Yolsuzluk ile mücadele sözü verdi. İktidarının ilk yıllarında, Avrupa Birliği (AB) umutları adına bu alanlarda belli ilerleme sağlandı. AB umutları kararınca yolsuzlukla mücadele alanında ilk gedik ihale kanununda yapılan değişikliklerle açıldı. Bugün kamu ihalelerinin bir avuç şirkete verilmesinde dünya şampiyonu Türkiye. Bazı yasaklar kalkarken yerine yenileri
Zam yağmuru sonunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hükümetinin ekonomi dünyasındaki en büyük destekçisi sayılan TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu bile isyan ettirdi. Sanayide kullanılan doğalgaza 1 kasımda %48,8 zam yapılmasının “üretim maliyetlerini ve enflasyonu artıracağını” söyledi. Bu kadarını söylemesi dahi zor olmuştur ve muhtemelen Erdoğan’ı kızdırmıştır ama Odalar Birliği tabanında yükselen basıncı gösteriyor. Nitekim bu konularda daha
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan on batılı ülke büyükelçisinin istenmeyen kişi ilan edilip Türkiye’den gönderilmesi için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na talimat verdiğini söyledi. Erdoğan, büyükelçilerin Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istemesini Türkiye’nin iç işlerine müdahale sayan Erdoğan “Burası Türkiye, kabile devleti değil” dedi. Erdoğan’ın istenmeyen kişi ilan edilmesini istediği büyükelçiler listesinde ABD, Almanya, Fransa, Hollanda, Danimarka, İsveç, Norveç,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeni bir sınır ötesi harekâtının daha işaretleri verilirken, Suriye’de giderek derinleşen krizin Türkiye için maliyeti her geçen gün artıyor. Sorunun çözümü konusunda ise ufukta bir ümit ışığı gözükmüyor. Bundan birkaç yıl önce okuduğum bir BM raporunda, Suriye’nin, iç savaş öncesindeki fert başına milli gelir seviyesine ulaşabilmesi için, ülkede yeniden barış sağlanmasından itibaren
Türk lirası 11 Ekim akşam saatlerinde tarihinin en değersiz düzeye düştü: 1 ABD doları 9 lira oldu. Ne 2001 mali krizinin yaşandığı sırada ne de 1970’lerin kırılgan koalisyonlar döneminde liranın değeri bu kadar düşmüştü.İktisatçılar bu rekor değer kaybını Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumuna bağladı. Kavcıoğlu, döviz kurundaki yükselişin faizi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son on gün zarfında önce zoraki müttefikini, sonra da zoraki dostunu ziyaret etti. Ancak, ne zoraki müttefikinden ne zoraki dostundan istediklerini alabildi. Önce, BM Genel Kurul toplantısına katılmak üzere geçen hafta New York’a gitti. Ancak, asıl amacı ABD Başkanı Joe Biden ile görüşebilmekti.Böylece, Biden ile 14 Haziran’da Brüksel’de gerçekleştirdiği görüşmeyle kurmayı başardığı