Böyle tedbir alınacaksa artık alınmasın. Çünkü alınan tedbirlerin virüsle mücadeleye bir katkısı yok. Artık sayısını hatırlamadığımız “normalleşme”lerden birine daha başladık. Aslında tesadüf olmayan bir tesadüfle, ilk normalleşme tam bir yıl önce yine 1 Haziran’da başlamıştı. Turizm sezonu açılışına denk gelecek şekilde. Geçen 1 Haziran normalleşmenin bedelini çok ağır bir şekilde Temmuz sonunda Ankara, Konya, Karaman,
“Oldu mu şimdi?” diye çıkıştı İYİ Parti lideri Meral Akşener, ön sırada oturan CHP’li Ankara, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e bakarak. “Sinirlendireceksiniz birilerini. Siz tutun 750 dönüm kupon araziyi imara açmak, binalar dikmek yerine” dedi az önce yeni belediye yatırımlarının sunulduğu ekranı işaret ederek, “Park yapın, orman yapın, halka açın. Sizin bu yaptıklarınızı görmemek için
Erdoğan-Biden görüşmesine doğru Türk-Amerikan ilişkilerinin son durumu, bana, William Shakespeare’in “Hamlet”e, oyunun üçüncü perdesinde söylettiği “Olmak ya da olmamak – işte mesele bu” tiradını hatırlatıyor.İnsanın ölüme dair tereddütlerini özetleyen bu tiradın, iki hafta sonra Amerika ile yaşayacağımız yüzleşmeyi yönetmenin güçlüğünü çok iyi tarif ettiğini düşünüyorum. Aslında, bu güçlük her iki taraf için de geçerli. Ancak,
İşe bir açıdan baktığınızda şu yoruma varmak mümkün: CHP ve İYİ başta olmak üzere muhalefet sıkıntı içindeki esnafa, üreticiye, işçiye, işsize hitap ettikçe Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AK Parti’nin dayandığı oy tabanının, özellikle de esnaf tabanının erimekte olduğunu gördü. Esnafın tek sorununun yetersiz pandemi destekleri, ekonomik durgunluk, alım gücünün düşmesi değil de faiz olduğunu düşündüğü için
Cumhurbaşkanından dün gece gelen açıklamalar bir kez daha Merkez Bankası’nı faiz indirimine davet ediyor. Ancak zamansız gelen faiz indirimleri ne piyasa faizini düşürme konusunda ne de büyümeyi destekleme konusunda etkili oluyor. Keza birinci çeyrek büyümesini incelediğimizde de büyümenin o dönemde gelen merkez bankasının faiz artırımları ile birebir ilintili olduğunu, ekonominin literatürde “expansionary contraction” diye bilinen
Marmara Denizi, 11 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle Ortadoğu için önemli bir iç deniz durumundadır. Yirmi iki bin yıl önce yaşanan son buzul maksimumu sonrasında küresel sıcakların artmasıyla açılan boğazlarla hem Karadeniz’e hem de Ege Denizi’ne bağlanan Marmara Denizi, iki farklı denizin su kalitesi özelliklerinin karıştığı yer olması nedeniyle de eşsiz bir ekosistem olarak kabul edilir. Bugünlerde
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son beş yıldır aralarından su sızmayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile araları bir süredir eskisi gibi değil. Rüzgâr, tam olarak Ukrayna kriziyle tersine dönmeye başladı. Dün, 31 Mayıs’ta Putin’in Türkiye’ye uçuş kısıtlamasını bir ay daha uzatmasıyla cari açığı Rus (ve Alman) turistler üzerinden kapatma hedefi yara aldı, rüzgâr biraz daha döndü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü kabine toplantısının ardından, yarından itibaren pandemi kademeli normalleşme sürecinin başlayacağını açıkladı.Haziran ayına ilişkin takvim şöyle:Ay boyunca haftaiçi sokağa çıkma sınırlamaları haftaiçi ve cumartesi günü saat 22’de başlayıp sabah saat 5’te sona erecek, cumartesi başlayan kapanma pazartesi sabahına kadar devam edecek. Restoran, lokanta gibi yeme içme mekanları saat 21’e kadar masada
Meral Akşener “Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmek feci bir şey” derken, tehditlerden korkmadığını ama Türkiye’nin yurtdışındaki imajı açısından endişeli olduğunu söyledi. Kadın liderliğinin güçlendirilmesi ve karar alma sürecine anlamlı katılımı, cinsiyet eşitliği gündeminin merkezinde. Kadın liderlerin başarılarını kabul etmek, kadınların politik katılımına ilişkin yerleşik zihniyete meydan okuyabilir. Bu açıdan baktığımızda şu an için ülkemizde iktidara ortak
Aslında uzun vadede hiçbir çıkarı yok, ama o bunun farkında değil.Artık yeni seçmen tabanına ulaşmayı bir yana bırakmış, dikkatini AK Parti’nin siyasi İslamcı çekirdeğini elde tutmaya vermiş görünen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, oturduğu koltuğun ilk sahibi ve Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaret ve saldırılara, AK Parti’nin siyasi İslamcı tabanını yuvada tutma gayretine yardımcı olacağını