Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Bizim Yunus Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı bir konuşmanın bir bölümü, Binali Yıldırım’ın dört yıl önce yaptığı konuşmayla aynıymış. Metin yazarları Erdoğan’ı kandırmış. İddia bu. Fakat hiç olur mu öyle şey! İddiaya prim verenler için konuya dair haberi, videoyu hemen aşağıya bırakıyorum, gerçekleri öğrenmek isteyenler için işin iç yüzü linkin altında…
Baştan söyleyelim. Ama iki gün, ama iki hafta, ama iki ay. Yakın bir süre içinde 13 şehit olayı Ankara’da bazı koltuklara mal olabilir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 16 Şubat’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştükten sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Başaramadık diyorsan sorumlusu kim?” diye sorması boşuna değildi.13 şehit olayı
Ben 1980 doğumluyum, nice seçimlere tanık oldum. Seçim vaatlerinde sağ partilerin bireyden çok altyapı yatırımlarını öne çıkardığına defalarca tanık oldum. Yol yaptık, baraj yaptık, santral yaptık, havalimanı yaptık ve benzeri sözler kulaklarımda defalarca çınladı. Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her yerde söylediği “yol medeniyettir”, dolayısı ile biz yol yaparak medeniyet ulaştırıyoruz söylemlerini çok net hatırlıyorum. Son
Ülkeyi acıya boğan, PKK’nın silahsız 13 Türk vatandaşını şehit ettiği haberini 14 Şubat’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar verdi. Ardından 13 vatandaşımızın PKK’nın 2015 ila 2017 yılları arasında kaçırıp Irak topraklarında Gara’da, dağlık kesimde bir mağarada hapis tuttuğu asker, polis ve MİT görevlilerinden oluştuğu ortaya çıktı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 10 Şubat’ta başlattığı bir harekât sırasında
Enflasyonu tartışırken, her daim konuya kısa vade büyümeden vazgeçmek ve bir bedel ödemek olarak yaklaşıyoruz. Gerçekten durum bu mu? Rakamlara daha detaylı bakarsak, Türkiye ekonomisinin enflasyon konusunu çözmeden kısa vadede dahi istihdam yaratan bir büyüme sağlayamadığını net şekilde görebiliriz. Dolayısıyla konu enflasyonla mücadele ise, kısa vade fedakârlık ile cümleye başlamak yanıltıcı olabilir. “Varsın enflasyon yüksek
Paris Anlaşması, 2016 yılından beri yürürlükte. Tarihin en büyük katılımıyla imzalanan Paris İklim Anlaşması, küresel sıcaklık artışını 2100 yılının sonuna kadar sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üstü ile sınırlamayı hedefliyor. Türkiye, Paris Anlaşması’na taraf olmamakla birlikte, niyet edilen ulusal katkı beyanını 30 Eylül 2015 tarihinde sözleşme sekretaryasına sunmuştu. Türkiye’nin ulusal katkı beyanına göre, Türkiye’de
Geçen cuma sabahı 1990’lara ait gibi duran tek şey, benim haberleri ille de basılı gazeteden okuma ısrarımdı. Kahvemi aldım, masaya oturdum, sayfaları çevirmeye başladım. Birinci sayfada “kişi başı” yerine “adam başı” yazan editöre söylene söylene 19. sayfaya kadar gelmiştim ki, “karikatürü” gördüm: Pırlantadan üretilen tüm takılardan ikişer ikişer takmış sarışın bir kadın, dev bir tektaş
Gazeteci İbrahim Gündüz’ün derlediği bilgilere göre, geçtiğimiz yıl Türkiye’deki altın madenciliği faaliyetlerinde 42 bin ton siyanür kullanıldı. Gümüş ve bakır madenciliği faaliyetleri de dahil edildiğinde toprak üzerinde kullanılan siyanür miktarı 50 bin tona çıkıyor. Medyaport sitesinde çıkan habere göre altın şirketleri 2020 yılındaki 2 milyar 400 milyon dolarlık gelirleri karşılığında 60 milyon dolar devlet payı