Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın erken seçim tarihi olarak 14 Mayıs’ı işaret ettiği 18 Ocak konuşmasını izlerken daha önce AK Parti grubunu bu kadar coşturan, asabiyet ve heyecanı bu kadar yüksek bir konuşmasını daha hatırladım: “Abdullah Gül kardeşimizi” 2007 Cumhurbaşkanı adayı ilan ettiği konuşmasıydı. Demokrat Parti’nin Adnan Menderes’in 14 Mayıs 1950 seçiminde CHP’yi devirerek iktidar olurken “Yeter!
Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerine yaklaşık 5 ay kaldı. Seçime giderken anketler yine gündemde. Anket sonuçları doğal olarak birbirinden çok farklı ve bu farklılıklar anketlerin “yanlı” olduğu tartışmalarına yol açıyor. Nuriye Ortaylı, YetkinReport’ta yayımlanan “Seçim anketleri gerçeği ne kadar temsil ediyor?” yazısında anketlerin hangi nedenlerle hatalı olabileceğini anlatmıştı. Özetlemek gerekirse, tüm seçmenleri temsil eden rasgele
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti TBMM grup toplantısında yaptığı açıklamada, seçim için 14 Mayıs’ı işaret etti. Erdoğan’ın sözlerinin ardından açıklama yapan muhalefet liderleri seçime hazır oldukları mesajını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Ocak’ta Meclis’te yaptığı açıklamada “Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950’de ‘Yeter söz milletindir’ diyerek milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştı. Milletimiz
Geçtiğimiz ay Ankara’da silahlı saldırıyla öldürülen Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti ile iligili soruşturmada ikinci bir savcı görevlendirilirken, dosyayı yürütmek için MHP’ye yakın olduğu belirtilen Durdu Özer atandı. İkinci savcının gelmesinin ardından MHP milletvekilinin bulunduğu evde gözaltına alınan Tolgahan Demirbaş tekrar serbest bırakıldı. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetini yürüten Ankara Cumhuriyet
“Bu seçimi iktidar kazanamaz ama muhalefet kaybedebilir” türünden yorumlar giderek daha sık duyuluyor siyasetle ilgili çevrelerde. Bu durum özellikle Altılı Masanın üyelerinden Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun ortak yönetim modeli çıkışından sonra daha da önem kazandı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’na kısmen hak verip durumu yatıştırmaya çalışsa da bu çıkış özellikle de CHP ve İYİ
Kemal Kılıçdaroğlu, “Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim deyince CHP Meclis Grubu ve izleyiciler alkışlarla ayağa fırladı. Zaten hemen öncesindeki “Be şerefsizler, be müptezeller, be çakallar, siz mi korkutacaksınız beni?” cümlesi iki defa alkışlarla kesilmişti. Çakallar önünde derken kast ettiği yarı-askeri (paramiliter) özel güvenlik şirketi SADAT idi. (*) Ancak bu cümlenin hemen
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçe verilerine göre BOTAŞ’a bütçeden aktarılan cari transfer kalemlerine Kasım ve Aralık aylarında herhangi bir aktarım yapılmaması, seçim öncesinde BOTAŞ’ın Rusya’dan “2022 doğalgaz ödemelerinin ertlenmesi” talebinin Rusya tarafından yerine getirildiği yorumlarına yol açtı. Ekonomi yazarı Uğur Gürses’in kendi blogunda yayımladığı yazısına göre, “BOTAŞ’ın döviz ödeme ile buna bağlı finansman ihtiyacının kredilendirildiği
İç politikada seçimlerin ne zaman yapılacağı, Altılı Masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına kayyum atanıp atanmayacağı gibi yoğun bir gündeme odaklanılmışken Türkiye, 2023’e dış politikada arka arkaya kötü haberlerle girdi. İsveç’le PKK gerilimi 11 ocakta İsveç’in başkenti Stokholm’deki belediye meydanında yasadışı PKK terör örgütlerince düzenlenen Türkiye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhindeki çirkin
Türkiye’nin kritik 2023 seçimine giderken yaşadığı çelişkiler arasında Anayasaya uygun politika ile Almanca “ilkelere değil, koşullara uygun politika” anlamında kullanılan “realpolitik” arasındaki uçurum da bulunuyor. Bu durum kendisini en çok Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı konusunda gösteriyor. Muhalefet liderleri Erdoğan’ın adaylığı konusunu, hukukçuların uyarısına rağmen “Yirmi yıllık iktidar