Önce TBMM heyetinin İmralı’ya gidip PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesi için teknik açıdan en önemli sorunun hâlâ çözülmediğini söylemek gerekiyor. Henüz bu konuyu resmen Komisyon gündemine getiren olmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da 20 Kasım AK Parti Grubuna hitaben topu komisyona attı, ama Öcalan ziyareti konusunda partisinin görüşüne dair renk vermedi. Dün, 18 Kasım’da Milli Savunma
Asya bugün yalnızca dünyanın ekonomik motoru değil; küresel enerji güvenliğinin de tartışmasız merkez üssü. Dört büyük tüketici — Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore — tek başlarına dünyanın petrol ithalatının yaklaşık yüzde 45’ini, LNG ithalatının ise yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Böylesine dev bir talep odağı, kaçınılmaz olarak Rusya’dan ABD’ye, Katar’dan Suudi Arabistan’a kadar tüm büyük üreticilerin
MHP lideri Devlet Bahçeli günün bombasını patlattı: İmralı’ya kimse gitmezse kendisinin gideceğini, adını anmadan PKK lideri Abdullah Öcalan ile bir masa etrafında konuşmaktan çekinmeyeceğini söyledi. Bahçeli, bu açıklamayı yine kritik bir zamanda yaptı. Bahçeli’nin bu açıklaması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ilk kez 30 Ağustos 2024 Zafer Bayramı konuşmasında söylediği “iç cepheyi tahkim” hedefi çerçevesinde, bir ay
Herkes Türkiye ile Avrupa Birliğinin yakınlaşması için asıl sorunun siyasi olduğunun farkında. Yıllarca Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları (AİHM) derken, şimdi Ekrem İmamoğlu davası bunların üzerine eklendi; AB üyelik şartı olan Kopenhag Siyasi Kriterlerinin sağlanması önündeki engeller arttı. Bırakalım üyelik konusunu bir yana, hem Türkiye hem AB’nin yararına olan Gümrük Birliği
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ekibinin tutuklu olduğu örgütlü suç soruşturmasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 3,900’e yakın sayfalık iddianame düzenlendiği açıklandı. Sosyal medyada dolaşan bir PDF belgenin iddianamenin tamamı olduğu söyleniyor. Sanırım iddianamenin tam sureti olduğunu düşünerek bu belgeyi okuyan bir kısım kanaat önderleri kanaatlerini kamuoyu ile paylaşıyorlar. CHP yapınca suç olan icraat
Son yıllarda ortaya çıkan, son aylarda uluslararası siyaset lisanında giderek daha çok kullanılan bir kavram var: “lawfare”. İngilizce “law-hukuk” ve “warfare-savaş” kavramlarından türetilmiş bir bileşik isim. Wikipedia bunu yanlış olarak “hukuk savaşı” veya “hukuki savaş” olarak çevirmiş. Oysa “hukuk savaşı” olumlu bir kavram; adalet için verilen hukuk mücadelesini çağrıştırıyor. Lawfare ise tam tersi. Cambridge sözlüğü,
Londra’dan baktığınızda Suriye denkleminde ortaya çıkan manzara şu: Ankara, tüm hatalarına ve iniş çıkışlarına rağmen sahada “faydalı ve akıllı” bir aktör olarak görülüyor; aynı cümleyi Tel Aviv için kurmak ise diplomasinin kapalı kapıları ardında bile pek mümkün değil. Bu kanaat, geçen hafta King’s College London’da konuşmacı olduğum “Rivals, Partners or Spoilers? External Actors in a
Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelirken Gürcistan topraklarında 11 Kasım’da düşen uçakta şehit olan 20 askerin cenazeleri bugün, 14 Kasım’da Ankara’da yapılan tören ardından geride çok soru bırakarak toprağa veriliyor. Diğer sorulara girmeden önce en insani ve vicdani soruyu soralım: • Yaşlılıktan ölen Suudi Kralı için üç gün milli yas ilan eden hükümet, milleti gerçekten yas havasına sokan
“İBB iddianamesi çıktı. İki bin, üç bin sene ile Ekrem Başkan yargılanıyor. Nasıl olacak bu barış? Olmaz!” Bu sözlerin sahibi herhangi biri değil; Türkiye’nin en büyük nüfuslu, İstanbul’un Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer. Sosyoloji ve felsefe profesörü. Kürt ve Kürt sorununu çalışan bir akademisyen; AK Parti iktidarının 2012-2015 PKK ile diyalog sürecinde halkı ikna









