Londra Enerji Kulübü YK Başkanı
Doğru ya da yanlış tartışmasına girmeden yukarıdaki başlığın günümüzde ve önümüzdeki dönemde çıplak bir gerçek olduğunun, ona göre ülkelerin, şirketlerin ve bireylerin gelecek adımlarını belirlemeleri gereğinin altını çizmek istiyorum. Dünya, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu değişimin merkezinde ekonomik güç kaymalarından teknolojik devrimlere, finansal sistemlerin yeniden şekillenmesinden jeopolitik mücadelelere kadar pek
Kartalkaya’da yaşanan yangın faciası, hepimizin kalbinde derin bir yara açtı. Ancak bu trajedi, yalnızca bireysel ihmallerin bir sonucu değil, aynı zamanda ülkemizde uzun yıllardır göz ardı edilen sistemsel eksikliklerin acı bir göstergesidir. Kartalkaya gibi faciaların bir daha yaşanmaması için geçmişten ders almalı, geleceğe güvenli bir temel hazırlamak adına uluslararası en iyi uygulamalardan da ilham alan
Tüm tahminleri alt üst etti, suikast girişiminden, onlarca mahkeme iddianamesi ve mahkumiyetinden sıyrılarak 20 Ocak’ta Beyaz Saray’daki tahtına oturdu “Sultan Trump.” Açıkladığı ilk başkanlık kararları kimseyi şaşırtmadı ama geleceğe dönük kaygıları ve belirsizlikleri artırdı. Trump’ın beni en çok etkileyen beyanı ise, Grönland’ın satılması, Kanada’nın 52. eyalet olarak katılması ve Panama Kanalı’nın devredilmesi gibi uluslararası hukuk
Diplomasi, ciddiyetin ve resmi prosedürlerin yoğun olduğu bir alan, çok az insan diplomasi ile mizahın yan yana gelebileceğini, hatta iç içe geçebileceğini düşünür. Oysa mizah, diplomaside yalnızca bir yumuşatma aracı değil, aynı zamanda iletişimde kapıları açan bir anahtar, gerilimleri azaltan bir tampon ve insanları birbirine bağlayan güçlü bir köprü. 16 Ocak 2025’te, 91 yaşında vefat
Ukrayna’nın TürkAkım boru hattına saldırı girişimi son derece rahatsız edici ve tehlikeli bir adım. Başarısız olması bizi hiç rahatlatmasın çünkü, hatırlarsanız, benzeri bir saldırı girişimi Mayıs 2023’de de olmuştu, tekrar olmayacağının hiçbir garantisi yok. Olursa, Türk Akım I ve II’den gelen 31, Mavi Akım’dan aldığımız 16 milyar metreküp gazi başka yollardan ikame etme imkanımız yok.
Her ne olursa olsun, ezici çoğunluğumuz gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan her zaman gurur duydum, duyuyorum. Ülke içinde daha iyiye ulaşmayı amaçlayan yapıcı eleştirilere rağmen, yurtdışında ülkemizi daima yüceltmeye çalıştım. Diplomatik sahalarda, iş dünyasında, medyada ve toplumsal hayatta Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmenin onurunu taşıdım. Ancak, bu gurur duygusu, uluslararası arenada, özellikle Batı’da, ülkemizin
İneği sürekli sağarsan yeterince ve kaliteli süt alman zorlaşır. Bir süre sonra inek rahatsızlanır, hiç süt veremez hale gelir. Vergi de de öyle. Halktan, işletmelerden, kurumlardan güçlerinin ötesinde vergi almak, onların mali yükünü artırarak ekonomik istikrarsızlığa, adaletsizliğe yol açabilir. Aşırı vergi yükü, özellikle dar gelirli kesimler ve zor durumdaki şirketler için sürdürülemez hale gelir. Bu
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan bir dönüm noktasında bulunuyor. Suriye ve Lübnan’daki krizler, bölgenin ne kadar kırılgan olduğunu acı bir şekilde gözler önüne seriyor. Ancak bu derin krizin içinde, bölgeyi baştan inşa etme fırsatı yatıyor. Ve hiçbir ülke bunu tek başına üstlenemez; sadece Suriye’de yeniden
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm askeri varlığını adeta yok etti, Golan ve çevresindeki su ve tarım arazilerini işgal etti. İç savaş nedeniyle altyapı ve üretim tesisleri felç oldu. Kendi içinde onlarca farklı fraksiyona bölünmüş Sünni çoğunluk iktidara yürüdü, Emevi Camiinde namaz kıldı, ama azınlıkta olan
Diplomat, işadamı ve seyyah olarak tam 135 ülkeye seyahat ettim. Bir kısmında görev yaptım, yaşadım; farklı kültürleri, dilleri, toplumsal yapıları ve yaşam tarzlarını yerinde içinden yaşayarak gözlemleme fırsatım oldu. İzlenimlerimi “Yaşam Bir Seyahattir” kitabıma yansıttım. Nereye gidersem gideyim, karşılaştığım gerçek aynıydı: Müslüman toplumların büyük bir kısmı, yoksulluk, eğitimsizlik, eşitsizlik, şiddet, yolsuzluk, otoriter yönetimler ve siyasi