Gazeteci-Yazar
Diyarbakır’da AK Partililerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “Bıji Serok Erdoğan” sloganıyla karşılaması, belli ki müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli’yi çok rahatsız etmiş. “Serok Ahmet” diyerek yasadışı PKK ile yakınlığını ima ettiği Gelecek Partisi lideri Ahmet davutoğlu’nun “Şimdi, ne diyeceksin?” diye sorması belli ki daha da rahatsız etmiş. TBMM grup toplantısında “Onun serokluğu” diyor Davutoğlu’na hitaben, “bölücülüğün
Yazının başlığının uzun şekli var aslında. Herkesin kaçtığı Afganistan’a ABD’nin isteğiyle Türk askerini gönderme sorumluluğu tarih önünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mı, yoksa TBMM’nin mi olacak?Laf oyunu yapıp, Afganistan’a asker gönderilmeyecek, zaten orada Türk askeri var, hatta görev süresi TBMM tarafından 2020 Aralık ayında yapılan oylamayla 18 ay daha uzatıldı demenin alemi yok. Tek bir asker
AK Partililer Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 9 Temmuz’da Diyarbakır’da “Bıji Serok Erdoğan” diye karşılamışlar. Kürtçe “Yaşasın Başkan Erdoğan” demek. Sloganın aslı, yasadışı PKK taraftarlarının, İmralı cezaevindeki liderleri Abdullah Öcalan için kullandığı “Bıji Serok Öcalan” şeklinde AK Partililer demek ki Kürt oylarına o kadar muhtaç hale gelmiş durumdalar ki “Bıji Serok Erdoğan” sloganından medet umuyorlar, seçmen çekeceklerini,
Sedat Peker 8 Temmuz’da Twitter üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz 2016 darbe girişimi esnasında ve sonrasında İstanbul ve Ankara’da AK Parti Gençlik Kollarındaki bazı kişiler üzerinden belli gruplara kayıtsız silahlar dağıttığını öne sürdü. İddiasına göre bunu yaptığı sırada Soylu İçişleri Bakanı dahi değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı. Duyan herkese “Bu kadar da
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti İl Başkanlarına hitabında muhalefete yüklenip “iki yıl sonraki” seçimlere start verirken “bu memleketi teslim edemeyiz” demesi hem siyaset hem ekonomi dünyasında çok tartışılacağa benziyor. Sadece bu sözler dahi Erdoğan’ın 2023 seçimini kaybetme endişesine düştüğünü gösteriyor. Öte yandan seçimi kaybederse bir şekilde iktidarı muhalefete “teslim etmemeye” çalışacağı kuşkusunu da akıllara düşürüyor.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) bir haftadır 100. Yıl kutlamaları yapıyor. 1921 de kurulan ÇKP “Uzun Yürüyüş” adı verilen çetin bir mücadele ardından 1949 yılında Mao Zedong önderliğinde iktidarı ele geçirdi. İktidara geliş şekli de Rusya’daki 1917 Sovyet Devriminden farklı olan Çinli komünistlerin iktidardaki çizgisi de farklı oldu. Sovyetler Birliği 1992’de dağıldı, ama Çin komünistleri hala
Bu da oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’den karayoluyla ayrılanların “depoyu fulleyip gitmelerini” övünülecek bir şeymiş gibi anlattı. Artık Erdoğan’a hangi danışmanı söyleyip konuşma metnine eklemişse bunun Türkiye’deki akaryakıt vergilerinin düşük olmasından kaynaklandığını söylemiş; oysa Türk lirasının giderek azalan değerinden. Türk halkına çok pahalı gelen her şeyi Avrupa’da yaşayan Türkler dahil Avro hesabıyla üç kuruşa getiriyor
“Sonbahar’da Bir Sultan” ABD’de yeni çıkan bir kitabın adı. İngilizcesi “A Sultan in Autumn”. Alt başlığı “Erdogan Faces Turkey’s Uncontainable Forces”; “Erdoğan Türkiye’nin Dizginlenemez Güçleriyle Yüzleşiyor” şeklinde de tercüme edilebilir. Yazarı Soner Çağaptay, tarihçi, araştırmacı, yıllardır ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından The Washington Institute, Türkiye programını yönetiyor. Kitap henüz Türkçeye çevrilmedi. Çağaptay, kitabında Erdoğan’ın her
Önce şunu söylemek lazım. Adaletsizlik sadece yargıda yok. Adaletsizlik yaz ortasında gelen yüzde 15 elektrik zammında da var. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasında da var adaletsizlik. Kurtuluş Savaşını verip Cumhuriyeti kuran TBMM’nin oy makinasına çevrilmesinde de var. Ama adalet arayışı en çok yargıda var. İktidarın gayrı resmi ama sözü daha çok geçen ortağı MHP’nin









