Ankara içişleri Siyaset Kulisleri Haber Yorumlar: Ankara’nın siyaset kulislerinden derinlemesine bilgi, analiz ve tahminler veren ancak Ankara’nın ötesinde yerel siyasetin nabzını tutan haber ve yorumlar.
Sağlık Bakanı salgında “birinci dalganın ikinci pikini yaşıyoruz” dedi. Doğru; üstelik bu pik, yani tepe noktası, bakanlığın ilan ettiği sayıların gösterdiğinin ve birinci tepe noktasının çok daha üzerinde gibi görünüyor. Geçtiğimiz haftalarda Rize, Malatya, Erzurum valilerinin ve Ankara Tabip Odası’nın kendi şehirleri için basına açıkladıkları rakamlar bu illerin dahil edildiği bölgeler için ilan edilen resmi
Türk-Yunan ilişkilerinde krizden söz etmek uluslararası ilişkiler çalışanlar için vaka-ı adiyedir. Anlaşmazlıkların arkasında uzun tarihi geçmişi görmek ve yaşananlardan karşı tarafı sorumlu tutmak da Ege’nin iki yakasındaki hâkim tutumdur.Fakat, sorunlara derinlemesine bakarsanız, arkalarında esas itibariyle milliyetçiliğin etkisiyle ortak tarihi farklı okumak, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında Osmanlı Devleti dağılırken yaklaşık 550 yıllık beraberlikten
Doğu Akdeniz’de sıcak geçen hafta sonu diplomasisinin ardından yeni hafta iki kritik toplantıyla başlıyor. Türkiye bir yandan Fransa-Yunanistan eksenini diplomatik hamlelerle kırma ve AB içinde bir çatlak bulma, bir yandan da son olarak KKTC ile ortak bir tatbikat düzenleyerek kararlılık gösterme çabasında. Yani, gerilimin tarafları olası bir toplantı masasına getirecekleri sopaları biriktirirken, henüz çözüme zemin
İdam cezasının geri getirilmesi talebi gündem saptırma denilemeyecek kadar ciddi bir konu. Üstelik bu defa toplumu öylesine duyarlı bir yerinden vuruyor. Tam da tarikat şeyhinin bir müridinin kız çocuğuna cinsel tacizde bulunmak suçlamasıyla tutuklanıp haberinin yazılmasına, sırf tarikatların sözde ulviyetini koruma çabasıyla yasak getirildiği günlerde. Oyun da belli: idam cezasına karşı çıkanları “Tecavüzü mü savunuyorsunuz?”
Bugünlerde kamuoyunu bir nebze olsun yansıtması beklenen gazete ve televizyonlara baktığınızda ne görüyorsunuz? Okuyup izledikleriniz sizin gündeminizle ne kadar örtüşüyor? Ya da dile getirilenler sizce gerçekten önemli mi? Önemli olsalar da bu konuların işleniş şekilleri zihninizi mi açıyor yoksa görüşünüzün bulandığı ve ruhunuzun daraldığı hissine mi kapılıyorsunuz? Koronayı tartışmayalım mı? Bugünlerde korona pandemisini tartışmak sıkıcı
Türkiye ile Yunanistan arasında savaş çıkmayacağı işin yatıştırılacağı zaten öteden beri belliydi. Hayır, Avrupa Birliği (AB) Türkiye’ye sert uyarıda bulunup yaptırım tehdidinde bulunduğu için değil. Çünkü birincisi, AB Türkiye üzerinde siyasi yaptırım gücünü (Kıbrıs sorunu nedeniyle) kaybedeli çok oldu. Oysa, yöntem hoşunuza gitsin gitmesin Türkiye’nin elinde Avrupa siyasetini etkileyen bir göç kartı var. İkincisi, Türkiye
KONDA bulguları: göze çarpan bilgi eksikliği KONDA araştırma şirketi, kadına yönelik şiddeti önlemek için İstanbul Sözleşmesi’ne dair toplumdaki bilgi ve görüşleri ortaya koyduğu bir çalışma yayımladı. Ağustos 2020 Barometresi’nin bulgularına göre, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çıkmasını isteyenlerin oranı sadece yüzde 7. Buna karşı sözleşmede kalınmasını isteyenler de yüzde 36, yüzde 58 ise konuyla ilgili fikri olmadığını
Gerici sözünü çoktandır duymadınız değil mi? Belki ilericileri bastırmaya çalışırken kendi bahçelerinde İslâmcı bir gizli örgütün 2016 darbe girişimine doğru büyümesine izin veren askerlerin bunun yerine “irtica” diye Arapça bir sözcüğü kullanarak içini boşaltmaları yüzündendir. Siyasi İslâmcı hareket dememek için uydurdukları “Sen anladın onu” muğlaklığı ve sıradanlığında bir klişeydi. Bir zamanlar adeta putlaştırarak milleti neredeyse
Yeni adli yıl 1 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törenle başlayacak. Yürütmenin ayağına kadar giden yargı, yürütmenin bir uzantısı haline gelmiş; yürütmeden görünüş olarak bile bağımsız olmadığını, davranışlarıyla da ikrar edecek. Kerli ferli yargı temsilcileri; günlerden beri hazırladıkları konuşmaları yapacaklar. Konuşacaklar konuşmasına fakat söylenmesi gereken gerçekleri söyleyecekler mi?En başta dört beş ayda bitmesi gereken davaların dört beş









