Şimdi okuyacağınız ifadelerin bana ait olmadığını muhatap alınması gereken biri varsa onun da ilayiyat doktoru Ali Erbaş yönetiminde, vergilerimizle yaşayan Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu trol terörü ihtimaline karşı baştan belirtmek isterim. “Hamas tarafından İsrail halkına karşı işlenen vahşetin kayıtsız şartsız kınanması ve rehinelerin Hamas tarafından derhal serbest bırakılması gerektiği konusunda mutabık kalınmıştır. Derhal serbest bırakılmalıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Bağımsızlık Savaşımızın son perdesi olan Büyük Taarruzun 1922’de tamamlandığı gün olarak kutluyoruz. Bugün Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılını kutlamaya hazırlandığımız günlerde Zaferin kime ve neye karşı kazanıldığını hatırlamak ve bununla yüzleşmek zorundayız. Türkiye’de kitleleri vatan kavramıyla tanıştıran Namık Kemal oldu. “Vatan Yahut Silistre” eserinin sahnelenmesi ve halktan büyük ilgi görmesi üzerine Payitaht tarafından
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 4 Ağustos’ta Yalova Merkez Camii’nde “irat ettiği” Cuma hutbesinde “Cuma namazı konusunda hassas davranmayanların vebal altında” olduğunu öne sürerek şunları söyledi: “Çalışanlarımızın ve öğrenci kardeşlerimizin en önemli farz ibadetlerinden biri olan cuma namazını eda edebilmelerine yardımcı olalım. İş yerlerimizdeki mesai saatlerini, okullarımızdaki ders programlarını cuma namazının vaktine göre düzenleyelim.” Bunlar
Isparta ücra bir Anadolu kasabası değil. Fakir sayılamayacak bir Batı Anadolu şehri. Isparta’ya kar yağdı ve üç gün elektrik verilemedi.Özgeçmişinde inşaat malzemeleri ve hayvancılık dışında enerji sektöründe de ticari faaliyetini sürdürdüğü yazan AK Partili Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’den ses çıkmıyordu. Sahiplikleri hükümet marifetiyle değiştirilmiş televizyon ve gazetelerden de Isparta’ya ilgi yoktu. Gerçi onlardan Samsun’da Atatürk
Kimilerine göre bu yazıları yazmak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gündemi geçim sıkıntısından, işsizlikten başka terlere, kendisinin çok iyi bildiği alanlara çekme taktiğine yardımcı oluyor. Nitekim bakın dün açıklanan Orta Vadeli Ekonomik Programın, enflasyonun artık düşeceğini, büyümenin bu yıldan sonra da giderek artacağını söyleyen Erdoğan’ı doğrulamadığını yazmak yerine Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı yazıyoruz. Ama gündem saptırma
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta sembolik önemi kadar fiili önemi de bulunan bir dizi askeri-siyasi adım attı. Kurtuluş Savaşına atfen “Zafer Haftası” olarak bilinen haftayı kendi programına uyarlayarak aslında içeriden çok dışarıya, özellikle ABD, Avrupa Birliği ve Rusya’ya mesaj verdi. Ancak bu programın asıl önemi, Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetlerini yeniden yapılandırma siyasetinin parçası olmasıydı. Erdoğan’ın
Estonya sendromunun ne olduğuna geleceğim, önce halimize bakalım, eskilerin deyişiyle “hâli pür melâlimize”, yani “kederli” halimize.AK Parti yayın organı gibi çalışan gazete ve televizyonlar daha kapanmanın dördüncü gününde, henüz günlük kovit ölüm sayıları 300-350’lerde seyrederken açılma planları yayınlamaya başladı.Salgın yönetimi, ya da sağlık bakanı yapmıyor kapanmanın son bulmasına dair açıklamaları. Turizm Bakanı Mehmet Ersoy yapıyor.