Asya bugün yalnızca dünyanın ekonomik motoru değil; küresel enerji güvenliğinin de tartışmasız merkez üssü. Dört büyük tüketici — Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore — tek başlarına dünyanın petrol ithalatının yaklaşık yüzde 45’ini, LNG ithalatının ise yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Böylesine dev bir talep odağı, kaçınılmaz olarak Rusya’dan ABD’ye, Katar’dan Suudi Arabistan’a kadar tüm büyük üreticilerin
Türkiye ile Rusya yüzyıllardır aynı sahnede dans ediyor: Kimi zaman savaşarak, kimi zaman barışarak; kimi zaman ticaretle yakınlaşıp kimi zaman cephelerde karşı karşıya gelerek. Hiç tam güvenemediler ama birbirlerini de asla yok sayamadılar. 2025 itibarıyla bu kırılgan denge yeniden baldan çok limon tadı veriyor. Diplomatik nezaketin ardında, yavaş ama derin bir uzaklaşma yaşanıyor. Türkiye-Rusya:Pragmatik Bir
Cambridge bu hafta yalnızca bir üniversite şehri değil. Avrupa’nın geleceğinde Birleşik Krallık–Yunanistan–Türkiye ekseninin nasıl şekilleneceğine dair fikirlerin yoğrulduğu bir laboratuvar adeta. “Davosvari” nitelikteki Delphi Economic Forum’un düzenlediği İngiltere–Yunanistan Stratejik Zirvesine, iki ülke liderlerinin de katılımıyla bu yıl yine Cambridge ev sahipliği yaptı. Ben de bu buluşmaya, bildiğim kadarıyla tek Türk konuşmacı olarak davet edildim. Bana
Türkiye, sıkça dillendirdiği “Dünya beşten büyüktür” iddiasını enerji sahasında da hayata geçirebilecek potansiyele sahip bir ülke. Geniş yenilenebilir kaynakları, güçlü mühendislik geleneği, stratejik jeopolitik konumu ve dünya çapında deniz taşımacılığı kabiliyetiyle aslında küresel enerji oyununda ön saflarda yer alabilecek niteliklere sahip. Ancak ne yazık ki, Türk enerji şirketlerinin küresel enerji arenasındaki varlığı hâlâ silik. Ne
Enerji, artık sadece evlerimizi ısıtan, sanayiyi döndüren ya da arabalarımızı çalıştıran bir girdi olmaktan çok daha fazlası. Bugün enerji; diplomasiyi şekillendiren, savaşlara yön veren, teknolojik dönüşümleri hızlandıran jeostratejik bir güç. Türkiye bu satranç tahtasında uzun süredir yalnızca hamle bekleyen bir piyon gibi durmakta. Oysa artık zamanı geldi: Megavat hesaplarının ötesine geçmeli, “megastratejiler” üretmeliyiz. Tabii ki
Enerji artık yalnızca elektrik üretmenin ya da doğalgaz bulmanın ötesinde bir kavram. Bir devletin dış politikasını belirleyebilen, küresel krizleri tetikleyebilen, şirketlerin kaderini değiştiren, hatta toplumların yaşam biçimlerine yön veren bir güç alanı. Dünya tarihinde belki de ilk kez, enerji bu kadar çok boyutlu, bu kadar çok aktörlü ve bu kadar çok bilinmeyenli bir denklemin merkezine
Tüm tahminleri alt üst etti, suikast girişiminden, onlarca mahkeme iddianamesi ve mahkumiyetinden sıyrılarak 20 Ocak’ta Beyaz Saray’daki tahtına oturdu “Sultan Trump.” Açıkladığı ilk başkanlık kararları kimseyi şaşırtmadı ama geleceğe dönük kaygıları ve belirsizlikleri artırdı. Trump’ın beni en çok etkileyen beyanı ise, Grönland’ın satılması, Kanada’nın 52. eyalet olarak katılması ve Panama Kanalı’nın devredilmesi gibi uluslararası hukuk
Her gün yeni bir gündemle sınandığımız için doğalgaza yapılan zammı da unutuverdik. Halbuki, seçimlerle geçen son birkaç yılda doğalgaz fiyatlarının artırılmasından ziyade doğalgaz kaynakları bulunduğu müjdeleriyle karşılaşıyorduk. BOTAŞ Genel Müdürlüğü, dağıtım şirketlerinin sattığı doğalgazın fiyatını, 01.08.2024 tarihinden geçerli olmak üzere konutlar için yüzde 38, küçük sınaî ve ticari işletmeler için yüzde 33,1 oranında artırdı. TMMOB
ABD ve Çin temaslarının ardından Rusya’nın St. Petersburg kentinde Uluslararası Ekonomi Forumu’na (SPIEF) katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye Boru Hatları A.Ş. (BOTAŞ) ile Rus enerji şirketi Gazprom’un ortak şirket kuracağını açıkladı. 8 Haziran’da SPIEF kapsamında bulunduğu St. Petersburg’da Gazprom İcra Kurulu Başkanı Aleksey Miller ile de bir araya gelen Bayraktar, Anadolu
Genellikle ülkeler arasında imzalanan mutabakat muhtıralarına şüphe ile bakıyorum. Zira, genellikle niyet beyanının birazcık ötesinde ciddiyete sahiptir: tarafları bağlamaz, siyasi mesaj yüklüdür, çoğu zaman da “boşa görüşmedik yazılı bir sonuç çıkardık” anlamını taşıyor. Özellikle cumhurbaşkanı düzeyindeki ziyaretlerde, açın bakın ortak bildirilere, çoğun süratle kaleme alınan onlarca mutabakat muhtırası imzalanır. Bunlardan kaçı gerçektir, belli ihtiyaçlara yanıt









