İsrail bu sabah Hamas ile varılan ateşkesi bozarak Gazze’ye saldırılarını yeniden başlattı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre saldırılarda öğle saatlerine dek 404 kişi öldürüldü, (*) yüzlerce yaralı var. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, İsrail ordusu ve iç istihbarat örgütü Şin Bet tarafından yürütülen operasyonun Hamas hedeflerine yönelik olduğunu söyledi. Sözcü,operasyonun Filistinlileri Gazze’nin belli bölgelerinden zorunlu göçünü
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’ı doğrudan eleştirmeme orucu devam ediyor. Üstelik birbiri ardına gelen, özellikle de Erdoğan’ı normal koşullar altında çok rahatsız etmesi gereken İsrail ve Filistin odaklı gelişmeler karşısında adeta Trump orucu tutuyor. Demek ki koşullar normal değil. Düşünsenize, Joe Biden döneminde dört yıl Beyaz Saray’a -defalarca davet beklediğini söylemesine rağmen adım
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın 4 Şubat’ta Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuğu olduğu aynı saatlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray konuğuydu. İkinci başkanlık döneminin ilk konuğunun Gazze’de 60 binden fazla Filistinliyi öldürtüp taş üstünde taş bırakmayan Netanyahu olması zaten kendi başına vicdansız bir tercihti. Ama ortak basın toplantısında Gazze’ye dair
İsrail ve Hamas’ın Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana süren kanlı savaşta ateşkes ve esir takası konusunda 15 Ocak’ta anlaşmaya vardığı açıklandı. 19 Ocak Pazartesi günü yürürlüğe gireceği bildirilen 3 aşamalı anlaşmanın her biri 42’şer güne bölünmüş 2 aşamadan sonra tamamlanması öngörülüyor. Buna göre İsrail, Gazze’den çekilecek ama Gazze’nin İsrail’le sınırı boyunca 1 kilometrelik bir
Milli İrade Platformu öncülüğünde 400’e yakın sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen Büyük Filistin Yürüyüşü‘nde binlerce kişi İsrail’in Gazze’deki saldırılarını protesto etmek için bir araya geldi. 1 Ocak’ta sabah namazını Ayasofya Camisi, Sultanahmet, Fatih, Süleymaniye ve Eminönü Yeni Cami’de kılan katılımcılar, daha sonra kortej halinde Galata Köprüsü’ne yürüdü. Yürüyüşe Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak,
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkardı. Türkiye karara güçlü destek verirken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, kararı “adaletin tecellisi bakımından umut verici” olarak nitelendirdi. Fidan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu kararın Filistinlilere karşı soykırım uyguladığı iddia edilen İsrailli yetkililerin adalet önüne çıkarılması açısından
Korkma! İstikâl Marşı bu sözcükle başlar. Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri Kurtuluş Savaşını Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkanlığı ve Başkomutanlığını yaptığı bu Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edildi. “Korkma” Anadolu ve Trakya’nın İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan, Gürcü ve Ermeni ordularının işgaline direnen, işgali defeden halkına verilen bir güvenceydi. Bugün, 8 Ekim 2024’te Türkiye
Endişe edilen oldu, İsrail ordusu büütün uayrılara rağmen 1 Ekim sabahı Lübnan’a kara karekâtına başladı. İsrail bunun öncesinde 27 Eylül’de Beyrut, Dahiyye’de saptadığı stratejik hedefi, Hizbullah lideri şeyh Hasan Nasrallah’ı yeraltı sığınağında öldürdü. Saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü’nün Lübnan sorumlusu Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın da saldırıda öldürüldüğü açıklandı. Bu aynı zamanda, diğer Hizbullah,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan BM Genel Kurul görüşmeleri için Nev York’a yola çıkarken kısa konuştu. Zaten uzun konuşacak bir şey de yoktu. “Dünya beşten büyüktür” sloganını doğrulayacak şekilde BM sisteminin işlememesi, İsrail’in saldırıları karşısında Filistin’e sahip çıkılması ve ikili temaslar. Sorunlar çok, beklentiler düşük, gelecek belirsiz. Beklentilerin düşük ve geleceğin belirsiz olduğunu açmadan önce, konusuzluktan bolca
Akşam saatlerinde Lübnan’da bulunan Hizbullah mensuplarının çağrı cihazlarının “aynı anda” patladığı, ölü ve çok sayıda yaralıların olduğu haberi ulaştı. Olaydan İsrail sorumlu tutuluyor. Ancak çağrı cihazları nasıl patlatıldı? Çağrı cihazları nasıl patladı? İlk etapta, çağrı cihazlarının hacklenerek, Lityum pillerinin bir yazılım ile patlatıldığı gibi bir yorum vardı. Ancak bu yorumu anlamsız hale koyan sorular şunlar;