Kıbrıs meselesi, onlarca yıldır kavramsal tuzaklara sıkışmış bir diplomasi başlığı olmaktan öteye gidemedi. Kıbrıs’ta “İki bölgeli, iki toplumlu federasyon”, “iki egemen devlet”, “konfederasyon” gibi kavramlar, çözümün kendisi değil, çözümsüzlüğün terminolojik kılıfları haline geldi. Bugün artık mesele “nasıl adlandırılacağı” değil, “neyin gerçekten işleyebileceği” meselesidir. Bu bağlamda, 16–17 Temmuz 2025 tarihlerinde New York’ta düzenlenecek genişletilmiş gayri resmi
Dünya kamuoyunun dikkatini İsrail-İran geriliminin tırmanışı, Ukrayna’daki yıpratıcı savaş ve Çin-ABD arasındaki jeostratejik rekabet gibi büyük güç mücadelelerine çevirdiği bir dönemde, küresel gündemin gölgesinde kalan ancak bölgesel istikrar açısından son derece belirleyici bir diplomatik süreç sessizce ilerliyor: 17 Mart’ta Cenevre’de başlayan ve Temmuz ayında New York’ta sürdürülmesi planlanan gayri resmi Kıbrıs müzakereleri. Her ne kadar
Doğu Akdeniz’in üç kıtanın kesişim noktasında asılı duran Kıbrıs Adası, artık yalnızca coğrafi bir varlık değil; enerji koridorlarının kesiştiği, güvenlik dengelerinin tartışıldığı ve diplomatik manevraların sahnelendiği bir jeopolitik satranç tahtasıdır. “Batırılamaz uçak gemisi” benzetmesi, salt askeri bir mecaz olmaktan çıkarak bölgesel denklemde somut bir stratejik gerçeklik haline gelmiştir. 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan
Dışişleri Bakanlığı 20 Nisan’da yazılı bir açıklamayla hem Bakanlık hem de Bakan Hakan Fidan’a yönelik iddiaları yalanladı. İddiaların asılsız olduğu ve hakkında yasal işlem başlatılacağı duyuruldu ama Kıbrıs merkezli iddiaların ne olduğu -doğal olarak- söylenmedi. İddialar, yasadışı bahis, kara para aklama ve uyuşturucu ticareti suçlarından ABD tarafından aranmaktayken 8 Şubat 2022’de Girne’de öldürülen kumarhane sahibi
İyi diplomasi sessizce yapılır derler. Ama bu kadarına da pes! Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan… Üçü birden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımak yerine Güney Kıbrıs’a büyükelçi atadı. Üstelik bu adımı atmadan önce ne Ankara’yı aradılar, ne Türk Devletleri Teşkilatına danıştılar. Ve Türkiye ne yaptı? Tuhaf bir diplomatik duruş sergiledi: Sustu. Dışişleri Bakanlığı, büyükelçilik açılışlarını görmezden geldi.
CHP lideri Özgür Özel üstüne gide gide Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı da iç politika polemiğine çekmeyi başardı. 6 Nisan günü Olağanüstü Kurultayda güven tazeledikten sonra yaptığı miting konuşmasında “Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması için okyanus ötesinden icazet aldılar. (…) Amerika’ya soruldu, açıklamalar var” deyince Fidan “X” hesabından “Artık haddini bil!” diye patladı. “Halkımız dışında kimseden icazet istemedik”
Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla 17-18 Mart 2025 tarihlerinde Cenevre’de düzenlenen gayrı resmi, beş taraflı (*) Kıbrıs konferansı, tarafların temel pozisyonlarını tekrarladığı ancak kapsamlı müzakerelere geçiş için ortak bir zemin bulunamayan bir toplantı olarak kayda geçti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, görüşmelerin ardından sürecin devam edeceğini belirterek Temmuz ayında yeni bir konferans düzenleneceğini
Cenevre, 17-18 Mart’ta bir kez daha yüksek profilli bir müzakere süsü verilmiş ama aslen hiçbir ilerleme kaydetmesi beklenmeyen bir uluslararası toplantıya ev sahipliği yapacak. “Gayriresmî” Kıbrıs görüşmeleri, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres öncülüğünde, Kıbrıs’taki iki tarafın liderlerini ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’ı bir araya getirecek. Resmî olarak davet edilmese de Avrupa
Birleşmiş Milletlerin (BM) öncülüğünde Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının katılımıyla 17-18 Mart’ta Cenevre’de düzenlenecek beş taraflı konferans, Kıbrıs meselesine dair yeni bir süreç başlatma iddiasında. Şu ana kadar yapılan diplomatik temaslarsa, bu toplantının ciddi bir ilerleme sağlamaktan çok çözümsüzlüğü tescil etme riski taşıdığını gösteriyor. Tarafların pozisyonları şu şekilde: • Kıbrıs
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ile 7 Ekim’de görüştü. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki Avrupa Siyasi Topluluğu görüşmeleri sırasında kuliste yapılan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da hazır bulunduğu görüşmeye Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis ile Arnavutluk Başbakanı Edi Rama da katıldı. Bir Türk Cumhurbaşkanının 1974 Barış Harekatından bu yana Rum yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıyla