Türk dış politikasının içinde bulunduğu savrulmanın ciddi boyutlara ulaşmakta olduğu görülüyor. Son örnek, Suriye cephesinde yaşanan çaresizlik görüntüsü. Gerçeklikle ilişkisi çoktandır kopmuş olan siyasi iktidar politika üretemiyor. Kendi sebep olduğu devasa iç ve dış sorunlara çözüm bulabileceğine inanmak istiyor. Ancak, bunu yapmak için ne akılcı bir plânı, ne inandırıcı bir programı var. Ülke, bir yandan
AK Parti’nin 55 milyar dolarla seçimi alma hesabı başlığını okuyunca, 55 milyar doları hükümet nereden bulacak diye soranlarınız olabilir. Öyle ya, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dış güçler hayat pahalılığı ile mücadele çerçevesinde Tarım Kredi Kooperatiflerindeki fiyatları “kâr yapmayacak” şekilde indirme talimatı verdi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de gözleri ışıldayarak aynı jesti özel alışveriş zincirlerinden
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Ödemeler Dengesi İstatistiklerine göre Haziran ayında cari açık geçen yılın aynı ayına göre yüzde 191 artarak 3,48 milyar dolar yükseldi. 12 aylık cari açık ise 32,66 milyar dolarla 15 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Merkez Bankasının 11 Ağustos’ta yayınladığı verilere göre Türkiye’nin ithalat ve ihracatı arasındaki açık yükseliş ivmesini sürdürdü, Haziran
Türkiye gazetesi 9 Ağustos’ta iddialı bir haber yayınladı. Yılmaz Bilgen imzalı “Suriye’de ateşi söndürecek adım” başlıklı haberde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İran ve Rusya liderleriyle yaptığı son görüşmeler ardından Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile bir telefon görüşmesi yapabileceği yazıyordu. Bir başka deyişle Suriye’ye yeni bir askeri harekât işareti veren Erdoğan’ın aradaki 11 yıllık husumeti bir yana
Türkiye 2011’de Suriye’deki krizin ilk başında, Beşar Esad’ın reformlar yapması ve Suriye toplumunun mümkün olduğunca geniş kesimlerini de sisteme dahil etmek suretiyle yönetimini sürdürmesi yönünde tutum aldı ama bu gerçekleşmedi. Esad rejimi, böyle bir çözümün, mutlak otoritesinin ve sonrasında da iktidarının sonunu getireceği düşüncesiyle olsa gerek, bu yola gitmedi. Sonraki dönemde Türkiye, Esad’ın iktidarı bırakması ve
Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in geçen ay Rusya ile Ukrayna arasında bir tahıl ve gübre ihracat anlaşmasına aracılık etmesinden sonra Ukrayna kıyılarında mahsur kalan tahılların tahliyesi için ilk kargo 1 Ağustos’ta Odessa’dan yola çıktı. Türkiye Savunma Bakanlığının yaptığı açıklamaya göre, Ukrayna ve Rusya’nın Birleşmiş Milletler gözetiminde ve Türkiye’nin kolaylaştırıcılığında mütabakata vardığı tahıl anlaşmasının ardından yaklaşık 26
Rusya ve Ukrayna küresel çapta gıda krizine sebep olan tahıl ihracatı sorununu çözmek için Birleşmiş Milletler himayesinde hazırlanan kritik anlaşmaya Türkiye’nin kolaylaştırıcılığıyla İstanbul’da imza attı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Ukrayna kıyılarında mahsur kalan tonlarca tahıl, gıda maddesi ve gübrenin güvenli bir biçimde Karadeniz’den çıkarılması için BM öncülüğünde ve Türkiye’nin kolaylaştırıcılığında aylardır sürdürülen görüşmeler 22 Temmuz’da
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’ın 22 Temmuz’da İstanbul’da olup Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında tahıl sevkiyatı anlaşması töreninde bulunacağını açıklandığı 21 Temmuz günü ABD istihbaratı CIA ve İngiliz istihbaratı MI6 başkanlarından iki ilginç Rusya değerlendirmesi geldi. ABD’deki Aspen Forumunda konuşan CIA Başkanı William Burns’e göre Ukrayna’yı istila harekâtı boyunca 15 bin Rus askeri öldürülmüş, 45
Avrupa’da enerji krizi derinleşiyor. Kıta aynı zamanda bir taraftan aşırı sıcak hava dalgasıyla kavrulurken, orman yangınları İspanya, Fransa ve İtalya’yı sarmışken, aşırı sıcaklardan can kaybı yaşanıyor. Enerji krizi, iklim krizi ve gıda kriziyle aynı zamanda mücadele etmek durumunda kalan Avrupalı yöneticiler için ciddi bir sınama söz konusu. Rus enerji devi Gazprom’un son hamlesi bu sınavı








