ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, daha doğrusu Orta Doğu operasyonlarından sorumlu Merkezi Komutanlık (CENTCOM) 12 Temmuz’da IŞİD’in Suriye sorumlusu Mahir el-Agal’ı öldürdüğünü duyurdu. Amerikalılara göre IŞİD yönetimindeki beş kişiden biri olan el-Agal, “Suriye’nin kuzey batısında Jindayris (Cinderes) dışında” vurulmuş beraberindeki bir başka IŞİD yöneticisinin de yaralanmıştı. Daha önce IŞİD’in Rakka sorumlusu olduğu bildirlen Agal’ın Cinderes kasabasının
Bu yazıyı 30 Haziran sabahı yazdım, saat 09.00’da bitirdim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi üzerinden 12 saatten fazla geçmişti. Görüşmenin içeriği üzerine Amerikan tarafından ilk açıklama hemen yarım saat sonra gelmişti ama Türk tarafından yarım gün sonra hala açıklama yoktu. Dahası, akla “dakika bir, gol bir” manşetlerini hatırlatacak şekilde. Daha Erdoğan
Grigory Aleksandroviç Potemkin, Rusya’nın 18’inci yüzyıldaki yayılmacı siyasetinin mimarlarından olan bir Rus generali, devlet adamı ve Çariçe II. Katerina’nın sevgililerinden biriydi. Hayatını, Çariçe II. Katerina ile birlikte Osmanlı Devleti’ni parçalayarak, Rusya’nın egemenliği altında, başkenti İstanbul olan yeni bir Bizans İmparatorluğu kurma hayaline adamıştı. Ruslar, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı bir Hanlık olan Kırım’ı, 1783 yılında ilhak ettikten,
Rusya, Türkiye-Yunanistan arasındaki söz düellosunu açıkça “kayıkçı kavgası” olarak görüyor. Suriye’de hesaplar karıştı. NATO’da PKK tablosu bize söylendiğinden faklı. Hepsine geleceğiz. Ama madem “yanılsama ve gerçeklik” diye daha çok felsefe ve estetiği ilgilendiren bir başlık attık, hakkını vermek için önce iç politikaya dokunmamız gerekiyor. AK Parti’nin Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in sözleri mükemmel bir yanılsama örneği.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Pazartesi günü, 23 Mayıs’taki kabine toplantısı ardından 26 Mayıs’taki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında Suriye’deki PKK hedeflerine yeni bir askeri harekât emri verebileceğini söyledi. MGK toplantısının sonrasında yer alan bildiride de bu vurgu güçlü bir şekilde yer alıyordu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsrail ziyareti sırasında “Elimiz kolumuz bağlı, ne zaman saldıracaklarını
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 26 Mayıs’ta yapılacak Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında Suriye’de yeni bir askerî harekât konusunun görüşüleceğini duyurdu. Erdoğan’ın 23 Mayıs’taki kabine toplantısı ardından yaptığı bu açıklama pek alışıldık değil. Cumhurbaşkanı daha önce de sınır ötesi askerî harekâtları önceden haber vermişti ama böyle gün veriyor olması dikkat çekici. Erdoğan harekâtın amacını “güney sınırlarımız boyunca”,
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a şimdiye dek görülmemiş ağırlıkta hakaretler etmesi ve Özdağ’ın da Soylu’ya Bakanlığın önünde teketek kavga yoluyla hesaplaşmak için randevu verip meydan okuması siyasetin halihazırdaki seviyesini gösteriyor. Ama gelişmeler bir soruyu da akla getiriyor: Önümüzdeki seçimin sürprizi Özdağ’ın Zafer Partisi olabilir mi?Özdağ’ın bu çıkışları, Soyluyla zıtlaşması Zafer
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 18 Nisan’da parti genel merkezine astırdığı dev pankart ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti hükümetine Suriyeli sığınmacılar konusunda dört soru sordu.1- Sığınmacıların gerçek kimlik bilgilerini ispatlamalarını talep ettiniz mi?2- Neden vatandaşlık dağıtıyorsunuz, neye hazırlanıyorsunuz?3- Vatandaşlık verirken güvenlik soruşturması yapıyor musunuz?4- Sınırımızdan kaçak geçişlere bilerek neden izin veriyorsunuz?Sadece Kılıçdaroğlu değil, diğer muhalefet
Türk Silahlı Kuvvetleri 17 Nisan’ı 18 Nisan’a bağlayan saatlerde PKK’nın Irak’taki kamplarına yönelik geniş çaplı bir askerî harekât başlattı. Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Pençe-Kilit” kod adlı harekatın ilk saatlerinde “Birinci safhada belirlenen hedeflerin ele geçirildiğini” sabah saatlerinde Bakanlığın Twitter hesabından duyurdu. Harekâtı Bakan Akar Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve kara, deniz, hava kuvvet komutanlarıyla
Rusya tarih ders kitapları Rusya’nın 19.yy’da büyük devlet siyaseti izleme politikasının temel açmazını Batı ve Doğu arasında sıkışıp kalmak olarak görür. Bir yanda temelde güçlü bir Rusya’nın ortaya çıkmasını engellemeyi en büyük hedef haline getirmiş olan İngiliz ve Fransız devletlerinin liderliğindeki Batılı blok vardır. Öte yanda giderek zayıflıyor olsa da Rus İmparatorluğu’nun geleneksel dış politika