Körfez, coğrafi konumu, jeostratejik önemi ve zengin hidrokarbon kaynakları sebebiyle yüzyıllardır büyük güçlerin oyun alanı olmuştur. 19. ve 20. yüzyıllarda İngiliz ve Osmanlı İmparatorlukları arasındaki rekabet ve ikincisinin çöküşü, devasa petrol ve doğal gaz rezervleri üzerinde oturan ve Arap hanedanları tarafından yönetilen yeni devletlerle mevcut siyasi düzeninin yaratılmasına yol açtı. Bölgede süregelen iktidar ve çıkar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Yunanistan ile Ege Denizindeki adalar sebebiyle yaşanan krizle ilgili sert duruşunu bozmadı. Erdoğan, 17 Haziran’da Cuma Namazı çıkışında gazetecilerin soruları üzerine Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantılarının yapılmayacağını belirterek “Yunanistan bundan sonra başının çaresine baksın” dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dürüst siyasetçi karşımda olmadığı sürece bunlarla bir daha görüşmeyeceğimi, Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile ortaya çıkan kriz, Türkiye’yi dünya gündeminin üst sıralarına taşıdı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirmesi, tarafsız kalması ve arabuluculuk girişimlerinde bulunması, Türkiye’ye, özellikle Batılı müttefikleri nezdinde ciddi bir sempati kazandırdı. Aralarında Hollanda, Almanya ve Yunanistan Başbakanlarının bulunduğu birçok Batılı lider, Türkiye’yi desteklediklerini göstermek amacıyla birbiri ardına Türkiye’yi ziyaret etti. Türkiye,
Rusya-Ukrayna Savaşı ve uluslararası yaptırımlar sebebiyle Karadeniz sahillerinde bekleyen 20 milyon tondan fazla tahılın dünya pazarına ulaştırılması için “tahıl koridoru” kurulacak. Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna yetkilileriyle aktif diplomasi yürüttüğü koridor için BM çatısı altında bir yol haritası hazırlandı. Taraflar önümüzdeki günlerde detayların konuşulması için İstanbul’da bir araya gelecek. Dünyanın en büyük tahıl ihracatçısı konumundaki Rusya
Ukrayna ve Rusya arasındaki silahlı çatışmaların tehlikeli şekilde sürdüğü bir güvensizlik ortamında zaman, herkese yeniden umut verecek, uluslararası toplumda görülen ağır kırılmaları hafifletecek, yeni bir uluslararası iklimin temellerine doğru yol alacak taşları döşeme zamanıdır. Türkiye, kritik bir coğrafyada bu dinamiği güçlü kılacak bir aktördür. Geçen yıl 24 Nisan’da Vaşington’da, Başkan Joe Biden 1915 olayları münasebetiyle
Rusya tarih ders kitapları Rusya’nın 19.yy’da büyük devlet siyaseti izleme politikasının temel açmazını Batı ve Doğu arasında sıkışıp kalmak olarak görür. Bir yanda temelde güçlü bir Rusya’nın ortaya çıkmasını engellemeyi en büyük hedef haline getirmiş olan İngiliz ve Fransız devletlerinin liderliğindeki Batılı blok vardır. Öte yanda giderek zayıflıyor olsa da Rus İmparatorluğu’nun geleneksel dış politika
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının insani boyutunun ciddiyeti yükselirken çözüm için ilk üst düzey toplantıya ev sahipliği yapan ve arabuluculuk rolü üstlenen Türkiye, bölgesel diplomaside hareket alanını genişletiyor. Geçtiğimiz hafta 19 yıl sonra ilk defa bir İsrail Cumhurbaşkanı, Isaac Herzog, Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Erdoğan görüşmeyi “bir dönüm noktası olarak tanımladı,” enerji ve
Dışişleri Bakanı 7 Mart’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba’nın 10 Mart Perşembe günü Antalya’da kendi ev sahipliğinde buluşacağını söyledi. Bu üçlü toplantı, Rusya’nın 21 Şubat’ta başladığı istila harekâtından bu yana iki ülke arasında ilk üst düzey toplantı olacak. Rusya Dışişleri Sözcüsü Maria Zakharova, bu görüşmelerin teknik değil siyasi konularda,
Daha birkaç gün önce zeytinliklerin karşı karşıya olduğu tehdit üzerine yazmıştım. Durumun ehemmiyeti basında henüz dile gelmişken ve tartışılırken şimdi de farklı bir değişiklikle karşı karşıya kaldık. Bilimsel çalışmalar için ayrılan ve yapılaşmaya kesinlikle izin verilmeyen kesin korunması gereken hassas alanlar, yani sit alanları ve doğa açısından önemli alanlar “kamu yararı” gerekçesiyle altyapı yatırımlarına açıldı;
Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye ekonomisine çeşitli kanallardan olası maliyeti olacak. Petrol kanalı, tarım ve ithalat kanalı, turizm kanalı ve elbette kurda son yaşanan gelişmelerde kur korumalı mevduatın Hazine’ye çıkması olası maliyeti. Tüm bunlarda basit bir hesap yaparsak ilk aşamada ülke ekonomimize yaklaşık 30-35 milyar dolar arasında ek maliyet gelebilir. Ülkemize gelen turistlerin yaklaşık yüzde 20’si Rus,