Dün akşam ulaşan bazı bilgiler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürokrasi günlerine dair önemli bir tanıklık veriyordu. Birazdan aktaracağım ama önce taze bir kulis bilgisi. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile birebir konuşma fırsatı bulunanlar kendisini “şaşırtıcı bir rahatlık” içinde gördüklerini aktarıyorlar. Kapalı görüşmelerinde gözlenen bu rahatlık, deprem bölgesi ziyaretlerinde çehresine yansıyan üzüntü ve kızgınlıkla da
Seçimlerin tarihi 14 Mayıs olarak resmen açıklandı ve seçim süreci başladı. Önümüzde iki ay kaldı. İttifakların Cumhurbaşkanı adaylarıni belirlenmesinin ardından sırada milletvekili listelerinin hazırlanması ve YSK’na sunulması var; son tarih 10 Nisan. Bunun basit bir süreç olacağını düşünmeyelim, zira yeni seçim kanunu öncekilerden epeyce farklı. Kanun, ittifak kuracak partiler için mayınlı araziye benziyor. Kanunun ittifakları
Korkma! Saadet Partisinin dün yayınladığı seçim videosu ekrana gelen bu sözcükle başlıyordu. Dün, 12 Mart, İstiklâl Marşının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Marş olarak kabul edilişinin 102’inci yıldönümüydü. Sözlerini “Kahraman Ordumuza” ithafıyla Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı, Osman Zeki Üngör‘ün bestelediği marş aynı sözcükle başlar: korkma! Hem işgal ordularına hem de işgal ordularının işbirlikçisi Osmanlı
İki büyük depremin ardından yaşanan nüfus hareketleriyle seçim sistemimiz yeniden gündeme geldi. Şimdi, depremzede vatandaşlarımızın oylarını kullanırken sorun yaşayıp yaşamayacağı kaygısı da başladı. Hukuki metinlerimiz böylesi büyüklükte nüfus hareketlerini öngörmediği için seçimlere yaklaştığımız bu günlerde konunun siyasal hayata etkisi giderek önem kazanıyor. Akla ilk gelen, depremzedelerin anayasal haklarını kullanmalarının sağlanmasıydı. YSK’nın çalışmasıyla, çadır ve konteynerde
Kosova’nın bağımsızlığını ilan edişinin üzerinden 15 yıl geçti. Başta Türkiye olmak üzere, batılı ülkelerin çoğunluğu, Kosova’yı, gecikmeksizin, 3-5 hafta içinde tanıdılar. Tanıyanların sayısı ilk yıllarda hızla artarak 120 ye kadar yükseldi. Son birkaç yıldır, Rusya’nın desteğini de alan Sırbistan, önemli sayıda ülkeyi (özellikle Afrika’da) bir şekilde ikna ederek, tanıma kararlarını geri çektirdi. Halen tanıyan ülkelerin
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına adaylığı Milli Görüş’ün kalesi Saadet Partisi Genel Merkezinde beş sağ partinin liderinin katılımıyla açıklandı. Duyuruyu Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu yaparken, zamanında Milli Görüş çizgisinden gelen Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da oradaydı. Atatürk portresi ve Türk bayrağı önünde, üstelik Berat Kandili gecesi verilen bu fotoğraf karesi çoğu yorumcuya göre
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28. dönem milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 14 Mayıs’ta yenilenmesi için cumhurbaşkanlığı kararnamesini imzaladığını açıkladı. Erdoğan 1o Mart’ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaptığı açıklamada “Biraz önce Anayasamızın 116. maddesinin verdiği yetkiyle 18 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken seçimlerin 14 Mayıs’ta yenilenmesi kararını imzalıyorum. Buna göre; 2 ay sonraki ilk pazar günü olan 14 Mayıs
Brüksel, 9 Mart 2023. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Dış ve Güvenlik Politikaları Başdanışmanı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, solunda Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar olduğu halde basın toplantısı düzenliyor. Konu, Türkiye’nin Rusya korkusuyla NATO’ya üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya’ya onay verip vermemesi; stratejik bir konu. Ama birileri masada biriken çay ve su bardaklarının hükümetimizin dış itibarı
Hepimizi acılara boğan 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli ikiz depremin üzerinden bir ay geçmeden bu kere altılı masada siyasi bir deprem yaşandı. Üç gün boyunca televizyon ekranlarına kilitlenerek muhalefet kanadındaki siyasi gelişmeleri heyecanla izledik. Depremde ortaya çıkan aksaklıktan ekonomik krize, oradan Suriyeli sığınmacılar sorununa dek önemli konular medyada birkaç gün geri planda kaldı. 13 milyon insanımızı
Neredeyse iki yıldır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan kendini göstermek isteyen alt düzey yöneticiye dek bütün AK Partililer CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “hodri meydan” dediler, onun aday olmasını istediler. Dilekleri yerine geldi; muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu oldu. Ancak AK Partide şimdi nasıl bir seçim stratejisi izlenmesi gerektiği konusunda iki değişik görüş var. Kararı elbette dün, 8 Mart’ta MHP